Yahudilerin zulmünden, Müslümanlar da me’suldür!

Her sene mübarek Ramazan ayı geldiğinde böyle oluyor.

Yahudi, siyonistliğini gösteriyor ve zavallı Filistinli Müslümanlara Ramazanlarını zehir ediyor. Yine bu sene de aynısını yaptılar. Ve yaparken de, her zaman olduğu gibi, yine kendilerince haklı olduklarını öne sürerek, sudan bir sebeb, bir kılıf uydurarak yaptılar bunu. Bizler, yataklarımızda rahat yatarken, yiyip içip gezerken, bu kardeşlerimiz, zulüm içinde zulüm görüyorlar.

Üstadımızdan öğrendiğimiz kadarıyla, dünyadaki karışıklıkların en büyük müsebbibi, başlıca iki millettir. Bunlar da; Yahudi ve İngilizlerdir. Dünyanın bir çok yerindeki zavallı milletleri, asırlarca sömürge olarak kullanan İngilizler, hasis menfaatlerine aykırı gördükleri bir şeyi hemen bertaraf etmeye çalışırlar. Bunun için insanlar ölmüş, devletler yıkılmış hiç umurunda bile değil. Kendi topraklarından binlerce kilometre ötedeki milletleri perişan ederek devletleri işgal ede gelmiştir. Niye dünyanın birçok yerinde İngilizce konuşulur? Hep devletleri işgal ettikleri, milletleri de sömürge hâline getirdiklerinden dolayı.

Diğer taraftan, ebedî olarak sürünmeye mahkûm olmuş, Kur’ânda lânetlenen, kendi Peygamberlerini öldüren, ondan sonra gelen diğer Peygamberleri kabul  etmeyen, onların ümmetleriyle devamlı mücadele hâlinde bulunmuş olan, ebedî yurtsuz Yahudi milleti var. İşte bu lâin millet, dünyanın her tarafında sürgün edilmiş, Avrupa’nın birçok yerinde hor ve hakir görülmüş, itelenmiş. İspanya’nın zulmü altında inim, inim inlerken, Osmanlı’nın engin şefkat eli vasıtasıyla, İspanyada fırınlarda yakılırken onları kurtarıp, gemilerle Selanik vilayetine getirip yerleştiren 2. Bayezid sayesinde ancak rahat nefes alabilmişlerdi. Ama o hain ve lâin Yahudi, Osmanlı’yı da yine oradan, Selânikten vurarak kalleşliğini göstermiştir.

Dünyanın her tarafında sürgünken, birçok devletin de en kilit noktalarını ele geçirebilmişler ve o devletlerden yapılan alçak işler, hep onların başının altından çıkmıştır. Meselâ, ABD’deki Yahudi lobileri gibi. Dünyanın, hassaten de Osmanlı’nın eski topraklarının karışmasının en büyük müsebbiblerinden biri olan bu Yahudi milleti, 60 küsur sene önce hile ve desiseyle Filistin topraklarını işgal edip, orada nihayet, asırlar sonra bir korsan, haydut devlet kurabilmiştir. Başta Filistinliler olmak üzere, birçok Arap devleti ve etraftaki bir çok devlet de (Türkiye’de dâhil) bundan rahatsız olmuş, huzuru kaçmıştır.

Adeta Osmanlı’dan intikam alırcasına (Osmanlı onları İspanya’da fırınlarda yakılırken kurtardı ya) onun eski topraklarında bulunan ve çoğunluğu da Müslüman olan; Filistin, Lübnan, Irak, Suriye, Mısır, Fas, Cezayir Libya gibi birçok devletin anasını ağlatmış, gün yüzü göstermemiştir. Osmanlı’nın yıkılmasıyla Ortadoğuda bir çok millet öksüz kalmıştır.

Şimdi, şu mübarek Ramazan ayında zavallı Filistinlilere yapılan zulmü, dudaklarımızı kemirerek seyrediyoruz! Elimizden bir şey gelmemenin çaresizliği ile kahroluyoruz! Kundaktaki bebeklerin paramparça cesedlerini, zavallı ihtiyar, kadın ve mazlûm insanların içler acısı hâllerini gördükçe, şu mübarek ayda ellerimizi semaya açıp yalvarıyoruz: “Yâ Rab! Şu mazlûm milletleri inim inim inleten (başta Yahudi olmak üzere) alçakların hepsini kahr-u perişan eyle! O zalimlerin elinden zulüm gören bütün Müslümanları felâha erdir!

Ama tabiî bunun yanında, onların yaptıkları zulümlere, bilerek veya bilmeyerek ortak olan, oyunlarına gelen, hatta onlara yardım eden bütün Müslümanların da bunda payı vardır. Onlar da bu zulümlerden mesuldür. Yıllar önce, sosyalist yılanına sarılan BAAS’çı Arapların da bundaki payı unutulmamalıdır. Allah, kardeşlerimizi muhafaza etsin! Bir an önce zalimlerin zulmünü bitirsin inşâallah!  

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*