Kapatalım mı, dönüştürelim mi?

Bu yazıyı başkalarını kızdırmak için yazmadığımızı ifadeye gerek yok. Türkiye´deki siyasetin 12 Eylül ihtilâliyle birlikte şirazesinden çıkarıldığını inkâr eden de yok. Siyasî partilerle birlikte, siyasî partileri oluşturan alt yapılar da dizayn edilmiştir bu süreçte.

Dinî cemaatlerin çeşitli faktörlerle devlet çizgisine çektirildiğini, anarşi bahane edilerek doğu ve güney doğunun muhafazakâr dokusunun tahrip edildiğini ve varoşlara devlet zoruyla toplatılan çaresiz ahalinin burada da resmî ideoloji önderliğindeki dış güçlerce rahat bırakılmadığını bilenler biliyor. Bunların hepsi siyasetin aslî mecrasına dönmesine engel faktörler sayılır. Ecevitin yine o güçlerce iktidara süründürülerek taşınmasının arkasındaki hikmetleri bilmeyenler, bir Derviş´e sorsunlar. Zavallı Erbakan´cağızın uğradığı ihanetlerde de o­nların parmağı vardı. Bir yenilikçiliktir, alıp gitmişti. Eden bulmadan bu diyardan gidemiyormuş. Şimdi… Şimdi de sıra bizim yenilikçilere geldi… Bilderberge gelen Şahinlerce kolu kanadı koparılan zavallı güvercinciklere… Ne Bülent Abinin ekibi, ne de Tayyip Bey´in korosu… Bilerek ve ya bilemeyerek dindar mebuslar bir kaç korkuya kurban edildiler. Belki de senaryonun gereğiydi bu. Milli Görüşçü vekillere bu kadarcık tatmaklık yeterliydi. o­nlar bir önceki Mecliste vazifelerini hakkıyla yaptılar… Neocon´ların emirlerine itaatsizliğin cezasını azıcık çeksinler di… o­nlar artık 1 Martı hiç unutamayacaklardı.

Bizim AKP hâlâ mağdurları oynamaya devam ediyor. Ama az kaldı. Dünkü ev sahipleri kiracı durumuna düşünce, işler iyice sarpa saracak. Bazıları bu gerginlikle ülke devam edemez diyorlardı. AKP´nin de Refah gibi kapatılacağını söylüyorlardı. Neocon ve neoliberallerde ayar mı kalmamıştı. Hem de şimdiye dek başkasına çekilmemiş sıfır ayarlardan. Parti kapatılarak hem AB içinde ve hem de başka mahfillerde gürültü çıkarmaya ne gerek vardı: En iyisi dönüştürelim… Tayyib Bey´i ilk çağırdıkları gibi çağıracaklar ve parti dönüşümünde rol alacakların listesini vereceklerdi. Kısa bir zaman önce Büyükanıt Amerika´ya gittiğinde, orada da plân detaylı anlatılmıştı kendisine… Hem laf dinlemeyen dinci vekillerden, hem temel insan haklarında ileri giden AB´den ve hem de hanedan içine çok tehlikeli sayılan demokratlardan bir nebzecik kurtulunmuş olunacaktı. Geçici de olsaydı, tedbir, tedbirdi…

Dönüşümü biz yalnızca aşağıda tahmin etmiştik. Ilımlı dindar, faize bulaşmış şeriatçılar, okulların müfredatındaki değişimler, rejimin kurucusuna camilerde okutulan hatimler, şeairin tüm kamusal alandan dindarların eliyle örtbas edilmesi hep dönüşümün şekil ve tarzını anlatıyordu. Ama şimdi daha ciddî çalışmalar yapılacak. AKP´nin bünyesine yerleştirilen din ve şeair düşmanlarıyla bu iş daha rahat devam edecek.

Helal olsun adamlara… Emine Hanım, Hayrünnisa Hanım ve diğer başı kapalı vekil hanımların başörtülerinin arkasına saklanarak malı götürdüler. AKP´yi kapatmadan işi hallettiler. Artık Hüseyin Çelik, Teziç´le çelik çomak da oynayamayacak. Hakk ve hürriyetleri gaspedilmiş mağdurlar artık Başbakanı açılışların çıkışlarında beklemeyecekler… O da hal-i pürmelalini millete işaretlerle anlatacak. Dilimizde tüy bitmişti. Bunların neocon ve neolibarellerin icazetiyle çalıştıklarını, o raydan çıkmalarının mümkün olmadığını çok anlattık. Nafile… Olan zavallı millete oldu… Buna rağmen hâlâ AKP´den hayır bekleyen varsa ya çok saf ve bilgisiz insanlarımızdır ve yahut da gagasının yağlanması için sıraya girmiş, bekleyen zavallılar.

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*