Bursa’da Ramazan hâlleri…

Bu sene Ramazan başında Erzurum’a gitmiş ve oradan sizlere; yaşadıklarımızı, gördüklerimizi, hissettiklerimizi, kısaca Erzurum’daki Ramazan hâllerini anlatmıştık.

Kadir Gecesinden önceki gece Bursa’ya avdet ettik şükür. Bursa Yeni Asya Vakfımızda yapılan Kadir Gecesini ihya programına iştirak ettik. Bir ay Bursa’dan uzaklaşmıştık. Buradaki dostlarımız kardeşlerimizle halleştik. Bunlardan bir tanesi dedi ki, “Ağabey, Ramazan boyu Erzurum’da Ramazan hâllerini yazdın, bir de ‘Bursa’da Ramazan hâllerini’ yazsana” dedi. “Yahu, zaten Ramazan bitiyor falan” dedikse de, isteğini tekrarlayınca, “Olur inşaallah” dedik.

Evet, Ramazan-ı mübarek, aslında bizim vatanımızın her bir köşesinde kendine has özellikleriyle güzel bir şekilde, milletimize has hallerde, feyzinden ve sevabından istifade edilerek idrak edilir. Bizi Bursa terminalinden alıp evimize getiren Bursalı bir arkadaşımız, seyahatimizin nasıl geçtiğini sorduğunda anlattık. Özellikle de Erzurum’da Ramazan’a, oruca karşı bir hassasiyet olduğunu, orada açıktan bir şey yiyilip içilmediğini söylediğimizde, “Aslında bizim Bursa’da da eskiden öyleydi. Pek açıkta yiyip içen olmazdı, ama işte dışarıdan gelen göçler neticesinde Bursa bozuldu maalesef” dedi

Onun o sözü, arkadaşlarımızın Bursa’daki Ramazan hâllerini yazmamızı istemesi üzerine biraz düşündüm de, gerçekten Bursa’nın eski ve yerli insanları; kibar, beyefendi, hanımefendilerdir. Osmanlı olmanın verdiği terbiye ile yetişerek geldiklerinden, her ne kadar dinden ve dinî değerlerden uzaklaştırılma politikaları neticesi erozyona uğramışlarsa da, yine de durum iyidir. Ama işte, eskiden oruca ve Ramazana gösterilen hürmet azaldığından, insanın canını sıkan müstekreh hâllerle karşılaşınca da, canınız sıkılıyor tabiî.

Bursa’da ecdat var, Osmanlı var, altı tane padişahımız var, evliya var, sıddıkîn var, ulema var, umera var. Altı padişah dedik, merak edenler için söyleyelim, bunlar sırasıyla; Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi, Bursa fatihi Orhan Gazi, 1. Murad (Hüdavendigâr olan, Kosova şehidi veli padişah), Niğbolu kahramanı Yıldırım Bayezid, Fetret devrinden sonra devleti yeniden kurup toparlayan Çelebi Mehmed (1. Mehmed) ve Fatih Sultan Mehmed’in babası 2. Bayezid’dir. Ayrıca Cem Sultan ve diğer bazı şehzadeler de burada medfundur.

Bursa halkı, Ramazanı en iyi şekilde geçirmeye gayret eder. İftar davetleri, teravih namazları gibi Ramazanın cüz’lerini en iyi şekilde yerine getirirler. Bursa’da güzel camilerimiz var. Ulu Camii, Yeşil, Emir Sultan, 1. ve 2. Murad (Muradiye), Yıldırım Bayezid, Üftade Hazretleri, Şehadet gibi. Bunların çoğunun mimarî tarzı, Osmanlının ilk dönemi mimarî özelliğini taşır. Anadolu’daki bazı vilayetlerimizin Selçuklu idaresinde kalmasından dolayı oralarda görülen Selçuklu mimarisi burada pek görülmez. Çünkü Bursa daha önceleri Bizansın elinde idi. Ancak, Orhan Gazinin Bursa’yı fethetmesinden sonra Bursa, İslâm beldesi olmuştur. İşte bu camilerimiz, birçok Bursalı ve dışarıdan ziyarete gelenler tarafından ziyaret edilir. Ramazan ayında da Bursalılar bu camilerin çoğunda teravih namazı kılmaya gayret eder. Hani teravih namazını yedi camiide kılmak gibi bir âdet vardır ya, onu yerine getirmeye çalışır birçok Bursalı.

Bursa’da Ramazan hâllerinden biri de, bizim Bursa vakfımızda yaptığımız programlarımızdır. Türkiye’de başka yerde olmayan bir iftar programımız vardır bizim. 23 senedir burada bulunduğumuzdan, kış Ramazanlarını da yaşadık. Ramazan kış mevsimine geldiğinde, Kadir Gecesine kadar her akşam 150 -200 kişiye kadar varan bir davetli topluluğa iftar verilirdi. Şimdi yaz mevsimine gelince, haftada üç gün olarak devam ediyor bu âdet. Hemen hemen her meslek ve sınıf mensubuna, dershanemize yakın komşular olmak üzere, arkadaşlarımızın bulunduğu her semt sakinlerine de iftar ziyafeti verilir ve ittihada, uhuvvete, kaynaşmaya sebeb olduğundan, görülmeye değer bir manzaradır bu.

Evet, dediğimiz gibi, Ramazan hâlleri, vatanımızın her köşesinde kendine has özellikleriyle idrak edilir. Cenab-ı Hak, milletimizi her türlü fitne, fesad, iftirak ve belâlardan, afetlerden muhafaza ederek bundan sonra gelecek Ramazanlara da kavuştursun inşâallah!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*