Şefkatin ölçüsünü de âlemlere rahmet olan Peygamberimiz (asm) yaşayarak ders vermiştir. Şefkatimiz, İlâhî şefkat derecesini aşmamalı. Eğer taşsa, merhamet ve şefkat değil, dalâlete ve ilhada (gerçek inançtan sapmaya) sirâyet eden (bulaşan) ruhî ve kalbî bir hastalıktır.1 Ayrıca fazla şefkat; elem, üzüntü sebebidir.
Veya, çocuğunu, “Ay yavrucuğum, ne de mışıl mışıl uyuyor, bu soğukta uykusunu bölmeyeyim!” diyerek sabah namazına kaldırmıyor. Fıtrî şefkatin tam zıddı olarak, o masum çocuğunu, ahirette şefaatçi olmak lâzım gelirken dâvâcı ediyor. O çocuk, “Niçin benim imanımı takviye etmeden bu helâketime sebebiyet verdin?” diye şikâyetçi olmayacak mı? Dünyada da, İslâm terbiyesini tam almadığı için, validesinin harika şefkatinin hakkına karşı lâyıkıyla mukabele edemez, belki de çok kusur eder. Evet, bu hakikî ihlâs ile hakikî bir fedakârlık taşıyan validelik şefkati sû-i istimal edilip, masum çocuğunun elmas hazinesi hükmünde olan ahiretini düşünmeyerek, muvakkat fânî şişeler hükmünde olan dünyaya o çocuğun masum yüzünü çevirmek ve bu şekilde ona şefkat göstermek, o şefkati sû-i istimal etmektir.3
Yine meselâ, insanlara, Müslümanlara veya hayvanlara zulmeden kişelere, “ifsat, zındıka ve dinsizlik komitelerine” hoşgörü ile yaklaşmak, zalimleri övmek, kucaklamak şefkatin sapmış hâlidir. İnkârcıların ve dinsizlerin sonsuza kadar cehennemde azap çekmelerine itiraz etmek, onlara acımak da böyledir. Zîra, küfür ve dalâlet, kâinata büyük bir tahkir ve mevcudata büyük bir zulümdür. Rahmetin kaldırılmasına ve âfâtın (felâketlerin) inmesine sebeptir. Hatta, deniz dibinde balıklar bile, “İstirahatimizin selbine sebep oldular” diye canilerden şikâyet ettikleri hadiste belirtilir. O halde kâfirin azap çekmesine acıyıp şefkat eden adam, şefkate lâyık hadsiz masumlara acımıyor ve onlara hadsiz merhametsizlik ediyor demektir.4
Evet, İlâhî şefkatten fazla şefkat, şefkat değildir! Diğer duygularımız gibi şefkati de yükseltmek, yönlendirmek, dengelenmek, yerli yerinde kullanmak irademize bırakılmış.
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, s. 48.
2- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, 24. Lem’a, s. 462.
3- A.g.e., s. 463
4- Kastamonu Lahikası, s. 92
Benzer konuda makaleler:
- Kadında şefkat çiçeği
- Şefkat Kahramanları
- Kadının şefkati
- Mesleğimizin en mühim bir esası şefkat
- Kadında şefkat çiçeği
- Şefkat, mahlûkat, anne ve çocuk
- Şefkat kahramanları ve…
- Annelerde yüksek bir kahramanlık var
- Şefkat nedir?
- İnsanın en birinci üstadı annesidir
İlk yorum yapan olun