Denizli’ye sevkiyat, Afyon’da tahliye

GÜNÜN TARİHİ: 20 Eylül 1943-1949

Yaklaşık 8 yıldır Kastamonu’da mecburi ikamete (sürgüne) tabi tutulan Bediüzzaman Said Nursî, Denizli Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilmek üzere 20 Eylül 1943 tarihinde Ankara’ya celp edildi.

Tarihin garip bir rastlantısı olarak, altı yıl sonra aynı gün Afyon Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararı üzerine Hz. Bediüzzaman 1949 yılı 20 Eylül sabahında Afyon hapishaneden tahliye edildi.

Şimdi, sırasıyla bu iki tevafuklu hadisenin detaylarına bakalım.

*

Güvenlik kuvvetlerinin nezaretinde Ankara’ya getirtilen Üstad Bediüzzaman, hemen doğruca ceberrut vali Nevzat Tandoğan’ın makamına çıkartıldı.

Tandoğan, kendi makamında inat ve ısrarla, Üstad Bediüzzaman’ın başındaki sarığı alıp yerine fötr şapkayı koymaya çalıştı; ancak, buna bir türlü muvaffak olamadı. Üstelik, elindeki o fötr şapkayı da Said Nursî’ye kaptırdı.

Nemrutmeşrep valideki sarık düşmanlığını gören Bediüzzaman, boynunu göstererek şöyle nidâ etti: “Bu sarık bu başla beraber çıkar. Ben ecdadınızı temsil ediyorum. Başından bulasın Nevzat!”

*

Üstad Bediüzzaman, orada valinin elinden çekerek almış olduğu bu fötr şapkayı önce Isparta’ya sonra tâ Denizli’ye kadar elinde götürdü. Hatta, ilk mahkeme duruşmasına bile onunla çıktı. Ancak, onu haşa ki başına koymak için değil, iskemleye otururken minder olarak kullanmak için.

Bu hadisenin görgü şahidi ve kendisinden bizzat dinlediğimiz kişi, aynı mahkemedeki mazlumlardan biri olan İnebolu’lu İbrahim (Küçük İbrahim) Fakazlı’dır. Bize mevzuyu şöyle anlattı:

Hâkim sordu: Hoca, o elindeki şapka nedir? Üstad şu cevabı verdi: Ankara’dan geçerken, bunu vali Nevzat’tan aldım.

İlk duruşmadaki hâkim de Üstad’ın başındaki sarığa taktı ve çıkarmasını istedi. Hz. Bediüzzaman, hakime şu cevabı verdi: Hakim bey zorlamayın, çıkarmam. Ankara valisi de uğraştı çıkaramadı; hatta, Mustafa Kemal bile çıkaramadı bu sarığı başımdan.

Hakim, “Tamam oturun” deyince de, Hz. Üstad şapkayı iskemleye koyup üzerinde oturarak adeta minder olarak kullandı.

*

Yaklaşık 20 aydır Afyon Hapishanesinde mevkuf tutulan Bediüzzaman Said Nursî, 20 Eylül 1949 günü sabahın erken vaktinde gizlice tahliye edildi.

Böyle, alacakaranlıkta tahliye edilmesinin asıl sebebi, halkın tezahüratından duyulan korku ve hoşnutsuzluktur.

*

Üstad Bediüzzaman ve talebelerinin Afyon hapsinde çekmedikleri ezâ, cefâ kalmıyor. Hemen her ânı, ölümle pençeleşerek geçiriyorlar. Bununla da yetinmeyip ayrıca defalarca zehirliyorlar.

Orada yaşanan insanlık dışı muameleleri burada saymakla bitiremeyiz. Arzu edenler, “Tarihçe–i Hayat” ve “Son Şahitler” isimli eserlerin ilgili “Afyon hayatı ve hatıraları” bölümlerini okuyabilirler.

Eziyet ve işkencenin bir başka sûreti ise, 20 aylık hapis ve mahkemenin “temyiz”e rağmen bir türlü bitmek bilmemesidir. Öyle ki, Afyon Mahkemesi, temyiz kararına uyulup uyulmayacağını dahi düşünüp tartışıyor. Aynı şekilde, “noksanların ikmali” bahanesiyle, tutukluluk süresi uzatıldıkça uzatılıyor.

Nihayet, 20 Eylül 1949 günü sabahın çok erken bir vaktinde Said Nursî’nin tahliyesi gerçekleşiyor. İki komiser refakatinde faytonla bir eve getirtilen Hz. Üstad, iki ay kadar Afyon’da bekletildikten sonra, tekrar Emirdağ’a gönderiliyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*