“Risale-i Nur’u oku, okut”

Mehmet Emin Er, Norşin’de Molla Sadreddin Yüksel vasıtasıyla Risâle-i Nurları tanır. Risaleleri okudukça Bediüzzaman’ı görme isteği uyanır.

Bir zaman sonra Bediüzzaman’ı ziyaret etmek için Isparta’ya gider. Ceylan Çalışkan’ı bulur. “Beni uzaktan takip et. Kimseye hissettirmeden arkamdan yürü. Sivil polisler seni görürlerse karakola götürürler” der. Böylece Mehmet Emin araya mesafe koyarak Ceylan Çalışkan’ı takip eder. Ceylan Çalışkan bir müddet yürüdükten sonra Bediüzzaman’ın evinin önünde gelir ve etrafa baktıktan sonra içeri girer. Mehmet Emin de ardından içeri geçer. Ceylan Çalışkan onu yukarı kata çıkarır. Odaya girdiklerinde Zübeyir Gündüzalp ile karşılaşırlar. Ayaküstü hal hatır sonrası Zübeyir Gündüzalp Mehmet Emin’i alarak Bediüzzaman’ın olduğu odaya götürür.

Bediüzzaman Mehmet Emin’e “Nerelisin?’ diye sorar. Mehmet Emin “Diyarbakırlıyım” der. Ardından birçok kişiyi, valiyi ve Mehmet Kayalar’ı sorar. Daha sonra da ‘Niçin geldin? der. Mehmet Emin “Ziyaret ve bazı soruları sormak için geldim” der. Bediüzzaman “Hastayım, sorulara cevap vermeye vaktim yoktur” der. Bediüzzaman Zübeyir’e “Bir minder getir.” Minderi getirir, hemen yanına sermesini işaret eder. Minder serilince “Otur” der. Hemen oturur. Bediüzzaman Zübeyir’e, “Sen de otur, sesim çıkmazsa sen anlat” der. Böylece Zübeyir’le Mehmet Emin Bediüzzaman’ın yanında yan yana diz çöküp otururlar. Sonra, Bediüzzaman, Mehmet Emin’e “Soruların nedir?” der. Mehmet Emin “İmamlığı zekâtla yapıyorlar. Bu durum hoşuma gitmiyor. İmamlığı böyle mi yapalım, yoksa ücretle mi yapalım? Veya başka bir şeyle mi meşgul olalım?’ der. Bediüzzaman “Ücrette minnet vardır. Zekâtsa minnetsizdir, mal Allah’ındır, zenginler birer vekildir. Siz zekâtla imamlık yapın. Fakat pazarlık etmeyin. Günlüğünü de onlara bağlamayın, çünkü ihlâsı zedeler, Rızık veren Allah’tır. İktisat edin” der ve devam eder: “Ehl-i tarikat daha ziyade imanla alakadardırlar, sen almış olduğun vazifene devam et. Yalnız hediye kabul etme. Hediye hilafü’ş-şer’ değildir. Fakat ihlâs yoktur. Ben iki cihetle Şeyh Seyda ile alakadarım. Hem selam, hem tebrik ederim.”

Mehmet Emin tekrar sorar: “Ben medrese ilimlerini bitirdim ve icazet aldım. Bundan sonra ne yapayım?”

Bediüzzaman “Risale-i Nur’u oku, okut. Risale-i Nur bana ihtiyaç bırakmamıştır. Üzerimizde tarassutlar var. Sizin geldiğinizi bilseler, hemen hemen takibat açarlar. Biz yatakta hasta olduğumuz halde bizden korkuyorlar. Biz ziyaretçileri kabul etmiyoruz. Hatta geçenlerde Menderes Isparta’ya geldi. Vali ile beraber ziyaretimize gelmeleri için müsaade istedi. Ben kabul etmedim. Ben seni talebelerimden kabul ettim. Hemen memlekete avdet et. Paran yoksa sana vereyim” deyince Mehmet Emin “Benim param vardır” der. Bediüzzaman da, “Ben seni has talebelerimden kabul ettim” dedi. Mehmet Emin, Bediüzzaman’ın elini öptü ve gözyaşları içinde ayrıldı.

(Kaynak: Necmeddin Şahiner- Son Şahitler-4)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*