Soru: Senelerce radyonuzla, televizyonunuzla, gazetelerinizle ve dergilerinizle mevcut iktidarın gönüllü olarak reklamını ve propagandasını yapmak suretiyle onların safında yer almayı doğru buluyor musunuz? Sonrasında yaşanan malum olaylardan sonra ne düşünüyorsunuz?
Cevap: Biliyorsunuz o dönemde iktidar bizi deyim yerinde ise ‘el üstünde’ tutuyordu. Nerede ise devletin bütün imkânlarını hizmetimize sunmuştu. Devletin bütün kapıları bizim için ardına kadar açıktı. Nice makam-mevki önümüze serilmişti. Partinin belediye başkanları, milletvekilleri, bakanları; düzenlediğimiz faaliyetlerde ve etkinliklerde bize övgüler yağdırıp, coşkulu konuşmalar yapıyorlardı…
Şimdi düşünün böyle bir samimi yaklaşım ve desteklere karşı ne yaparsınız? Biz de hâliyle iktidarın bu desteklerine karşı, iktidarın başarıları için dualarda bulunduk. Bu bakımdan, pişman değiliz…”
Soru: Peki iktidarla “canciğer” iken neden aranız bozuldu? Bozulmak ile kalmadı, iktidar, sizi hedef tahtasına koydu. Birbiriyle “yağlı ballı” olan iki dostun arasındaki tezatlı duruşlarında bir tuhaflık yok mu sizce?
Cevap: Doğrusu aramızdaki dostluğun bu hâle geleceğini tahayyül bile edemezdik. Senelerce destek vererek taraftar olduğumuz bu iktidarın hepimizi toptan darbeci ilan edip, bizi âdeta linç edeceğini aklımızdan geçiremezdik. Demek ki geçmişte bize sundukları maddi ve manevi imkanlar, verdikleri makam-mevkiler birer komplo aracı, birer tuzak imiş. Maalesef zamanında bu tuzakları fark edememişiz. Şimdi bizim yaptıklarımız; kendimizi savunmaktan ibarettir.”
Soru: Aslî vazifesi din-i mübine hizmet olması gerekenlerin devletin bazı imkânlarından faydalanmak için, siyasi bir partiyle bu derece haşir neşir olması sizce doğru mudur?
Cevap: Bahse konu olan partiyle dost olup ona taraftar olmamızın ve bazı makam-mevkilere talip olmamızın sebebi, iyi işler yapmak niyeti idi.
Ama maalesef yanlış yapmışız… Biz devlet kurumlarına çeki düzen vermek için yola çıkarken, onlar bizi darmadağın ettiler.
Soru: Anlaşılıyor ki bazı yanlış tavırlarda ve tercihlerde bulunmanız fitnelere sebep olmuş ve beraberinde çok ağır ve ciddi mağduriyetlere sebep olmuşsunuz. Bundan dolayı herhangi bir nedamet, duyuyor musunuz?
Cevap: Doğrusu bu işlerin böyle olacağını tahmin edememiştik. Olup bitenlerden üzüntü duymamak elbette mümkün değil. Ama ne yapalım, olan ile ölene çare yok. İçimizde, olup bitenlerden dolayı mutlaka pişmanlık duyanlar vardır. Bu noktada herkesin kendisini sorgulamaları gerekir diye düşünüyorum.
Benzer konuda makaleler:
- Nur Talebelerinin siyasetle imtihanı
- Eğitimin gerçekleri ve gençlerimiz
- Her şey ‘para’ mı?
- Muhalefet Ne Durumda?
- İlk düğme yanlış iliklenince
- Kadınları, iyi bir döveceksin !…
- Kadınları, iyi bir döveceksin !…
- Taife-i nisâ ne ister?
- Risâleler, bütün akıllara hitap ediyor
- AB ile İslâm ülkelerinin bize bakan kör noktaları
İlk yorum yapan olun