En büyük ibadete doğru

Hac ibadetini yapmak üzere Suudi Arabistan’a, Mekke-i Mükerreme’ye, Haremi Şerif’e, Kâbe-i Muazzama’ya giden, o mübarek ve mukaddes yerlere kavuşan mü’minler, bizlere ehl-i tevhidin mübarek ve mukaddes olan Kurban Bayramını haber veriyorlar.

 

Cemaatle kıldığımız namazlar, Cuma namazlarımız ve Kurban Bayramında Arafat’ta tekbirlerle kılınan namazlar, o kudsî ve mübarek yerlerin ve yapılan ibadetlerin adeta zirve noktasında ifadeleridir.

Beşerin hafsalasının alamayacağı geniş, derin ve muazzam kudsî mânâların ifade edildiği Rabbimizin rububiyetini, O’nun terbiye ediciliğini ve ibadet edilecek başka bir mabudun olmadığının maani kudsiyesini bize anlatan cemaatle kılınan namazlar, bayram namazları, Cuma namazları, mutaf alanında Kâbe-i Muazzama’nın etrafında kılınan namazlar ve Arafat’ta, dünyadaki bütün mü’minlerin iştirakiyle tekbirlerle kılınan namazlar ve yapılan ibadetler elbette ki kâinatın içindeki bütün mahlûkatın tavaf istikametinde ve azametindeki yapılan ibadetlere iştirakleriyle yaptıkları kulluğu ve kulluğun en büyük ibadetini ifa ve ifade ediyorlar, ilân ve arz ediyorlar.

İnsanoğlunun sahip olduğu acz, fakr, noksanlık ve zaifliğin en uç noktalarda, en hissedilir şekliyle kendisini, insanı anlattığı yerde, zamanda ve mânâlarda onun yükselişini, kıymetlenişini, kemale ererek kuvvetlenişini en iyi şekil ve konumda haccda Arafat’ta ve hacc günlerinde Mekke’de Harem-i Şerif’te yapılan ibadetleri esnasında görüyoruz.

Yokluk âleminden varlık âlemine Rahman-ı Rahim’in izzet ve ikramıyla getirilmiş, çıkarılmış ve yükseltilmiş olan, her halk edilmiş varlığın, Rabbine el açarak, dil dökerek, gönül sererek yaptığı kulluğun, ibadetin ve ubudiyetin en âli mertebe ve kıymetleri mü’minlere ihsan ve ikram edilmiş hacc günlerindedir.

Allah’ın (cc), anasından doğduğu gibi günahsız ve masum olacaklarını söylediği mü’minlerin yaptıkları ibadetten sonraki halleri elbette ki onları, haklı olarak bayram yapmaya, bu hallerini diğer bütün Müslümanlarla paylaşmaya ve ilân etmeye hacc ibadetinin menasiki içinde yönlendirecektir. Ne büyük bir saadettir ki, onlara vaad eden ve vaadini her zaman yerine getiren Rabbi Rahimlerine karşı, kemal-i edeb ve ciddiyetle mü’min için en büyük ibadetlerden olan haccı yerine getirmişlerdir.

Telbiye ve tekbirlerle kâinata ilân edilen bu en büyük ve en ihatalı ibadeti yapabilmek, menasikini yerine getirebilmek için, yola çıkmak, bu gayret ve çalışmaları yerine getirmek, büyük bir ihsana mazhar olmak olduğu gibi, aynı zamanda da bir ayrıcalıktır.

Bu ayrıcalığa, seçilmişliğe mazhar olunduğu gibi, lâyık ve elyak olmaya da çalışmak gerekmektedir. Hem ibadette muvaffak olmak, hem de yapılan bu ibadeti hayatımızda devamlı kılmak, onu manen ve maddeten yaşatmak boynumuzun borcu olsa gerek.

Cenâb-ı Hak, hacca giden ve böyle muazzam bir ibadeti yapma gayreti içine giren bütün mü’minlere kolaylıklar ihsan eylesin ve diğer gidemeyen mü’minlere de hacca gitmek ve haccı yaşamak nimetine kavuştursun İnşaallah. Amin… Amin… Amin…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*