Enes üzerinden cemaatlere vurmak

Yahu, siz ne uyanıksınız öyle?

Bulanık suda balık avlamayı, bir taşla birkaç kuş birden vurmayı meslek edinenler, sizlere söylüyorum! Sizlerde hiç kızarır yüz, utanır vaziyet yok mu? Son senelerde, peş peşe meydana gelen intiharlar (bilhassa da gençler) halkasına, bir zincir daha ilâve edildi. O gence acıyıp; “Bunlar niye böyle oldu, bu gençler nasıl bu hâle geldi, bunların çaresi nedir?” diye sorgulayıp, dertlere çare bulma yerine, yarayı iyice kaşıyıp, en son intihar eden şu “Enes Kara” isimli genç üzerinden, cemaatlere, tarikatlara vurmak da neyin nesi oluyor?

Evet, bu son hadise hepimizi üzdü. Yazık! Bir gencimiz daha, boşu boşuna gitti. Dünya sıkıntılarından, güya kurtuldu. Ama âhiretin ilk menzili, basamağı olan ölümü, maalesef dinimizin yasakladığı bir şekilde oldu.

Videoyu iki defa seyrettim. Bir defa, gencin uzaktan akrabası bir arkadaştan aldığımız malûmata göre, bu videonun, iki ay kadar evvel çekildiğini öğrendik.

Videoyu seyredenler, eğer dikkat ettilerse, genç; baygın gözlerle, bitkin, yorgun bir hâlde konuşuyor. İşin içinde, başka bir işler olduğu intibaını veriyor insana.

En başta; dünya hayatından bıktığı, okuldaki muvaffakiyetsizliği, derslerden, imtihanlardan iyi neticeler almadığı, zayıf bir vaziyette olduğunu söylüyor.

Ve daha okulu bile bitmemiş, meslek hayatına geçmemiş olmasına rağmen, ilerideki istikbaliyle alâkalı, hayalî, daha olmamış, başına gelmemiş hadiselerle, kendisini, lüzumsuzca üzüyor. Bunları dinlerken aklıma geldi. Bir kadıncağız, birkaç aylık hamile imiş. Bir gün, komşuları ziyâretine gelmiş, bakmışlar kadın birden üzülüp ağlamaya başlamış. Niye ağladığını sorduklarında, masada duran makası göstererek, “Aha, yarın benim çocuğum büyüyünce ya bu makası eline alır, oynarken bir tarafına batırır da ölürse…” diye vehim yapmış. Komşuları da hem içlerinden gülmüş hem de teselli edip, “Daha, ortada çocuğun bile yokken, bunları düşünmen iyi değil” diye nasihat vermişler. İşte, gencin o istikbal ile alâkalı söylediği de buna benziyor. Ortada daha bir şey yok. Okul bitmemiş, doktor olmamış. O zamanda olabilecek hadiselerle, kendisini boşuna üzüp, vehim yapıyor.

Son üç senedir Müslüman olmadığını, ama namaz kıldığını söylüyor. Bu nasıl iş böyle? Dinde zorlama yokken, kim kime zorla namaz kıldırır ki? Tabiî, bu ateist hâle gelmesindeki sebebin de okuduğu Fen lisesindeki hocalarının rolü olduğu söyleniyor.

Konuşmalarının büyük kısmı bu minvâl üzereyken, biraz da kaldığı yerdeki bazı sıkıntılarını anlatmasını esas mesele yapıp, onun üzerinden bütün; cemaatleri, tarikatları, dinî grubları töhmet altında bulundurmak, hiç iyi niyet taşımayan bir şeydir. Ve bunun, hemen “mal bulmuş mağribi” gibi üstüne atlayarak, birkaç malûm gazete ve bir iki densiz TV hemen menfi yönde kullanıp, onun üzerinden dindarlara hücum etmeye çalışıyorlar.

Hâlbuki buna benzer, kaç tane intihar hadisesi daha vukuu bulmuştu. Niye onların üzerinde bu kadar durmadınız? Her yerde, insanlar arasında intiharlar olmaktadır. Polisinden tutun askeriyesine kadar kaç tane böyle hadiseler meydana geldi. Yine gençler arasında kezâ öyle.  Hâni, normal liselerde, ticaret veya meslek liselerinde bir takım hadiseler olur, onlara “liselinin yaptığına bakın!” derler. Ama ola ki, imam-hatib okullarında bir hadise olsa, diğerlerinde okul ismi zikredilmezken, burada hemen “imam hatiplinin yaptığına bakın!” diye haber yaparlar. Maksad üzüm yemek olmayınca, elbette bağcıyı dövecekler.

Ama boşuna; gürültü, şamata, tantana yapıyorsunuz. Sizin fitnelerinizle, bu memleketin birer çimentosu mesâbesinde olan; cemaat ve tarikatlara, sizin, ağa-ata babanızın gücü yetmedi ki siz kim oluyorsunuz da sizin gücünüz yetsin? Buralardan size iş çıkmaz.

Bu kervan yoluna devam ediyor, boşuna kendinizi üzmeyin! Haydi, başka yere!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*