Kokuyu hissediyor musunuz?

Image

Bahar vagonu yine alemimize geldi. Eşsiz ve şahane mallarını tek,tek vakti geldikçe indirmeye başladı. Bundan iki-üç ay önce kurumuş bir kemik gibi olan ağaçlar ve bitkiler birden “OL!” emrini alır almaz, yani emr-i künfeyekune mazhar olur olmaz, hemen ilahi emrin gereğini yerine getirerek; Tomurcuklanmaya, çiçek açmaya, yaprak vermeye ve nihayet semere dar bir hale yani meyve vermeye hazır hale geldiler.

 Öyle ki, o iki-üç ay önceki hallerine hiç benzemez bir durumda rengarenk boyalar ile boyanıp, Sıbgatullah’ın bir tezahürünü gösterdiler. Üstad hazretleri iki yüz bin çeşit nebatat ve eşcardan bahsediyor. Bana “say” deseler, bu bitki ve ağaç çeşitlerinin belki iki yüz tanesinin ismini sayamam.

İşte, bu bitki ve ağaçların garip hallerini gördükçe şaşırıyor ve “fesubhanallah!” diyoruz. Evimizden çıkınca, o bitkilerin yanından geçtikçe, burnumuza gelen ve dünyada hiçbir sun’i, yani yapma esans ve parfümlerin kokusuna benzemeyen,  misk gibi kokuları hissettikçe “Allah-u Ekber!” diyoruz. O büyük Allah’tan başka bunları kimse yaratamaz ve bizim emrimize veremez. Gözümüze görme zevkini ve “güzele bakmak” felsefesinin gerçek manasının burada tezahürünü, görünmesini ve aynı zamanda burnumuzla da o kokuyu hissetmemizi sağlayan Rabbimize sayısız şükürler olsun.

O eşsiz ve esrarengiz kokular bizi kendisine celbediyor, çekiyor. Başta, ”gül-ü Muhammedi” denilen, kokusunun Peygamber (asm)‘ın teninden geldiği rivayet edilen, çeşitli renk, koku ve biçimdeki güllerden tut; hanımeli, fesleğen, ıtır, nergis, yasemin v.s gibi çiçeklerden ve akasya, iğde, ıhlamur v.s gibi ağaç çiçeklerine kadar emsalsiz ve hatırlayamadığımız kokulu nebatat ve ağaçların, hepsinin kendine has ve değişik kokuları bizi hayrete düşürüyor. Geldikleri yere bakıyoruz. Kokusuz, ruhsuz, mat bir toprak. Onu koklasan hiç öyle bir koku hissetmek mümkün değil. Belki de; Allah-u alem, Kudret-i ilahiye nasıl her bir yağmur ve kar tanesine vazifeli bir müeekkel melek tayin ettiği gibi bu mübarek kokuların kokusu gidene kadar da belki vazifeli melekleri orada bekletiyor. Herhalde cennetten bir numuneyi bizlere göstertiyor. Göz o ki o kudret mucizelerini göre, kulak işite, burun koklaya.

 

Image

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Sayın yazarımız teşekkür ederiz.Çeşitli konularda güzel yazıyorsunuz da, bu imani bahislerde yazmanız daha da güzel oluyor. Teşbihler, kinayeler v.s edebi sanatları güzel. Tebrikler

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*