RİSALE-i NUR: TÜRKÇE GÜZELİ
(1)
Söz’ü okuduk bu akşam.
Şöyle bi’ duraladım.
Baktım ki dünya ve ahiret saadetinin anahtarını, formülünü önüme atıyor.
Fert ve cemiyet halinde yaşamanın incelikleri sıralanmış ve insan olmanın kapısı ardına kadar aralanmış.
Hakiki medeniyetin reçetesi bu bi’kaç sayfada verilmiş.
Risale’nin dili nedense bugün daha bi’ başka geldi bana. Gayr-i ihtiyari: “Risale-i Nur: Türkçe güzeli…” demişim.
(2)
Az önce ev dersimiz Sekinci Söz’dü. Ayrı ayrı, susuz kuyulara düşmüş iki kardeş. Arslan yani ecel peşlerine düşmüş. Korkudan kaçıyorlar ama biri her şeyi düşman; ötekisi ise her şeyi dost, hizmetçi görüyor.
Kuyudaki ağaca yapışıyorlar. Ağaç her türlü meyveyle dolu…
Biri düşünmeden deli dolu, faydalı, zararlı yemeye koyuluyor; diğeri tadımlık olduğunu biliyor; seçiyor. Arslan yukarıda, aşağıda ejderha… Kuyu bu dünya… Derinliği altmış arşın… Ortalama ömrü temsil ediyor.
Kardeşlerden biri hep güzel; öteki hep kötü şeylere nazar eyliyor. Yani bu dünyada saadet; iyi bakmak, iyiye, güzele bakmakta…
Şu kendimizi içine düşürdüğümüz hapisliğin güzel yanlarına bakmayıp ne yapacağız!
Mesela savaşlar eski hızında olmaz herhalde!
Hürriyeti belki bundan sonra acele alır geliriz; bize küsüp gittiği yerden. Hak, hukuk ne kadar gerekli; anladık belki!
Bi’çok şey olmadan da yaşanıyormuş. Gurur ne kadar kötü, çirkin, insanlık dışı imiş; onu gördük.
(3)
Kitaplara dönmeye başladık. Eski Said Dönemi Eserleri’ne başladım. Falan zamana kadar diye kendime mühlet verdim; çok boşlamışım okumayı; kendime kızdım.
Yüz sene önceki dertler neredeyse aynen duruyor. Bu içinde debelendiğimiz hastalıkların çaresini yazıyor.
Aslında üniversitelerde ders kitabı olmalı da… bu kitaplara aşina kim var diye bakıyorum da uzakta durmayı tercih edenler çok gibi… Risalelerle ilgili, tez zamanda tezler yazılmalı…
Şimdiye kadar okuduğum yerlerde istibdatın ne kadar bed, çirkin, kanser, büyük dert olduğu; hemen, şimdi hürriyete, adalete, hukuka gidilmesi gerektiğinin hayatî ehemmiyeti insanî dikkatlere takdim ediliyor.
Benzer konuda makaleler:
- Muzaffer Arslan vefat etti
- Berlin’de Kutlu Doğum
- Ölümün asıl siması nuranîdir, güzeldir
- Kur’ân öğrenmek kolay mı?
- Gönlümdeki pınar, gönül pınarı
- Bizim Aile “kâinat kitabı´´nı okuyor
- Almanya’da 12. Kur’ân-ı Kerim Yarışması yapıldı
- “Çadırcı Nureddin” Ağabeye, Allah rahmet eylesin!
- İmana çalışmak zamanıdır
- Güvenli liman Yeni Asya
İlk yorum yapan olun