İlk iftar davetiydi. Zeynepler camiye giderken annesi tatlı da almalarını söylemişti. Mukabele ve ilahi çalışmasından sonra bugün imam, çok güzel bir hikâye anlattı: “Bir zaman, bir hükümdar tüm halka iftar yemeği vermiş.
Tatlı almış eve dönüyorlardı. Zeynep bahçedeki kapların içerisindeki suların bittiğini fark etti. Onları doldurmaya gitti. Dedesi eve çıkmıştı.
İftar yemeğinde hikâyedeki gibi kıl çıkmamıştı. “Demek ki Gülten teyzem yemekleri yaparken çok özenmiş” diye içinden geçirdi. Tüm yemekler çok güzeldi. Herkes yemekten sonra çok mutlu oldu. Ardından hep beraber teravihe gittiler. Teravihten sonra eve gelirken, “Annecim, misafirliğe giderken özenli yemekler de çok önemliymiş. Gelen misafiri ağırlamanın dışında, yapılan yemekler de çok önemlidir. Eğer bugün yemeğimizden kıl çıksaydı, hiç kimse yemezdi ve mutsuz olurdu. En küçük şey bile ne kadar önemliymiş, bunu anladım…” deyince annesi tebessüm etti.
Zeynep, bugün küçük gibi görünen her şeyin aslında hayatımızı çok etkilediğini öğrendi. Tıpkı tozpembe yalan tabiri gibi, küçük bir kılın bir tencere yemeği mundar ettiğini öğrendi. Dua ederken; “Allah’ım, her güzelliği bozan bir kıl her zaman varmış. Sen bunları bizimle karşılaştırma. Her zaman çorbamız temiz olsun. İçinde kıl olmasın ve midemiz bulanmasın. Tıpkı imanımız gibi, imanımız çok güzel ve temiz olsun ve bizi yolundan ayırma ki mundar olmasın… (Âmin)”
Benzer konuda makaleler:
- İlk Tatlı
- Hançerli bir zat
- Avusturya Başbakanı iftar verdi
- Yakın ve uzak
- Hediyeyi Hediye Edince
- Allah’in evi
- Saygı ve saygısızlık
- LEYLE-İ KADİR
- Dünyada Ramazan coşkusu
- Hastalıkların dâvetçisi: Karışık yemek
İlk yorum yapan olun