Birbiriyle iftihar eden topluluk

Yeni Asya yazarlığı da Yeni Asya okuyuculuğu da farklı bir şey.

Burada her yazar müdakkik bir okuyucu, her okuyucu aydınlık bir mütalâacıdır.

Burada yazar da okur da önce dünya ahiret kardeşidir.

Burada kardeşlik hukuku geçerlidir.

Burada okur/yazar birbirinin yürekten duâcısıdır. Herkes birbirine en yakın dost ve en güzel takdir edici yoldaş, en civanmert kardeştir.

Burada yaşananlar, bir yazarlığın, bir okuyuculuğun ötesinde bir şeydir.

Belki inayata mazhar yaşananlar dâvâ erliği, muhabbet fedailiğidir. Farklı bedenlerde de olsa ortak (şahs-ı manevî) kalp atışlarıdır.

Diller farklı da olsa, konuşan yalnız hakikattir. Kardeşler adedince, hakikatlerin ifade edilişi vardır.

Yazılan bir yazının kelimeleri, cümleleri, içinde taşınan duygu bu kadar mı birbirine benzer. Bu mudur yoksa ‘tefani, fenafil ihvan’?

Okuyucumuz arıyor; ‘Kardeşim, size samimî olarak bir şey sormak istiyorum. Ben sizden uzak bir şehirde yaşıyorum. Bir takım sıkıntılarım var. Bunu burada bazı arkadaşlarım biliyor. Ama ben bu sıkıntılarımı kendim aşmaya çalışıyorum. Gazetenin de iyi bir okuyucusuyum. Size sorum şu, benim hakkımda size bir bilgi veren oldu mu? Benim durumumu sizinle bir paylaşan oldu mu? Birkaç yazınızda sanki adrese teslim yazı yazmışsınız. Ben de bunu üzerime aldım. Lütfen bana cevap verir misiniz?’

Beyefendiye, şehrinden kimseyi tanımadığımı, bu konuda bir mektup, e-posta, telefon bir haberleşmemiz olmadığını ifade ettim. Samimî duygularımı paylaştığımı söyledim. İnandı.

Bu sefer aramızda, başka bir konuşma türü başladı: ‘Peki bu nasıl bir şeydir ki, benim başka bir şehirde yaşadığım, sizinle görüşmediğim, konuşmadığım bir konuda, tam da beni ifade eden cümleler yazıyorsunuz?’

Kendisine, ‘Sır da tam burası işte!’ diyorum. Aynı satırdan beslenenler; aynı düşünür, aynı hisseder, aynı ideal için kalpleri çarpar.

Yaşananlar merhum Zübeyir Gündüzalp’in ruh halidir: “Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz cenupta, birimiz şimalde, birimiz ahirette, birimiz dünyada olsak, biz yine birbirimizle beraberiz. Kâinatın kuvveti toplansa bizi yüksek Üstad Said Nursî’den ve Risale-i Nur’dan ve bizi bizden ayıramazlar. Zira biz Kur’ân’a hizmet ediyoruz ve edeceğiz. Ahiret hakikatine inandığımız için, manevî olan bu sevgi ve tesanüdümüzü elbette hiçbir kuvvet sökemeyecektir.”

Bu cümleleri hangi gazete okuyucusu yazarına, hangi gazete yazarı okuyucusuna söyleyebilir? Bu ancak bir dâvâya inanmışlığın, bir şahs-ı maneviye gönül vermişliğin halet-i ruhiyesidir.

İşte, tam da ifade ettiğimiz ruh halini taşıyan, koruyucu birer melek gibi kelime kelime, cümle cümle bizi Nurlar’la murakabe eden birkaç okuyucumuz.

Trabzon’dan, Şahintürk Ağabeyimiz neredeyse, her yazıya mutlaka söyleyeceği bir şeyleri var. Ama doğrusu bir yazarı, bir okuyucu bu kadar mı yakından, içeriden, kalpten takip eder. Benim hissederek yazdığım kelimelerden, cümlelerden o da aynı şeyleri ve hatta daha ötesini hissediyor. Bazen okuyucumuz konuyu bizden daha derinlikli kavrıyor. Bu ne muhteşem tablodur!

Öyle duâlar ediyor ki, sen yazar olarak o duâlara teslim olmaktan başka bir değer taşımaz hale geliyorsun. Yani şahs- ı manevinin duâları sizi hayırlara meyilli, şerlere mesafeli hale getiriyor. Bundan daha büyük bir nimet var mı?

Yine Batman’dan Tunç Ağabeyimiz, sanki siyanet meleği gibi yazarların/yazıların etrafında geziniyor. Onun telefonları her zaman bizim için bir gereklilik oluyor. Aynı konuya, yirmi gözle bakmak, on akılla düşünmek gibi bir derinleşme söz konusu oluyor. Şükrediyor ve lâyık olmaya çalışıyoruz.

Yeni Asya okuyucuları, okudukları veya gördükleri her şeye Kur’ân’ın tasarrufunda olan Risale-i Nur perspektifinden bakıyorlar. Böylece nuranî bir nazara sahip oluyorlar. Hadiselere, daha ferasetli ve basiretli bakıyorlar.

Gerçek entelektüeller, aydınlar, iman nazarıyla bakanlar, Risale-i Nurlar’ı hiçbir şeye değişmeyen, alet etmeyen, sathî nazarlarına hapsetmeyen, şahs-ı manevî ile o satırları değerlendiren hakikî, sadık Nur Talebeleridir.

Yeni Asya yazarları okurlarıyla, okurlar Yeni Asya ile iftihar ediyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*