Türkiye’de “TIR”, Amerika’da “TUR”

Image
Okyanus ötesinden, Yeni Dünya’dan, yine kucak dolusu selâmlar vererek haftalık yazımıza başlamak istiyorum sevgilim dostlarım.

Buraya yaptığımız seyahatin üçüncü haftasının yarısındayız. Kısmet olursa iki hafta daha buralardayız.

 

Öz vatandan, kuş uçumuyla on bin, gerçekte ise on beş bin kilometre ötelerde, yani teknoloji ne kadar ilerlese de bir nevî gurbette olmanın verdiği hâletle, vatan ve siz değerli dostların hasretini çekmiyorum desem gerçekten yalan olur. Fakat burada da öyle candan dostluklar kurduk ve öylesine ahbaplıkların temelini attık ki, bunun için Rabb-i Rahîmime ne kadar şükürler etsem yine azdır. Onun için hasreti hissediyor, ama acısını yaşamıyorum. Buradaki dostlar buna asla fırsat vermiyor. Ne güzel bir dostluk, ne güzel bir muhabbet ve ne harika bir manevî halka bu ya Rabbi! Sana sonsuz şükürler olsun! Hâzâ min fadli Rabbî. (Bu Rabbimin fazlındandır.)

İçinde bulunduğum bu kudsî dâvânın ve o muazzam “şahs-ı manevinin” aciz bir ferdi ve taraftarı olarak bu hâlden şeref duyuyorum. Camiâmla ve dostlarımla iftihar ediyorum. Bu da bana öyle bir mânevî güç veriyor ki; onun sayesinde öyle bir rûhî, kalbî ve vicdanî zevk ve saadet içerisindeyim ki! Ve bu dâvâya gönül verenler de böyle bir saadeti paylaşıyorlar ki, bir asır öteden söylenen “Aziz, sıddık, vefâdar âhiret kardeşlerim Hacı Nuh Bey, Molla Hamid! Sizler benim için çok ehemmiyetlisiniz. ‘Sıddık-ı vefiy bu zamanda yoktur’ (Vefalı dost bu zamanda yoktur) diyenlere karşı sizleri gösteriyorum. Yirmi sene Van’da geçirdiğim hayat-ı ilmiye benim için Van çok kıymettardır. Lillâhilhamd, sizler o kıymettarlığı gösterdiniz.” (Barla Lâhikası, s. 85/6) hakikatini bütün varlığımla ben de adeta ruhumda ve bedenimde hissediyor ve yaşıyorum.

Asrın başında başladığı çileli yolculuğu bugün dünyanın her yanına şahane bir şekilde taşıyan muazzez, mümtaz, cennetmekân Üstadımın tesis etmiş olduğu cihanşümul dâvânın meyvelerini kokluyor, dokunuyor, yiyor, hazmetmeye çalışıyorum. Bunun için Zat-ı Zülcelâl’e ne kadar şükretsem azdır. Şahs-ı maneviden aldıkları güç, duâ ve tesanüdle dünyanın bir çok coğrafyasına iman ve Kur’ân hizmetini taşıyan bahtiyar nur hadimleri sayesinde o topraklarda hem Nurun bayrağı dalgalanmakta, hem de muhtaç gönüllere ve hizmet elemanlarına yepyeni ufuklar açılmakta.

Bu mânâda, gayr-i Müslim diyarını istikbalin potansiyel Müslüman memleketi olarak görüp bunun için geceli gündüzlü çalışan nurun fedakâr ve cefakâr hâdimleri bize burada da candan sahip çıkarak vatan hasreti çektirmiyorlar. Dünyevî cihette herhangi bir sıkıntımız yok. Hep yanımızdalar. Lâyık olmadığımız alâka, sevgi ve saygıyı fazlasıyla gösteriyorlar. Bu sayede günlerimiz ve anlarımız şahane geçiyor. Ne mutlu bizlere ve onlara! Bütün mesele bu verilen değere ve gösterilen ihtimama lâyık olabilmek! Nura ayna olabilmek, perde ve gölge olmamak! Rabbim hepimize bunu göstersin ve istikametten ayırmasın İnşaallah. Âmin.

İşte bu duygu ve düşüncelerle, Anadolu’da on altı yıldır durmaksızın devam ettirdiğimiz “Hizmet Turlarını” sizlerin duâlarıyla, destekleriyle, yönlendirmesiyle ve buradaki dostlarımızın da himmet ve gayretleriyle buralara kadar taşıdık Elhamdülillah. Birlik beraberliğin, tesanüdün, uhuvvetin, ümidin, planlı ve programlı çalışmanın bir neticesi ve meyvesidir bu. Gayret bireylerde gibi olsa da, netice hepimizindir. Kuvvetli ve sarsılmaz şahs-ı mânevînindir.

“Hizmet” için “Vira Bismillah” deyip yola koyulduğumuz buradaki turumuz bir hafta çekti. Türkiye’ye büyük heyecan verip ayağa kaldıran “TIR”a bedel biz de burada “TUR”’a çıktık Elhamdülillah. Burada da, Allah’ın insanlığa bahşettiği büyük bir nimet olan teknolojinin yardımıyla, “TIR”ımızı yollarda ve konaklama yerlerimizde adım adım takip ettik. Emeği geçen herkesi tebrik ediyor, alkışlıyor ve daha nice orijinal hizmetlere cemaatimizin imza atmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.

Biz “TUR” faaliyetimize, buraya geleli beri misafir olduğumuz, ABD’nin önemli bir eyaleti olan, Kanada sınırına yakın, Amerika’nın çok önemli şehirlerinden biri olan Chicago’ya 150 km mesafedeki Wisconsin eyaletinin Milwaukee şehrinden başladık. İlk iki haftamızı bu şehirde değişik hizmet faaliyetleriyle geçirdikten sonra birlikte güzel bir plan yaparak hedefimizdeki dostlarımızı ziyaret edip hizmet faaliyetlerini müzakere edip paylaşmak için yine yollara düştük.

Amacımız bu geniş coğrafyada dağınık eyalet ve şehirlerde bulunan her kademedeki dostlarımızı görüp, aşk, şevk ve gayret alış verişinde bulunabilmekti. Üç kişi olarak yollara düştük. Allah’ın ihsanıyla kiraladığımız araba da, uzun yol için hizmetin bir kerâmeti olarak çok hoş tevafuk etti. Son anda bahtımıza normal değil, son model bir jeep düşmüştü. Biz de yönümüzü Türkiye yönüne, yani Orta Kuzey’den doğuya çevirdik ve bu uzun yolculuğa hayırlısı ile başladık.

İllinois, İndiana, Ohio, İowa, Pennsylvania, Virginia, Connecticut, New Jersey, New York eyaletlerinden geçerek son durağımız olan New York City’ye ulaştık. Yol üzerinde de Columbos, Philadelphia, Pittsburgh, Cleveland, Chicago, Hartford, Itacha, Rochester şehirlerine uğrayarak buradaki dostlarımızla tanışıp, mevcut ve geleceğe yönelik hizmet planlarımızı birlikte müzakere ettik. New York’ta umumî derste ve dersten sonrası bundan sonra yapabileceğimiz hizmet faaliyetlerimizi konuşarak, Türkiye’yle daha sıkı bir irtibat kurmanın ve meşveret esasına dayalı bir sistemle yolumuza devam etmenin gereği üzerinde durduk. Zamandan kazanıp daha fazla dostu görmek amacıyla gece yarısından sonra, Itacha’dan gelen Yunus Bey kardeşimizi de alıp dört kişi olarak, Connecticut eyaletinin Harward şehrindeki dershanelerimize ulaştık. Namazdan sonra biraz istirahat edip, oradaki kardeşlerimizle tanışıp, ders yapıp, hasbihâl ettik. Dönüş yolunda, Yunus Beyi Itacha’da bırakarak, Rochester’da bulunan teyzemi ziyaret edip, buraya bir saat mesafede bulunan dünyanın en meşhur manzaralarından biri olan Niagara Şelâlesinin muazzam görüntüsünü doya doya seyrettik.

Niagara Şelâlesi gerçekten görmeye değer harika bir manzara. Bu şelâle ve nehir, ABD ile Kanada’yı ayıran bir sınır çizgisi. Fakat iki ülke arasındaki münasebetler o kadar gelişmiş ki, bütün vatandaşlar birbirine vizesiz gelip geçiyorlar. Kimliklerin olması yeterli. Yaklaşık 2450 Mil, 4000 km’lik bir yol kat ederek misafir olduğumuz mekânımıza sağ salim geri döndük.

Benim için de, refakatçilerim olan Prof. Dr. Süleyman Ağabey ve buradaki vakfımızın başkan yardımcısı, becerikli ve maharetli insan Nafiz Bey için de bu seyahat çok farklı duyguların yaşanmasına vesile olmuştu. Buradaki hizmetlerimizin geleceği adına çok değerli tesbit ve hatıraların bir önemli noktasını yakalayıp birlikte icraata koymuştuk.

Burada çok önemli olarak belirtmek istediğim hususlar kısa ve öz olarak şunlardır.

* Dünyada yükselen değer olan maneviyâtın, dinin ve özellikle de her derdin devası olan İslâm dininin ve Kur’ânî mesajın doğru zamanda, doğru kitle ve şahıslara en doğru metotla ulaşmasını sağlamanın yollarını aramalıyız.

* Risâle-i Nur eserlerinin bütününün bu toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek bir şekilde aslına ve ruhuna uygun tercümesinin sağlanması konusunda mutlaka bir şeyler yapıp neticeye bağlamalıyız.

* Suç işlemenin artık mutat ve kaçınılmaz hale geldiği böyle bir toplumda, insanları suç ve ceza “girdabına” düşmekten kurtaracak “külliye ve medrese” tarzına burada çok daha şiddetle ihtiyaç var.

* Burada Risâle-i Nur için samimane ve candan çalışan bütün Nur Talebeleri arasında şu anda tam bir tesanüd ve birlik görünüyor. Bundan istifadeyle hizmetleri planlamak gerekiyor.

* Bu ülkedeki mevcut Müslüman toplumun ihtiyacı olan yayınlarımızı onlara da sunmalıyız.

Özetle bize gösterilen ilgi, sıcaklık ve samimiyet, kalbî muhabbet ve hürmet her şeyin üstündeydi. Hedefimize büyük ölçüde ulaşmıştık.

Bu uzun seyahatte bana refakatçilik yaparak çok büyük bir fedakârlık örneği gösteren, hastalığına ve ilerlemiş yaşına rağmen bu büyük sıkıntıya ve uzun yola katlanan ve seyahat sonunda maalesef hasta ve bitap düşen Prof. Dr. Süleyman Kurter Ağabeye de bir paragraf açmadan geçemeyeceğim.

Bu değerli ağabeyimiz burada, hayatının en önemli bölümünü; yani kırk yılı aşkın bir süreyi sürekli “Nur Hizmetleriyle” uğraşarak geçirmiş. Adeta hayatını bu dâvâya adamış. Çok değerli ilmî çalışmalar yapmış. Süleyman Kurter Ağabeyin bu kırk beş seneye sığan ve Türkiye’de de büyük yankılar meydana getiren hizmetlerini takdir etmemek elde değil. Bu değerli ağabeyimiz, bu süre zarfında Türkiye’den gelen bütün Nur Talebelerine hiç ayırım yapmadan sahip çıkmakla kalmamış, burada, özellikle de üniversitede bulunan bütün Müslüman talebe ve akademisyenleri de teşkilâtlandırarak büyük bir manevi boşluğu doldurmuş ve Amerika’daki Müslüman topluluğun yanında da haklı ve silinmez bir üne kavuşmuş. Bunun neticesinde de, 15 yıl süreyle 11 eyaletin Müslüman Cemiyet başkanlığını deruhte ederek geniş bir çevre edinmiş ve bu tecrübeyi de Risâle-i Nur yolunda kullanmış Elhamdülillah. Burada bulunduğum süre içerisinde bunu yakînen müşahede etmiş oldum. Risâle-i Nur’dan aldığı ihlâs, uhuvvet ve samimiyet düsturlarıyla da sadece kendisi değil bütün aile efradını hizmetin içinde muhafaza etmiş ve âhir ömründe bunu sistemleştirme iradesini ortaya koyarak üç sene önce Türkiye’de bizimle temasa geçerek çok önemli ve hayırlı bir hizmete imza atmıştır. Sırf Nur dâvâsının hizmeti için Milwaukee’de kendi gayretleriyle, değişik milletlerden ve kademelerden insanları dahil ettiği önemli bir teşkilâtlanma olan “Yeni Asya Resaerch and Publication Center Of America” (YARPCA) Vakfını kurmuş. Mütevelli heyetine Türkiye’den de beni ve bir başka arkadaşımı kabul etmiştir. Mütevelli heyetin büyük çoğunluğu Amerikalı Müslümanlardan müteşekkildir. Bu heyet, kendisini mütevelli heyeti başkanı yapmıştır. Daha yeni kurulan bu vakfın çalışmalarını, amaçlarını ve faaliyetlerini “www.yeniasyausa.com” sitesinden takip edebilirsiniz.

Bu seyahatimiz sırasında; buradaki kardeşlerimizin bize karşı gösterdiği samimiyet, ilgi ve dostluğu minnet ve şükranla yıllarca yâd edeceğiz İnşâallah. Allah hepsinden ebeden razı olsun. Bize büyük destek ve umut verdiler. Buradaki mülk dershanelerimizde ve kardeşlerimizin evinde kendi evimiz gibi rahat ettik Elhamdülillah.

Gelecek hafta çok daha farklı ve güzel hizmet haberlerinde buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.

Milwaukee, Wisconsun / USA

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*