Ufukta belirdi muhteşem bir tır,
Belli ki çok uzaklardan geliyor.
Üzerinde garip bir yolcu taşır,
Sanki Asr-ı Saadetten geliyor.
Bu yolcu kimsesizlerin kimsesi,
Sözler’i ruhlara hayat bûsesi,
Melek dinler, semek dinler bu sesi,
Kulak ver, Dellal-ı Kur’an geliyor.
İşte karşımızda nurlu bir sîma,
Bakışları güven verir daima,
O’na gıpta eder zemin ve semâ,
Nura gark olmuş bir insan geliyor.
Sevgisini tâ yürekten duyalım,
Yollarına başımızı koyalım,
Hoşâmedî ile karşılayalım,
Zira gönüllere Sultan geliyor.
Hizmet aşkı ile yollara düşmüş,
Acıyla yoğrulmuş, çileyle pişmiş,
Hakikat söylemiş, ne hayal ne düş,
Kalbe iman, akla irfan geliyor.
Devası ondadır şu mâriz asrın,
Bu hasta unsurun, şu alil uzvun,
Sahipsiz devletin, şanlı milletin,
Bütün dertlerine derman geliyor.
Onunla nurlanır devirler çağlar,
Gezdiği iklimde hep huzur çağlar,
Yol verin ovalar, eğilin dağlar,
Müceddid-i âhir zaman geliyor.
Sadece Kur’an’ın kapısın çalmış,
Başka kapılara lüzum kalmamış,
Resul-ü Ekrem’den icazet almış,
Elinde bir nurlu ferman geliyor.
Cefa çekmiş hep hayatı boyunca,
Zindan, sürgün, acı, zulüm işkence,
Istırap deyince, çile deyince,
Aklıma BEDİÜZZAMAN geliyor.
Benzer konuda makaleler:
- Reçete: İttihad-ı İslâm
- Camilerde Bediüzzaman neden yok?
- Gönlümdeki pınar, gönül pınarı
- Depremzedelerin bir eksiği oydu!
- Namaz (Dördüncü Söz)
- Ankara’da bir hafta sonu
- Bediüzzaman’ın ‘reçetesi’ hâlâ geçerli
- Bir destandır Yeni Asya bunu böyle bil!
- Şükür Döndü Tırımız
- Bediüzzaman’a göre, hürriyet olmadan Müslümanlık olmaz
Okur-Yazar (Hem okur, hem yazar, şiir yazar, makale yazar, anı yazar, roman yazar…)
İlk yorum yapan olun