İktidar partisi niçin birinci parti?

Mevcut parti 2002 yılında iktidara geldi.

Önceleri;

Dünyadaki para bolluğu, alınan borçlar, özelleştirmeden gelen ek gelirler ile ülke bir bolluk, zenginlik ve refah dönemi yaşadı.

Arabalar alındı, güzel evlere taşınıldı, sofralardaki nimetler çeşitlendi…

Daha bir çok nimetten de istifade etti millet.

Ancak;

Bu zenginlik ve refah sanal bir zenginlikti.

Millet şimdilerde gerçek fakirle yüzleşmeye başladı.

Tamamen bozulan ekonomik dengelerle sofrasındaki ekmek bile kuyruklarla anılır hale geldi.

Şu an yaşanan zorluk göz önünde, fazla söze hacet yok.

Yani işin özü şu:

Millet sanal zenginlikten, gerçek fakirliğe geldi, dayandı.

Peki?

Hal böyle iken, bu kadar ağır şartlar içinde niçin hala iktidar partisi tüm anketlerde birinci parti olarak çıkıyor?

Ve neden hala kendi bozdukları dengeleri yine kendileri düzeltecekmiş gibi topluma ümit verebiliyor?

Birkaç sebebi var.

Birincisi:

Bu tür ideolojik ve otokratik partiler kendi tabanlarını doyuruyorlar.

Öyle ki katı bir taraftar kitlesi oluşturuyorlar.

Tıpkı tek parti döneminde olduğu gibi.

1950 seçimleri buna en güzel örnek:

CHP o kadar kötü yönetimine rağmen 14 Mayıs seçimlerinde %39,6 oy alıyor.

DP ise %55,2…

Yani CHP % 40 gibi bir oy kitlesini arkasında tutmayı başarıyor.

İşte mevcut iktidar partisi de bu kadar ağır şartlar yaşanmasına rağmen % 30 gibi bir rakamda tutunmaya devam ediyor.

Kimilerini din soslu milliyetçilikle, kimilerini sosyal yardımlarla, kimilerini de akıttığı devlet imkanları ile kendine bağlıyor.

Böylece katı bir seçmen kitlesi oluşturuyor.

İkincisi:

CHP ana muhalefet partisinin durumu.

Şöyle ki:

İktidar partisi CHP gibi bir partiyi çok kullanıyor. Kendi muhafazakar tabanlarını bir arada tutmak için bir tutkal görevini bu partiye yaptırıyor.

İlginçtir, başarılı da oluyor.

Çünkü muhafazakar seçmenin genlerinde CHP muhalifliği hala en ön sıralarda.

Bunu Kılıçdaroğlu bile aşamadı, çünkü oy oranları ortada.

İktidar partisinin birinci parti olmasının üçüncü sebebi:

Muhalefetin yetersizliği ve pasifliği.

Evet, iktidar devlet imkanlarını ve medyayı acımasızca kendi yandaşı gibi kullanıyor.

Muhalefetin işi çok zor, bu bir gerçek.

Ancak;

Millet ittifakı ismi ile özdeşleşen muhalefet de çok etkili değil.

Doğru dürüst bir atak yapamıyor.

Bütün ümitler iktidarın hatalarına bağlanmış durumda, ciddi bir çözüm önerisi ortaya koyamıyor.

Hatta bazen öyle taktik hata yapılıyor ki, şaşırtıcı.

Mesela şu 28 Şubatta yapılan toplantı.

Proje güzel, teklifler iyi, hedef pozitif.

Fakat öyle bir hata yapıldı ki bu güzel girişim yeteri derece etkili olamadı.

Bir defa 28 Şubat tarihi ciddi bir hata idi.

Haydi bunu kabul edelim.

Fakat 22 Şubatta bir savaş çıktı.

Muhalefet bu toplantının savaş gölgesinde kalacağını hesap edemedi.

Medya tamamen savaşa endekslendi, millet ittifakının bu çıkışı gündemin ancak geri sıralarında yer alabildi.

Şimdilerde ise gündemden kalktı.

Çünkü millet açlık ve sefaletle ilgileniyor.

Aç adamın hak, hukuk, meclis vs gibi laflarla işi olmaz.

Adam, aç çünkü…

Zaten iktidar da bu açlık ve sefillik çıtasını bilerek yükseltiyor.

Bilerek kast-ı mahsusla ekonominin tüm dengelerini bozuyor.

Niçin derseniz?

Yurt dışında depoladıkları dolarları yurda getirip, yine sanal bir iyileşme dönemi meydana getirerek, “İşte tüm sorunları biz çözeriz” havası ile seçimleri kazanmak.

Tıpkı 18 liraya çıkardıkları doları bir gecede 11 liraya düşürüp sokakta davul zurna ile kutladıkları gibi bir oyun peşindeler.

Ne yazık ki muhalefet cephesi bu basit oyunları bile tam olarak sezemiyor.

Bir ara, “128 milyar dolar nerede” diye bir soru vardı.

Çok da etkili oluyordu, şimdilerde o da kalktı.

Hatta muhalefet cephesinden birisi kemalist düşünce ile iktidara karşı çıkmaya çalışıyor.

Ah ablacığım, ah…

Kemalizm karın doyurmuyor ki…

Doyursa idi milletten 14 Mayısta o dehşetli tokadı yemezdi.

Üstelik, bu gün yaşadıklarımız da “Dindar kemalistlerin” yanlış politikaları yüzünden değil mi?

Son sözümüz de Demokratlara…

Mart ayının ilk haftasında DP kongresi yapıldı.

Yönetici bir arkadaşa sorduk, “Kongre nasıldı” diye.

“O kadar ilgi oldu ki DP yönetimi bile şaşırdı bu ilgiye” diye cevap verdi.

İlginç değil mi?

Millet gidecek kapı arıyor, DP ise bu kadar insan niçin bize geldi diye şaşırıyor.

Bu noktada merak edilen şu:

“Demokratlar ne zaman şu ölü toprağını üzerinden atacaklar?”

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*