Mübarek aylarda halis duâlarla yardımlaşmalı

altAziz kardeşlerim!

Sizin fevkalâde sebat ve ihlâsınızın galebesi ve o musîbeti def’inden sonra ehl-i dünya cepheyi değiştirdi. Zındıkanın desiseleriyle, bu havalide, bizlere karşı perde altında maddî ve manevî tahşidatı başlamış; gayet dikkatle ve şeytancasına, şakirdlerin hakikî kuvvetleri olan tesanüdü bozmaya çalışıyorlar. Sizlere risaleleri iade ettikleri halde, kurnazcasına dolaplar çevriliyor. Biz, sizin bir şubeniz hükmünde olduğumuz halde, bizi asıl ve merkez telâkki ettiklerinden, daha ziyade desiseleri bize karşı istimal ediyorlar. Hâfız-ı Hakikî, Cenâb-ı Hak’tır; inşaallah hiçbir zarar edemeyecekler. Fakat, bu Şuhur-u Mübarekenin eyyam ve leyâli-i mübarekesinde halis duâlarınızla bize yardım ediniz. Bir şey yok, fakat mümkün oldukça ihtiyatlı ve dikkatli olunuz. Hazret-i Ali Radıyallahü Anh ve Gavs-ı Geylânî Kuddise Sirruhu gibi kahramanların manevî teminatı “Kul ve lâ tehaf” [Söyle ve korkma!] ve “Ve lâ tahşe” [Korkma!] hitapları, bize her vakit cesaret ve kuvve-i maneviye veriyor.

Kâtip Osman’ın mektubunda, kahraman Rüşdü’nün bahadır biraderi Burhan’ın, risalelerin kurtulmasına çok hizmet ettiğini yazıyor. Zaten o cesur kardeşimizin eskiden de bu çeşit hizmetleri vardı. Hem ona, hem Risale-i Nur’un kurtulmasına çalışanlara ve medhali bulunanlara, hatta mahkeme reisine ve insaflı azalarına hem dua, hem teşekkür ediyoruz. Münasip görülse, mahkeme reisine hususî teşekkürümüzü beyan edersiniz.

Kastamonu Lâhikası, Mektup no: 100, s. 158

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*