Semih Sergen’e ve Ahmed Tekcan’a rahmet

Vefatlar devam ediyor. “Fatihalara” sebep olması bakımından, tâziye yazıları yazmaya çalışıyoruz.

SEMİH SERGEN

Gençliğimizin geçtiği 70’li senelerde sağ ve sol fikirler iyice tebarüz ediyordu. Siyasetçisinden sanatçısına kadar; kimin hangi fikriyatta olduğunu biliyorduk. Bunun yanında, o zamanlarda kendilerini belli eden bazı sağ görüşlü insanlar vardı ki; onlar da, takdire şayandı.

İşte; bunlardan biri olan tiyatro sanatçısı Semih Sergen, bir başkaydı. Mevlânâ merasimlerinin takdimciliğinden tutun, çeşitli seslendirmelerde ve programlarda gördüğümüz bu zat ile uzaktan da olsa bir akrabalığımız olmuştu. Onun oğlu ile, annemin halasının torunu evlenmişlerdi.

Gayet beyefendi ve ağırbaşlı olan Semih Sergen’in, Üstad Bediüzzaman Hazretleri hakkında bir ropörtajda söylediği şu sözler de takdire şayandı: “Bir İslam âlimi olarak Bediüzzaman Hazretlerini de inceledim. Talebeler arasında çok dostlarım var. Dediğim gibi ben bu ülkenin âlimleri arasında ve evlatları arasında fark gözetmedim. Bediüzzaman Hazretlerinin gerçekten çok büyük bir din âlimi olduğunu çok iyi biliyorum. Ben, daha detayla daha iyi anlaşılabilmesi için bugünün kişilerinin Bediüzzaman Hazretlerini harf harf, kelime kelime, hece hece daha iyi anlamasını isterim. Çok derinlemesine bir dil kullanmış.”

6 Ağustos 2022 günü, 91 yaşında vefat eden Semih Sergen’e, rahmetler diliyoruz.

AHMED TEKCAN

Risale-i Nurlarla müşerref olduğumuz senelerde, bizim camiada, mühendis sayısı çok azdı. Ben de, o senelerde mühendislik tahsili yaparken; buna dikkat ediyordum. Tahminime göre; Kediseven Sokak’taki Yeni Asya büromuzda tanışmıştık Ahmed Tekcan’la.

O zamanlar; İskenderun Demir Çelik fabrikasında, mühendis olarak çalışıyordu. Güler yüzlü bir ağabeyimizdi. Muhatap olduğumuz bazı mevzularda; bize yardımcı olur, yol gösterirdi.

Onun, Risale-i Nurlarla müşerref olması da enteresandır. Ankara’daki Yunus Öztürk’ün anlattığına göre; Ahmed Tekcan, “iyi solcu”dur. Bir gün tren seyahati esnasında onun ceketi çalınır. O talebelik zamanında, İTÜ’de okumaktadır. O arada, aynı trende seyahat eden birkaç Nur Talebesi, onu teselli edip, alıp kaldıkları eve götürürler. Ders okur, sohbet yaparlar. Tabii, Ahmed ağabeyin dünyası birden değişir; birden, bir “urvetü’l-vüska” olan dinin hakikatlerini bulur ve ondan sonra da, iyi bir Nur Talebesi olur.

İskenderun Çelik Fabrikası’nda da; benim bildiğim kadarıyla, Risale-i Nur hizmetlerini ilk o başlatmıştı. Ahmed ağabeyimizin, bugün sabah (9 Ağustos 2022) vefat ettiği haberi geldi. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun inşâallah!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*