Bu aziz, fedakâr ve cefakâr millete “dar elbise giydirme” projelerine ve hak gasıplarına, demokratik zeminlerde, meşrû hareket ve meşrûiyet içinde karşı koymak ve haklarımıza sahip çıkmak gerekiyor.
Toplum olarak, “Meşrûtiyet” sevdasında bir yüz yılı geride bıraktık. Bir asrı aşan bu zaman diliminde manevî mücadelenin zafer taçlarını biz göremesek de, geriden gelen genç neslimize emanet edeceğimize inancımız tamdır inşaallah.
Bu yıl camia olarak yirmi sekiz yıllık bir hasretimize daha son verdik. Beraberce, hep birlikte Elhamdülillâh! Evet, yirmi sekiz senelik hasretin birisi bitti. Şimdi yeni hizmet hamleleriyle, milletimizin öz değerleriyle paralellik arz eden güzel faaliyetlerimizi arttırarak ve topluma mal ederek, millet – devlet kaynaşmasına hizmet edecek şekilde plânlamanın ve icra etmenin zamanıdır.
Yeni Asya misyonu geçmişte birçok “ilke” imza atan ve bu konuda epey tecrübe kazanan, mazisi, hâli ve istikbali iftihar edilecek tablolara sahip olan bir camia Elhamdülillâh. O bakımdan genlerinde olan bu özelliğini tekrar harekete geçirmek, bu tür güzel faaliyetlere ivme kazandırmak, meslek, meşrep ve misyonunun gereğini yapabilmek için hep birlikte yeni bir hamle, yeni bir aşk ve şevkle milyonları kucaklayacak hayırlı hizmetlere imza atmak gerek.
Bu yönüyle, Ağustos başında icrâ edilen “Van Mevlidi” yüzlerce, binlerce bahtiyar simayı serhat şehrimiz Van’da bir araya getirdi. Bu hadise; mabeynimizde (aramızda) olması lâzım gelen ifratkârane irtibatın adeta bir kazası niteliği arz ediyordu, bu gerçekleştirilmiş oldu. Bir gönül seferberliğiydi ve başarıldı, Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Van ve havalisinin Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin Birinci Said dönemine ait hayatında çok önemli ve anlamlı bir yeri olduğu Risâle-i Nurlarla meşgul olanların çoğunun malûmudur. Horhor Medresesi, Çoravanis Köyü ve camisi, Erek Dağı, Akdamar Adası, Tahir Paşa Konağı, Edremit Koyu, Zernabad Suyu, Gevaş, Yukarı Nurşin Camii… vb.
Osmanlının son dönemlerindeki o karanlık ve ümitsiz hava ve şartlarda, İslâmiyet, ecdad, millet ve tarihimiz adına ne yapılacaksa, Bediüzzaman Hazretleri ve etrafındaki bir avuç fedakâr talebe ve dostları, onların hepsini yapmıştır. Bu vesileyle gelen binlerce Nur talebesi bu havayı tekrar teneffüs etmiş oldu. Zihin ve fikir tazeledi.
Şimdi sırada, önümüzdeki yıldan başlayarak, Bediüzzaman’ın on sekiz yılını geçirdiği ve o muhteşem eserlerinin yüzde sekseninden fazlasını telif ettiği ve kendi ifadesiyle “Taşıyla, toprağıyla mübarektir” dediği Isparta’da 1980 öncesi yapılan geleneksel mevlidin tekrar icrâ edilmesi var. Bu yıl da “Ankara Kocatepe Mevlidinin” her şeye rağmen gerçekleştirilmesi için her meşrû yolu denemek var.
Çünkü bu tür mânevî faaliyetlerden kimse zarardide olmamıştır, olmayacaktır. Aksine herkes kazanacaktır. Bunun içindir ki bu tür birleşmenin, kaynaşmanın, hareketliliğin sevgi ve muhabbetin arttığı faaliyetlerin icrâ edilmesinin millet ve devlet için çok büyük önemi ve faydaları vardır.
Bu ülke toplumunu aşarak dünyaya mâl olmuş bir müceddid ve dâhînin fikir ve düşüncelerine sahip çıkıp takipçisi olmak herkese müsbet mânâda bir şeyler kazandıracaktır. Artı değer katacaktır. Mutluluk ve başarı grafiğini yukarıya çekecektir. Mevcut sıkıntılarımızdan kurtulmak için büyük fırsatlar ve neticeler doğuracaktır.
Son yıllarda bilhassa yabancı akademisyenlerin, ilim kurumlarının ve dâhildeki fikir, san’at ve düşünce adamlarının “Bediüzzaman’a ve fikirlerine” insanlık ve bilim adına da olsa sahip çıkması, çok müsbet gelişmelerdir ve sevindiricidir.
Benzer konuda makaleler:
- Yeni Asya 48 yaşında
- Denizli Mevlidinin hatırlattıkları
- Vatanperverliğime tarihçe-i hayatım şahittir
- Yeni Asya’nın yaptığı iş
- Van Mevlidi Doğu ile Batıyı kucaklaştırdı
- Ömer Yavuzyiğitoğlu
- Yeni Asya okuyucu buluşmaları ve Van Mevlidi
- Bediüzzamanla bütünleşen şehir ve mevlid
- Bir Çanakkale vardı
- Hizmet-i İmaniye ve Kur’âniye’de İsti’mal…
İlk yorum yapan olun