Bediüzzaman’ın naaşının nakli… (3)

Bediüzzaman’ın naaşının nakli ve yeni kabrine tevdiiyle alâkalı basında çıkan haberler arşivlerde…

Meselâ 17 Temmuz 1960 tarihli Cumhuriyet gazetesinin haberinin başlığı, “Said Nursî’nin cesedi Isparta’ya defnedildi” şeklindedir.

Isparta mahreçli haberde, Afyon’a inen askerî bir uçakla Said Nursî’nin cesedinin Isparta’ya getirildiği, İnkılâp gazetesinde çıkan bir yazı üzerine Vali Hamdi Ömeroğlu’nun, Bediüzzaman Said Nursî’nin kardeşinin arzusu üzerine naaşının Isparta’ya getirildiğini ve emniyet mülâhazasıyla mezarın mahallinin gizli tutulduğunu söylediği bildirilmekte.
Keza 20 Temmuz 1960 tarihli “Dünya” gazetesi ile Dinar’da çıkan 18 Ağustos 1960 tarihli haftalık mahallî “Vatandaş” gazetesinde de, Dinar Cumhuriyet Savcısı iken 1960’ta Isparta’ya atanan Savcı Reşad Onurer’e dayanarak, “Nursî’nin tabutunun Isparta’da toprağa verildiği ve sivil polislerin kontrolü altında bulunduğu” belirtilmekte.
Ayrıca “Nurcubaşı Said Nursî’nin kurşunlu tabutunun Urfa’da bulunduğu mahalden alınarak uçakla önce Afyon’a, ardından sıkı emniyet tedbirleriyle bir ambulansla müşâhidler ve sivil polisler nezâretinde Afyon-Dinar-Baladız yolunu takiben aynı gece Isparta’ya getirildiği ve resmî memurlardan müteşekkil bir grupça önceden hazırlanan yeni kabrine tevdi edildiği”nin “inanılır kaynaklardan öğrenildiği yazılmakta. (Belgelerle Bediüzzaman’ın Kabir olayı, Necmeddin Şahiner, 92-94)
Said Nursî’nin Urfa’daki kabrinin Nur Talebeleri tarafından büyük kalabalıklarla ziyaret edilmesine karşı tedbir olarak nakledildiği Isparta’daki yeni kabrinin yeri hakkında da tedbiren hiçbir açıklamanın yapılmadığı eklenmekte…

POLİS ARŞİVİNDE İKİ “ZABIT VARAKASI”
Dönemin gazetelerinin Bediüzzaman’ın naaşının nakil haberleri, tabutu taşıyan uçağın pilotlarıyla görevli subay ve askerlerin ifadeleri bir yana. Kabrin açılması ve mezarın nakline dair resmî belgelerin başında, T.C. İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Araştırma Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı’nın Yayın No: 129, Ekim 1998 tarihli “Polis Dergisi” (ISSN 1300-4662) “özel sayı”sı gelmekte.
“Cumhuriyetin 75. yıldönümünde polis arşiv belgeleriyle gerçekler” başlığı altında, Emniyet Genel Müdürlüğü arşivinde yer alan Urfa ve Isparta Valiliği’ne ait iki “zabıt varakası”nda Said Nursî’nin naaşının 12 Temmuz 1960’ta Urfa’dan alınıp Isparta’ya getirilmesi ve kabre konulmasının, “nakli kubur suretiyle” olduğu kaydedilmekte.
Evvela, “Belge no: 1331/22/32” olan “zabıt varakası”nda, “Konya İmam Hatip Okulu fahri Arabî hocası Abdülmecid Ünlükul’un Urfa’da medfun kardeşi Said Nursî’nin cesedini nakli kubur suretiyle Emirdağ veya Isparta’ya nakline müsaade alınmasına dair 4/Temmuz/1960 tarihli dilekçesi ve Belediye Tabibliğinin naklin bir mahzur teşkil etmeyeceği yolundaki 11 /Temmuz /1960 tarihli raporu üzerine 12 /Temmuz/1960 Salı günü sabahleyin adı geçen mevtanın medfun bulunduğu Mevlût Halil Dergâhına gelinerek kardeşi Abdülmecid Ünlükul’un huzurunda kabir açılarak mevta çıkarılmış ve Hıfzısıhha Kurulunun 230 nolu maddesine göre Sağlık Bakanlığınca hazırlanmış bulunan tâlimatnâmenin târifatı dairesinde ve fennî şekilde tabutlanmış ve tabut mühürlenerek kardeşi Abdülmecit Ünlükul’a teslim edilmiş olmakla işbu zabıt varakası birlikte tanzim ve imza edildi” deniliyor. (s.108)
Raporun altında da isimleriyle birlikte Emniyet Müdürü, Sağlık Müdürü, Belediye Tabibi, Merkez Kumandanı, Vilayet Jandarma Kumandanı ve “hazurun” olarak, “mevtanın kardeşi Abdülmecid Ünlükül”un imzaları atılmış…

GERÇEKLER, NEDEN ÇARPITILIYOR?

Yine aynı “belge no”lu bir diğer “zabıt varakası”nda ise Said Nursî’nin tabutunun Urfa’dan Afyon’a ve oradan da Isparta’ya getirilip Isparta şehir mezarlığında hazırlanan yeni kabrine konulduğu zabıt altına alınmakta.
Isparta Vali Muavini Beric Olcay, Emniyet Müdürü Zeki Vural, Vilayet Jandarma Kumandanı Zekeriya Kantekin, Merkez Kumandanı Yarbay Hamdi Atamer, Merkez Hükûmet ve Belediye Tabibi Dr. Rifat Öner ve “mevtanın kardeşi Abdülmecid Ünlükul” imzalarının bulunduğu bu rapor da aynen şöyle:
“Konya İmam Hatip Okulu fahri Arabî hocası Abdülmecid Ünlükul’un Urfa’da medfun kardeşi Said Nursî’nin cesedini nakli kubur suretiyle Isparta’ya defnine müsaade alınmasına dair 4/Temmuz/1960 tarihli dilekçesi üzerine işbu talebi is’af edilerek (isteği kabul edilip yerine getirilerek) 12 /Temmuz/1960 günü Afyon’a getirilmiş bulunan mevtaya ait tabut Afyon’dan teslim alınarak Isparta’ya getirilmiş ve aynı gün akşamı kardeşi Abdülmecid Ünlükul da hazır bulunduğu halde aşağıda imzaları bulunan şahıslar huzurunda Isparta Şehir mezarlığında ihzar edilmiş bulunan (hazırlanan) kabre defn edildiğine dair işbu zabıt mahallinde tanzim ve hep birlikte imza altına alındı. 12/7/1960” (s. 109)
Peki, Bediüzzaman’ın naaşın nakli hakkında bunca açık resmî kayıt ve belgeye, yetkililerin ve görevlilerin ifadeleri ve şâhitlerin hatıralarına rağmen, kimi mahfillerin hâlâ her fırsatta, “Said Nursî’nin tabutunun denize atıldığı” uydurmasına ve saptırmasına tevessülünün sebebi nedir? Her defasında neden bile bile gerçekler çarpıtılmakta?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*