Kongre heyecanı ile bismillah…

Geçen hafta sonu benim için gündemin en önemli konusu, Yeni Asya gazetesi ile Risale-i Nur Enstitüsü tarafından 30-31 Mart 2013 tarihlerinde düzenlenen “İnsanlık ve Dünya Barışı İçin Said Nursi’nin Milliyet Anlayışı” konulu VIII. Risale-i Nur Kongresiydi. Buna dair bir yazı ile Yeni Asya’da sizlere “merhaba” diyorum.

Bediüzzaman Said Nursi’nin vefatının 53. yılı dolayısıyla ilan edilen anma haftası etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen Kongre’nin konusunun, konjonktüre uygun olarak malum süreç ile ilgili olması anlamlı bir tevafuk olmuştu. Çünkü yaklaşık 10 ay önce, yani henüz sürecin esamesi okunmazken konu seçilmişti.

Prof. Dr. Doğu Ergil ve Prof. Dr. Kayhan Mutlu gibi ünlü akademisyenlerin de aralarında bulunduğu 75 akademisyen ve araştırmacı Kongreye katkıda bulundu. İki gün süren Kongrenin ilk gününde paralel salonlarda her birinde konunun bir yönünün tartışıldığı 5 Masa Çalışması yapıldı. İkinci gün ise Masa Çalışmalarında yapılan tartışmalarla ilgili olarak birer rapor hazırlandı, bunlar okunarak kamuoyuna ilan edildi ve son olarak düzenlenen panelde değerlendirildi.

Biz de ilk defa bir Masa Çalışmasına iştirak ettik. Alışık olduğumuz sempozyum veya konferanslardan çok farklı bir formatı olan Masa Çalışması yöntemini şahsen çok ilginç, yararlı ve başarılı olarak buldum. Sempozyumlarda genellikle sunulan bildirilerin tartışılmasına pek imkan kalmaz. Masa Çalışmasında ise sunulan bildiriler 15-20 kişiden oluşan Masa Grubu tarafından derinlemesine tartışılmakta ve sonuçta kamuoyu ve bilim çevreleri ile paylaşılmak üzere adeta bir “ortak akıl raporu” niteliğinde birer deklerasyon hazırlanıp sunulmaktadır.

Kongre çalışmalarında kısaca ırkçılık ve menfi milliyetçiliğin İslam dinine mensup toplumların arasına bir fitne olarak yerleştirildiği, bu yüzden Türkiye’de ve dünyada tüm insanlık için barış ve huzurun bozulduğu, Said Nursi’nin yaklaşık yüz yıl önce bu soruna işaret ettiği ve çözüm önerilerinde bulunduğu dile getirildi. Said Nursi’ye göre tüm Müslümanlar “din” müşterek noktasında birleşmeli ve “müsbet hareket” ederek yurtta ve dünyada barışa katkıda bulunmalıdır. “İslam kardeşliği” ve “ittihad-ı İslam” görüşünden hareketle esas olan “millet-i İslam”dır. Ancak etnik olarak mensup bulunan milliyet de elbette yok sayılamaz fakat bu, dinin yerine geçmemeli, aksine dine hizmet etmelidir.

Biz de sunduğumuz bildiride ve masa çalışmasındaki tartışmalarda şunları dile getirdik: Said Nursi milliyet fikrini “menfi” ve “müsbet” olmak üzere ikiye ayırır.  Irkçılık unsurları taşıyan menfi milliyetçiliği asla tasvip etmez, ama müsbet milliyeti, normal pozitif ve sosyal hayatın gereği olarak değerlendirir. Yani diğer milletlerden “nefret” etmemek şartıyla insanın etnik olarak ait olduğu milletini sevmesi normaldir. Bediüzzaman eserlerinde sık sık telafuz ettiği “bu millet” ile başta Türkler ve Kürtler olmak üzere tüm Müslümanları, “bu vatan” derken de tüm bunların vatanını, yani Türkiye’yi kasteder. Bu esaslar çerçevesinde bir toplumsal düzenin kurulması halinde Türkiye’de huzur ortamı oluşacaktır. İslam dünyasında önemli bir konuma sahip olan Türkiye’de huzurun temin edilmesi ise tüm İslam aleminde barış ve huzurun sağlanmasına önemli katkı yapacaktır. Dünyada coğrafya ve nüfus olarak büyük bir yere sahip olan İslam alemindeki barış ve huzur ortamı da tüm dünyada barış ve huzuru olumlu yönde etkileyecektir.

Kongrede tanıdık ve bu tür etkinliklerde buluşmaya ve görüşmeye alışık olduğumuz bazı dostları görmedik. Eminim başka platformlarda, başka hizmetlerde olmaları gerekmişti. Fakat Kongrenin sonundaki Panelin yapıldığı Haliç Kongre Merkezinde bulunan Haliç Salonu’nun tıklım tıklım dolduğunu ve muhteşem kalabalığın içeri giremeyerek ayakta veya dışarıda kaldığını görünce çeşitli mülahazalarla yapılan manipülasyonların hiç de etkili olmadığını anladım. Malum, budanan ağaç dalının yerine daha gür ve daha çok dal filizlenir.

Daha önce yazdığım gazetede yazmayı bırakalı haftalar olmuştu, kalem körelmeden Yeni Asya’da yazmaya karar vermiştim fakat bir türlü başlayamamıştım. Masa Çalışmalarına katılanların sayısı ve profili ile Paneli takip eden kalabalığın verdiği heyecan ve coşku ile Bismillah demiş olduk. Haftada bir burada, gündeme dair başka konularda buluşmak üzere…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*