Mehmed Feyzi Efendi

1989 yılı 4 Mart tarihinde âlem-i ervaha bir Nur kahramanını olan Mehmed Feyzi Pamukçu Efendi’yi uğurlamıştık.

Ehli ilim ve keramet sahibi olduğuna şahit olduğumuz Feyzi Efendi’yi bu havalide tanımayan ve bilmeyen yoktu.

Kendi ilim ve irfanının yanında Bediüzzaman Hazretleri ile beraber bulunması ona ayrı bir kıymet ve değer kazandırmıştı.

O dönemde “Üç Feyziler”in Nurlardan ve Üstadımızdan feyiz aldıklarını biliyoruz. Hasan Feyzi Yüreğil, Ahmed Feyzi ve Mehmed Feyzi Pamukçu…

Her üç Feyzi de birbirinden üstün meziyetlere sahip idiler.

Bediüzzaman’ın Mehmed Feyzi Efendiye:

“Feyzi kardeşim, sen Isparta vilâyetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam onlar gibi olmalısın. (…) bu şehre bir kutup, bir gavs-ı âzam gelse, ‘Seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım’ dese, sen Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın” der.

Bu vesile ile Nurların velâyetten gelen feyiz ve makamları da vereceğini ifade etmektedir.

O zaman Feyzi Efendi gençtir. Kastamonu’da şarkın ağalarından ve sürgünlerinden Çaycı Emin Efendi ile Feyzi Efendi, Üstadın birinci derecede muhataplarıdır.

Vefatından takrîben üç ay önceki ziyaretimde kendilerine şu soruyu sormuştum:

“Efendim, Üstadımız ile bulunduğunuzda günlük hayatınızdaki münasebetleriniz nasıl idi?”

O da:

“Üstadımız kendisine bir makam verilip öylece nazar edildiğinde çok rahatsız olurlardı ve alnında çizgiler meydana gelirdi. Ama sade olarak davranıldığı zaman rahat ederlerdi. Bizler yanlarında bir kedi mesabesinde idik” demişti.

Çaycı Emin Ağabeyin oğlu Abdullah Efendi, İslâm Yaşar Beşleme’yi kaleme aldığı zamanlardaki ziyaretimizde bize şu hadiseyi anlatmıştı:

“Bir gün Karadağ’a gidecektik. Üstadımız ata bindi, sonra Feyzi Efendiye emir verdi: ‘Atın üzengisinden sen tut.’

Feyzi Efendi üzengiden tuttu ve bu hâlde Kastamonu çarşısını gezdirdikten sonra Karadağ’a çıktık.

Feyzi Efendi’yi çok yüksek makamda biliyordu halk. Bütün esnaf işyerlerinden çıkıp bu manzarayı hayretle seyrettiler. Ben o zaman yedi–sekiz yaşlarında idim.”

Evet, Bediüzzaman, hepimizin ihtiyacı olan “nefsin enaniyetini kırma” dersi veriyordu belli ki…

Hayatını ilim irfan ve Nur hizmetine harcayan Feyzi Efendi, Denizli ve Afyonkarahisar hapislerinde Bediüzzaman Hazretleri ile beraber olmuştur.

Kabri Kastamonu’da bulunuyor ve bu ilimize ve çevresine feyzini devam ettiriyor.

Cenâb-ı Hak mekânını Cennet eylesin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*