Yeni Asya ve misyonu

Yeni Asya gazetesini ilk defa Hatay’da, 1970’lerin ortalarında, lise tahsili yıllarımızda tanıdık. Nur derslerine katılmaya başlayınca ona abone olduk. Elhamdülillah o zamandan bu yana zikzak çizmeden düzenli olarak takip etmekteyiz.

Üstad Bediüzzaman’ın meslek ve meşrebini, risaleleri ve lâhikaları okuyarak öğrendik. Yeni Asya da bu hususta bize yardımcı oldu. Daha sonraki yıllarda fitne ve fesat odakları, camia arasına nifak sokup Nur Talebelerinin vahdetini sarstıkları zamanda Yeni Asya, karanlıkta gemilerin doğru yönünü gösteren bir pusula gibi hizmet yaparak, meslek ve meşrebin ayakta tutulmasına vesile oldu ve olmaya devam ediyor. İnşaallah kıyamete kadar da devam edecek.

Zındıka komitesi, değişik aralıklarla sivil ve asker darbecileri harekete geçirerek, dinî cemaatler, özellikle Nur Camiası arasına fitne fesat sokarak, dinî inkişafı durdurmak ve boğmak, bu mümkün olmazsa onu sulandırmak için sarsıntı yaptığı zamanlarda ne yazık ki, diğer bir kısım dinî guruplar gibi Nur Talebelerin önemli bir kısmı da, değişik alanlara savruldu. Bir kısmı Risale-i Nur’un ölçülerine aykırı bir şekilde memleketi uçuruma sürükleyen darbecilere, yanlış siyasî yapılanmalara destek verdiler. Ancak Yeni Asya Camiası ve onu naşir-i efkârı olan Yeni Asya gazetesi, her seferinde önüne serilen cazip imkânlara, şaşırtıcı hile ve tuzaklara düşmedi. İhtilâlciler tarafından defalarca kapatılması ve imtiyaz sahibi ağabeyimizin hapsedilmesine rağmen, Üstad gibi, zındıkaya boyun eğmedi. 28 Şubatın zalim sürecinde, onların önde gelen aktörlerden biri, “Bütün gazetelere ve dindar gruplara boyun eğdirdik. Bir tek Yeni Asya ve camiasına söz geçiremedik” sözü bunun ispatıdır.

Her ne kadar tirajı diğer çok satan ve değerlerinden taviz veren gazeteler gibi olmasa da, onun attığı manşetler ve yayınladığı makaleler, küfür ve dalâlet cephesine düşen top mermisi gibi tesir icra etmekte, İslâmî çevrelerde de takdir edilmektedir. Birkaç sene evvel Ergenekon maznunlarından ve darbe planlayıcısı generallerden biri, bir televizyon ekranında Yeni Asya’nın, “Ergenekon paşalarını gata değil, özel bir heyet muayene etsin” şeklindeki manşetini göstererek, “Bakın neler yazıyorlar” diyerek tepkisini öfkeyle ilân etmişti.

Yeni Asya Camiası, istişare sistemiyle yayınladığı gazete ve diğer neşriyatıyla, geçmişte meydana gelen ve halen devam etmekte olan dehşetli fırtınalarda hizmet gemisini, Risale-i Nur ölçüleriyle doğru istikamette götürmeye devam ediyor.

Yeni Asya Camiası gazeteyi amaç değil araç olarak görmektedir. O Üstad Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u öncelikle Türkiye, sonra dünya kamuoyuna doğru bir şekilde tanıtma misyonunu ifa etmektedir. Onlara yöneltilen haksız ve garazkâr tenkitleri ve suçlamaları püskürtme vazifesini, yetersiz imkânlarla fedakârane bir şekilde yapmaktadır. Ona karşı tavır alan Nur Talebeleri, medyada bu vazifeyi yapan başka bir gazeteyi gösterebilirler mi?

Yeni Asya’nın Bediüzzaman ve Risale-i Nur’u kamuoyu gündemine taşıdığı ve basın yoluyla onlara hizmet ettiği gerçeği, Batı Çalışma Grubu raporlarıyla da sabittir.
Bazıları kabul etmese de, günümüzde gazete bir ihtiyaçtır. Her ne kadar internet ağı yaygınlaşsa da, bu durum gazetenin yerini tutamaz. Kaldı ki, Türkiye’de ve dünyada her dünyevî ve uhrevî büyük ideal sahibi cemiyet ve cemaatlerin medyada kendilerini ve ideallerini temsil edip anlatacak bir neşriyat organları vardır. Dolayısıyla Yeni Asya’ya her zaman ihtiyaç olacaktır. Rahmetli Zübeyir Ağabey, geçmişte imanî ferasetiyle bunu kavramış, diğer ağabeylerin desteğini de alarak Yeni Asya’nın kurulmasına öncülük etmiştir. Bunun gerekçesini o, “Kardeşlerim, Nurlar aleyhindeki saldırıları ve menfi propagandayı püskürtmek için lahana yaprağı kadar da olsa, günlük bir gazeteye ihtiyacımız var.” dediği ifade edilmektedir.

Diğer bir husus; her bir Nur Talebesi, ülkede ve dünyada cereyan eden sosyal ve siyasî hadiseleri Risale-i Nur ölçüleriyle değerlendirmesini yapamayabilir. Bu değerlendirmeyi istişareye dayanarak sağlıklı yapacak ve ilân edecek bir mercie ihtiyaç vardır. Bu işi en iyi gazete yapar ve yapmaktadır.

Yeni Asya aynı zamanda basın yoluyla Türkiye’de ve dünyada Nur Talebelerin iletişim köprüsüdür. Şevke medar hizmetlerin, daire içindeki doğum, vefat olaylarının Camiaya duyurulmasına aracılık yapmaktadır.

Sözün özü: Yeni Asya Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u Türkiye ve dünya kamuoyuna tanıtma gibi önemli bir misyonu yerine getirmektedir. Bunu yapmakla iman ve Kur’ân’a hizmet dâvâsı yönünden büyük manevî bir cihad icra etmektedir. Ona maddî – manevî destek vermek, onu alıp okumak, başkalarına okutmak, her Nur Talebesinin görevleri arasındadır. Yayın kadrosunda ve dağıtımında emeği geçenler, onu alıp okuyanlar, onu başkasına tavsiye edenlerden her biri, bu manevî cihadın bir uzvu mesabesinde olup, bundan hasıl olan şirket-i maneviyenin sevabına hizmeti oranında ortak olduğunu düşüyorum. Yeni Asya’nın cihadında başarılı olması, İslâmın, iman ve Kur’ân hakikatlerinin inkişafı demektir. Bu hususta kavlî ve fiilî duâlarımızı esirgemeyelim.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*