Yeni Dünya’da iman eğitimi: Fıtrat ne söylüyor?

“Şu taklidi kırılmış asır” tarifinin getirdiği perspektifle kişisel veya sosyal olaylara bakmak fıtrî meyelanın ne demek istediğini anlama açısından önemli bir tariftir. Sürekli yenilenen kâinat sayfası, aynı şeyin sıkıcı bir tekrarı gibi algılandığında; hakikat ile algı arasında uyuşmazlık ortaya çıkabiliyor. Bu uyuşmazlığı fikren fark etmemek, insan fıtratının bunu fark etmemesi anlamına gelmiyor. Büyük bir rahmet tecellisi olarak vicdanın sesi duyuluyor ve “birşeyler eksik” hissi dünyamızda var ediliyor.

Çünkü insan, fıtraten, yanlışa tepki verecek şekilde var ediliyor. Kâinat algısındaki bir yanlışlık veya hata “kâinatın misâl-i musağğarı” olan insan ile örtüşmüyor. Fıtraten her an arayış içerisinde olmak ile, zihnen kendini “tamam” farz etmek, fıtratla zıtlaşmak mânâsına geliyor. Bu mânâlar çerçevesinde, taklid hâli içerisinde olmayı ‘kendini tekrar etmek’ diye söyleyebiliriz.

‘Taklid’i kabullenen bir yanı var insanın: Nefis. Tahkikten hoşlanmayan, direten bir yönü de var: Nefis. “İmanınızı ‘Lâilâhe illellah’ ile yenileyiniz” Nebevî teklifini, insaniyetini gerçekleştirmek, yani tahkik etmek üzerine kuvvetli bir vurgu olarak anlayabiliriz. Yani ‘kendini tekrar etmek’ten kaçınmaya bir vurgu…

Kâinat, her an var edilme ihtiyacı içerisinde olduğunu aklı olanlara ilân ederken; kâinatı ve kendisini, kendi başına sürekli tekrar eden varlıklar olarak algılaması, muhakkak ki insanı rahatsız edecektir. ‘Taklid’in kaynaklandığı “kültür” tam da bu noktadır, denilebilir. Taklidi doğuran bu kültür, kâinat algısını “düzeltmek” için gönderildiğini ilân eden bir ‘mesaj’ın takipçileri tarafından yaşatılmamalı. Mesajı yaşayarak insanlığa ders veren Nebî’nin (Aleyhissalâtü Vesselâm) bütün söz ve davranışları bu perspektiften değerlendirilmeli…

Sultan-ı Kâinat’ın san’atını, yine O’nun Kelâmı ile birlikte okuma çalışmasına “Lâ ilâhe illallah” talimi diyebiliriz. Kur’ân’ın iman eğitimini, milyonları bulan okuyucusunun da tasdik ettiği gibi, mükemmel şekilde keşfeden Risâle-i Nur ‘yeni dünya’ya ‘Lâ ilâhe illallah’ı okuyan bir eser olarak sunulmayı bekliyor.

Yeni bir dünya görebilmemiz için, her daim yeniden var edilme ihtiyacı içerisindeki ‘yeni dünya’ ile, onun bir parçası olan ‘Yeni Asya’, sürekli yazmakta olan kudret kaleminin nakışlarını okuyacak müşahitlerini bekliyor. Kur’ân’ın maksadını, hiçbir şeye âlet etmeden, bütün çıplaklığı ile ortaya koyan eserlere bütün dünya ihtiyaç duyuyor. Gayretimizi bu meraklı ve lezzetli çalışmaya yönlendirmeliyiz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*