Devlet ve halk arasında da bilgi alışverişi en kaçınılmaz haklardandır.
Hatta biliyorsunuz, bu konuda 4982 sayılı “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu” vardır. Kanunun 1. Maddesinde, bilgi edinme hakkının demokratik ve şeffaf bir yönetimin gereği olduğu belirtilir. Zaten vatandaş bu yasal hakkının bilincinde olursa ve devlet de vatandaşına karşı açık ve şeffaf olursa, derin devlet diye bir şey kalmaz.
Ulusal Güvenlik Arşivi (İngilizcesinin kısaltılışı NSA) direktörü Thomas Blanton, bir zamanlar şöyle diyordu: “İktidarda olanlar bilgi edinme hürriyetini istemiyorlar. Bilgi edinme tohum ekme gibidir. Belki hemen görmeyeceksiniz filizlendiğini. İşin sırrı burada zaten.”
Yeni Asya Ekolü Meşveret Sistemi de, “Bilgi Edinme Hakkı”nı her seviyede koruyup gözeten bir sistemdir. Her temsilci; görüşmeler ve kararlar hususunda temsilcisi olduğu heyeti bilgilendirme durumundadır.
Her alan ve her seviyedeki görüşmelerden sonra, kendi hizmet mahallerinde ilk fırsatta ve ilk mahalli toplantıda, onları da görüşmelere katılmış gibi bilgilendirirler. An şart ki, onlar da bilgi almaya amade olmalılar. Yani önce ilgi, sonra bilgi. Sanki, “marifet iltifata tabidir” sözü burada da geçerli gibi.
Görüşülen hususlar, meseleler öncelikle gazetemizi, birimlerimizi ve hizmet mahallerini ilgilendirir. Alınan kararlar da sistem içinde ilgili herkese ulaşır ve hayata geçirilmesi için gayret gösterilir.
Gerektiğinde, “Yeni Asya’dan Size“ köşesinden de bilgilendirme yapılıyor. Ama bu kadarla kalınmamalı. Gazetemizi dikkatle takip eden ve misyonuna bağlı hizmet erbabı herkes, her meseleyi en azından toplantılara temsilen katılanlar kadar bilme hakkına sahiptir. İşi oluruna bırakmadan bizzat öğrenebilir. Bulunduğu hizmet mahallindeki temsilcilerden veya bizzat ilgili ve yetkililerden sorup öğrenebilir.
Herkes, bilgi edinme hakkına sahip olduğunun bilincinde olmalıdır. Hizmetlerimizle alakalı bütün faaliyetler, toplantılar hakkında, her seviyedeki toplantılarda detaylı bilgi verilmediği takdirde, onlar almasını bilmeliler.
Bugüne kadar yapılan bilumum meşveret ve toplantılarda ortaya sürülen görüş ve düşüncelerin, dilek ve temennilerin ve alınan kararların uygulama alanı bulmasıyla, bugünkü noktaya gelinmiştir. Bu güzel neticeler; müessesede çalışanlarımızın, okuyucularımızın, mensupların ve seçilmiş organların katkılarıyla, güzel neşriyatımızla, fiilî ve kavlî duâlarımızla ve en başta Allah’ın izniyle kazanılmıştır.
Bugüne kadar çekilen sıkıntılar ve başa gelen musibetlerde ise kaderin rolünü ve fetvasını unutmamak lâzım. Bu hizmetlerin yürütülmesinde, “ah daha bol para, daha geniş imkânlar, daha büyük organizeler, daha çok fedakârlar olsa da, hizmetlerimiz daha bir kolaylaşsa, daha bir rahat nefes alsak” gibi istekler meşrudur ve herkesin duasıdır. Ama eğer bu niyetle el atılan dal kopup elde kalmışsa, bu yoldaki bazı teşebbüslerden netice alınamamışsa, bundan dolayı yapacak birşey olmadığı gibi, kul olarak itiraza da hakkımız yoktur.
Çok önemli bir şey daha var kanaatimizce, o da şudur:
Gelinen noktada ve alınan mesafede, geçmişin hakkını inkâr etmemek lazım. Ne başarıyı, ne de başarısızlığı, kişilere ve dönemlere göre taksim etmemek lazım. Gazetemizin kuruluşundan bu yana yapılan bütün hizmetler, bugün alınan mesafenin alt yapısı olmuştur. Ahirete göçenlerin de, emekliye ayrılanların da, vazifesini ifa edip kenara çekilenlerin de, gelinen noktada ve alınan mesafede hisseleri vardır. Cenab-ı Hak bütün çalışmaları rızası çerçevesinde kabul etsin. Amin.
Benzer konuda makaleler:
- Bilgi edinme hakkı ve istişarelerimiz
- Bilgi edinme hakkı
- Bakanlıktan Ünlükul’a: Bilgi veremeyiz
- Vizede son durum
- Meşveret ve sadakat imtihanı
- Meşveretin ana prensipleri üzerine
- Meşveretin vazifesi sonuç almak mı?
- Marmara Eğitim Kampüsü
- Risale-i Nur mesleği ve meşveretler
- Meşveret heyeti ikna etmek zorunda değil
Eğitimci – Şair – Yazar
İlk yorum yapan olun