Millet geçim derdinde mi?

Meşhur atasözlerimizden biri de şudur: “Kasap et derdinde, koyun can derdinde.” Buna nazire kabilinden şöyle diyelim: “Siyasetçi seçim derdinde, halk geçim derdinde.”

Ama hakikaten öyle mi? Bir de ona bakalım.

Amerika’da baba Bush’tan sonra oğul Bush döneminde ekonomi iyice dibe vurduğu bir hengâmede Bill Clinton rakip aday olarak ortaya çıkmıştı. Kampanya döneminde kullandıkları slogan, bu makalenin görünen ve görünmeyen asıl maksadını tam özetliyor.

Sloganın Türkçesi şöyleydi: “Mesele ekonomi, anlamadın mı aptal!”

İç ve dış politikada kazanımlarıyla güçlenen Bush’un yönetiminde iyi gitmeyen ve günden güne berbat olan ekonomi, Bush’un en büyük çıkmazı ve handikapıydı. Bundan dolayı kampanya şefleri Clinton’a, “diğer bütün konuları bırak sadece ekonomiyi konuş” diyerek mezkûr sloganı da seçim kampanyalarında en etkili bir şekilde kullanmışlardı. Ve bu çalışmalar Clinton’a seçim kazandırmıştı.

Ama gelinen gelinen noktada böyle bir sloganın Türkiye’de artık işe yaramadığını gösteriyor. Çünkü ekonominin kötüye gitmeye başlamasından bu yana bile Türkiye’de seçimlerin ve referandumların tamamı iktidarın lehine sonuçlandı, sonuçlandırıldı.

Neredeyse iktidar ve toplum arasında “ekonomik yıkım” problem olmaktan bile çıkarıldı. Yani muhalefetin ekonomideki kötü gidiş argümanını kullanarak iktidar karşısında fark atma şansı kalmadı.

Zira muhalefet, dar ve kısıtlı imkânlarıyla büyük kitlelere ulaşamıyor. Sen boş tencereyi az bir kitleye gösterebiliyorsun; onlar devlet kanallarıyla, dizilerle dolu dolu tencerelerle ve göz kamaştıran görkemlerle toplumun neredeyse tamamına ulaşıyor. Toplum adeta hipnoz ediliyor.

Merhum Süleyman Demirel’in, “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.” sözü geçen genel seçimde muhalefeti umutlandırmıştı. Ama mevcut iktidarı boş tencere de götüremedi.

Demek ki bu iktidar, normal iktidarın ötesinde bir şeymiş. Bilindik normal bir iktidar olsaydı, ekonomik çöküntünün ve boş tencerenin kurbanı olurdu. Demek ki bu; yüce devletin tâ kendisiymiş, devletin bekasıymış.

Adına “cumhur” dedikleri bir ittifak, devlet dahil bütün imkânları, kendi iktidarlarını sürdürebilme yönünde seferber ediyor. Bereket versin ki, ittifaklarına “cumhur” dediler, “millet” diyemediler. Yani “partili cumhurbaşkanlığı” sisteminin ittifakı. Yani millete rağmen bir ittifak. Devletin bekasını ancak böyle koruyabileceklerine inandıkları bir ittifak. Kendi milletine güvenmeyen bir ittifak!

Sen ey muhalefet ve ey muhalif toplum! Milletçe ittifak etmek sizin payınıza düşmüş. Ne mutlu size!

Var gücünüzle ve var olan bütün imkânlarınızla hürriyet, adalet ve demokrasinin ayağa kalkması için çalışınız, bir olunuz, beraber olunuz.

Amerika’da seçim kazandıran o sloganın neredeyse tam tersi bir sloganı geçerli kılan bir durumla karşı karşıyayız. Yani sloganımız pekâlâ şöyle olabilir:

“Mesele ekonomi değil, aptal!”

Ya nedir peki mesele?

Mesele demokrasiden uzaklaşmaktır!

Mesele, demokrasi yolunda şehit veren ve Bediüzzaman gibi bir din âliminin demokrasinin kökleşmesi için mücadele verdiği böylesi eşsiz bir ülkeye biçilmek istenen aykırı gömlektir. Yani tek adam rejimidir.

Zira toplum hür ve hükümetler demokrat olduktan sonra, ekonomi dahil bütün meseleler her yönüyle ele alınarak üstesinden gelinir. Ve en tepede millet iradesi hâkim olur.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*