Toplum hayatını ayakta tutan direkler

Risale-i Nur’da beyan edildiğine göre, beş esas toplum hayatımız için her zaman gereklidir:

1-Hürmet 2-Merhamet 3-Emniyet 4-Haram ve helali bilip haramdan kaçınmak 5-Serseriliği bırakıp itaat etmek İşte Kur’an-ı Kerim toplum hayatımızda bu beş esası temin ederek genel asayişi sağlar ve güven ortamı oluşturur. Maalesef günümüzde bu esaslar çok sarsılmıştır. Bazı yerlerde ihtiyar anne ve babalardan çok şikâyetler duyulmaktadır. Hâlbuki Kur’an-ı Kerimde anne ve babaya ‘öf’ bile denilmemesi emrediliyor. O halde diyoruz ki din ve imandan gelen güzel ahlak, hürmet ve merhamet olmazsa dengeler sarsılır, kötü mihraklar hayatı mahveder. “Mal da, evlât da dünya hayatının süsüdür. Bâki kalan iyiliklerin ise Rabbinin katında daha hayırlı mükâfatları vardır ve onlar ümit bağlanmaya daha çok lâyıktır.”1 Helal rızık için çalışmak, ter dökmek de ibadettir.

Zaten namazını terk etmeyen bir Mü’minin mubah olan dünyevi işleri de ibadet cümlesinden sayılır. Böylece insan bütün ömrünü ahirete mal edebilir. Bu ahir zaman fitnesi içinde farzlarını yapan ve büyük günahlardan sakınanlar inşallah kurtulur diye müjdeler vardır. Bu asırda biz Müslümanlar hem din hem de fen ilimlerine çalışarak en mükemmel insan örneğini ortaya koyabiliriz. Ve diğer din mensuplarının da hak din İslam’a dikkatlerini celp etmiş olabiliriz. Dinimiz, insanlara “dünyaya çalışmayı bırakınız” demiyor, bilakis teşvik ediyor. Üstelik yükselmek ve muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için illa dinden ve imandan uzaklaşmak gerekmiyor. Hülasa; her güzellik gibi cesaretin de kaynağı imandır. İman hem nurdur, hem kuvvettir. Kalpsiz bir filozof, aklına çok güvenir ama gökte kuyruklu yıldızı görse korkar. Hâlbuki kalbi iman dolu bir âbid, yer küresi bomba olup patlasa korkutmaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: “En bahtiyar genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünür, ahiretine ciddi çalışır. En bedbaht ihtiyar odur ki, dünyaya ve eğlencelere dalmakta gençlere benzer.”2

“ÇÖP KAMYONU KANUNU”

Adam taksiye binmiş ve havaalanına gitmek istediğini söylemişti. Taksi sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Taksi şoförü çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan kıl payı kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü camdan başını çıkarıp bağırmaya ve hakaretler savurmaya başladı. Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Taksideki yolcu bütün bu olanlara şaşırmıştı. Sordu: “Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti.” Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: “Çöp Kamyonu Kanunu” dedi. Yolcu: Çöp Kamyonu Kanunu da ne demek oluyor? Şoför şöyle devam etti: “Bazıları, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşırlar. Kızgınlığı, öfkeyle, hayal kırıklığını ve daha bir çok olumsuzluğu biriktirirler. Doldukça da çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyarlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Oralı almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.”

Dipnotlar:

1-Kehf Sûr. 46

2-Bkz. Mektubat, Yirmi Üçüncü Mektup

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*