Gel kardeş, biz de Mi’raca çıkalım!

Mi’rac, Cenab-ı Hak tarafından, Peygamberimize (asm) bahşedilen en büyük mucize-i Nebevîdir (asm). Mucize-i Ahmediyedir (asm).

Geçmiş birçok âlimin tarifinden ve izahından aciz kaldığı bu büyük hadiseyi, Üstad Bediüzzaman Said Nursî, Mi’rac Risalesi’nde (Otuz Birinci Söz) harika bir şekilde izah etmiştir. Mescid-i Haram’dan, ilk kıble olan Mescid-i Aksa’ya bir anda getirilen Peygamberimizin (asm) en büyük mucizesi olan ve İsra Suresi’nde de bahsedilen bu büyük hadiseyi, gerçekten Bediüzzaman Hazretleri çok güzel anlatmıştır.

Hem de öyle güzel izah etmiştir ki, hiç bir şek ve şüpheye yer kalmayacak kadar… Okumayanların okumalarını tavsiye ederiz. Kelime mânâsı; ‘yükselmek, merdiven’ olan miracın en büyük meyvesi ise “namaz”dır.

Evet, beş vakit namaz, Cenab-ı Hak tarafından Peygamberimize (asm) orada, o gece ümmetine bahşedilmiştir, farz kılınmıştır. Yani namaz da bir nevî miraçtır. Hz. Peygamber (asm) “Namaz mü’minin miracıdır” buyurmuşlardır. Namaz kılan ve huşû ile bu ibadeti yapan bir Müslüman, gerçekten de, adeta miraca çıkmış gibi olur. Cenab-ı Hak’ın âyetlerini yine O’na okuyarak, adeta O’nunla mükâleme eden, konuşan insan, kendisini Rabbine o kadar yakın hisseder ki, bunu namaz kılan herkes derecesine göre hisseder. Hâssaten, özellikle de, gece yarısı, herkesin uykuda, gaflette olduğu bir anda kalkıp en az iki rekât nafile namaz kılanlar, onun zevkine, şevkine ayrı bir mazhar olurlar.

Cennete bir bilet olan, insanı dünyanın sıkıntılarından kurtaran, yine insanın dünya ve âhiret işlerini tanzim eden; cehennemî hâletlerden, cehenneme gitmekten kurtaran namaz, hem çok kıymetli, hem de çok mühimdir.

Onun için, bu mubarek Miraç gününü, gecesini, hadisesini vesile yaparak, namaz kılmayan, kılamayan herkese; “Gel kardeş, biz de Mi’raca çıkalım!” diyerek, bugünden itibaren namaz kılmaya başlayarak; nurlara, saadetlere, hayırlara vesile olunmasını temennî ederek, Mi’rac-ı Nebevi’nin (asm) hepinize mübarek olmasını diliyorum.
***
Nazmiye Demirel…

9. Cumhurbaşkanı Sn. Süleyman Demirel’in geçenlerde vefat eden muhtereme eşi Nazmiye Demirel’le ilgili de birkaç satır kelâm etmek isterim:

Hayat arkadaşı Süleyman Demirel’in ayrılmaz bir parçasıydı Nazmiye Demirel. Kendisiyle 70’li yıllarda, gençlik zamanımızda muarefemiz olmuştu. O zaman AP Genel Başkanı ve Başbakan olan Süleyman Demirel’i Güniz sokaktaki evinde bir grup arkadaşla yaptığımız ziyarette tanımıştık onu. Kendi elleriyle yaptığı çay ve kahveyi yine kendisi ikram etmişti. O yıllar çok çetin yıllardı. Kan gövdeyi götürüyordu. İnsanların takır takır öldürüldüğü o yıllarda, bizler, özellikle 77 seçimlerinden önce, Halk Partisi iktidara gelip de komünizm o partinin altında bu memlekete hakim olmasın diye canımızı dişimize takmıştık. İşte o dönemde Süleyman beyle görüşmeye gittiğimizin bir seferinde âyânına, bir seferinde de Nazmiye hanıma “Bu gençler adsız kahramanlardır. Bunlar ülkeyi Halk Partisi’ne teslim etmeyen gençlerdir” diye tanıtmıştı. İkramdan sonra, o da yanımıza oturmuş, sohbetimize iştirak etmişti. O da Süleyman Demirel gibi İslâmköylü idi. Üstadın nur santrallerinin, Hafız Ali’lerin yetiştiği İslamköy’den. Hafız Ali Ağabey de akrabalarıydı. Allah rahmet eylesin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*