Risâle-i Nur hareketinin en büyük kuvvet kaynağı ihlâs olduğu gibi, ondan sonra gelen ikinci büyük kaynak da tesânüd hakikatidir.
Bahsi geçen meseleye çok ehemmiyet veren Bediüzzaman Hazretleri, muhtelif eserlerinde dikkatleri bu noktaya celp eder. “Evvel âhir tavsiyemiz, tesanüdünüzü muhafaza; enâniyet, benlik, rekabetten tahaffuz ve itidal-i dem ve ihtiyattır” (Şuâlar, s. 277) gibi îkazları, onun bu hakikate ne kadar önem verdiğini gösterir.
Risâle-i Nur Talebelerinin meşgûl oldukları kudsî iman hizmetinde, Allah’ın adını yüceltmek için dini tebliğde ittihad ve ittifak gerekir. Ancak, meslek ve meşrebe taallûk eden ve özellikle içtimâî prensipleri ilgilendiren konularda, farklı yorumlara müsait olduğu için, tam bir ittifak sağlamak kolay değildir. Farklılaşmaların temelinde, işte bu farklı yorumlar öne çıkmaktadır. En azından sebep olarak bunlar gösterilmektedir.
“İttihad, imtizâc-ı efkârdır. O da, maarifin şuâ-ı elektriğiyle olur. Cehl ile ittihad olmaz” diyen Bediüzzaman, gerçek ittihadın doğru adresine işâret etmektedir. İçtimâî konularda fikir birliğini temin etmek, şahıslara göre değil, Risâlelere göre olmalıdır. Gelişen olayların yorumlanması da ona göre yapılmalıdır. Bu hakikati çok iyi bilen merhum Zübeyir Gündüzalp Ağabey “Kardeşlerim! Bizim sadece Risâle-i Nur okumamız ittihadımızı temin etmeye yetmez. Lahana yaprağı kadar da olsa mutlaka günlük bir gazete çıkarıp, gelişen olayları Risâlelere göre yorumlayarak cemaatin fikir birliğini ancak temin edebiliriz” demesi çok anlamlı ve doğru bir yaklaşımdır. Neticesi de fiilen görülmektedir.
Avustralya ve Avrupa kıt’alarına yaptığımız geçmişteki seyahatlerimizde, orada bulunan Yeni Asya okuyucuları aynı fikri paylaşıyorlardı. Edirne’den Van’a, Adana’dan Trabzon’a kadar Türkiye’nin her tarafındaki Yeni Asya Nur Camiası ne düşünüyorsa, oradakiler de aynı fikir etrafında bir ittifakın içindeydiler.
Önceki hafta Aksaray, Rize, Trabzon ve Giresun illerine ziyarete gittik. Yoğun hizmet temposu içinde beş gün süren bu çalışma gerçekten verimli oldu. Özellikle, Giresun ilinde yaptığımız programa Ordu ilinden ve yakın ilçelerden de katılanlar oldu. Hasret ve muhabbetle yapılan kucaklaşmalar içinde tam bir bayram havası vardı. Fikir birliğinin hâkim olduğu böyle zeminlerin oluşmasında, Yeni Asya’nın rolü elbette çok büyüktü. Fikir birliği, cemaati de büyültüyordu. Sayıdan ziyade fikrin büyüklüğü ve bütünlüğü, ittihad ve ittifakın temelini oluşturuyordu.
Anadolu çapında, kadın erkek herkesin sahip çıktığı kudsî iman hizmetinde aktif vazife alan ve bir şekilde bu dâvâya katkıda bulunan bu kahraman insanların hepsini yürekten tebrik ediyor ve ihlâs ve istikamet dairesinde istihdam olunmalarını Cenâb-ı Haktan niyaz ediyoruz.
Benzer konuda makaleler:
- Dinî cemaatlerin ittifak etmesi
- İttihad-ı İslâm: Önce imân ve ibâdet birliği
- Yeni Asya ve gençlik
- Medresetü’z Zehra’nın misyonu da cihanşümuldür
- İttihad-ı İslâm: Önce iman ve ibadet birliği (2)
- Hakikî ittihad
- Bediüzzaman’ın dâhil olduğu ittihad-ı İslâm
- Amaç ittifak, vesilelerde ihtilâf
- Cemaate ve tarikate mensubiyet suç değil
- Nur nesli ve ittihad-ı İslâm
İlk yorum yapan olun