İslamiyet, doğruluk ve güvenilirlik

Bugünkü hayatta, “doğruluk ve güven” duygusu en fazla aranan ve arzu edilen değerlerin başında geliyor dersem haddimi aşmamış olurum her halde.

Ülke, İslam Coğrafyası ve insanlık aleminde yaşanan bunca karmaşa, tedirginlik, ürkeklik ve huzursuzluğun sebeplerinden en başta geleni doğruluğun örselenmesi, güvenin sarsılmasıdır diye düşünüyorum.

Halbuki; “Doğru İslamiyeti, İslamiyete layık doğruluğu yaşamak” ve güvenilir olmak insan hayatı için en önemli hasletlerden birisidir. Kur’ân ve hadisi şeriflerde doğruluk ve güven hakkında işaretler ve ibretler vardır.

“Ey Rabbimiz,” “Bize yüce katından bir rahmet bağışla ve işimizde doğruluk nasip et.” (Kehf-10) Ashabı Kehf mensupları.

“Ben size güvenilir bir elçiyim.” (Şûra-107) Hz. Peygamber (asm)

“Biz Kâbe’yi insanlar için bir toplanma yeri ve güvenli bir mahal yaptık. (Bakara-125)

“Onu bana getirin, kendime danışman yapayım” dedi. Onunla konuşunca da “Bundan böyle sen bizim yanımızda yüksek mevki sahibi, güvenilir birisin” dedi. (Yusuf-54) Hz. Yusuf hakkında.

“Bu ümmetten ilk kaldırılacak olan güzel hasletler, haya ve güvenilirliktir.” Hadisi şerif.

“Âhir zamanda ümmetim içerisinde en az bulunacak şey helâl para ve kendisine güvenilir arkadaştır.” Hadisi Şerif.

Bütün bu ve buna benzer birçok hüküm ve değerler: Sıdk; doğruluk, insanlık ve toplum hayatı için ne kadar önemli olduğunu bariz bir şekilde ortaya koyuyor. Bu değerlere olmadığı zaman da piyasanın, pazarın; yalan, hile, tuzak, kandırma, haksızlık, istibdad, adam kayırma, zulüm, hortumlama gibi menfiliklerin istilâ edeceğini ortaya koyuyor.

Eğilip, bükülüp, kırılmadan; göründüğü gibi olup, olduğu gibi görünmek fıtratın, yaratılışın emri ve programıdır. Doğru söz, güvenli davranış, muhataplar ve çevre için fazilet ve şeref göstergesidir. Dik ve mert duruş, şahsiyet, kişilik ve inancın karakter çizgisidir.

Samimî, ihlaslı, mukaddesat merkezli bir hayat; her zaman, her yerde, her zeminde ve her olayda sağlam bir sigorta mesabesindedir. Allah’a hakikî kul olmanın gerçek “kriter” ve değeri, Kâinatla ve kendi ile barışık olabilmenin sırrıdır!

Günü kurtarmak, ben merkezli olmak, kafaları karıştırmak, menfaat ve hırsa esir olmak yanlışın yanlışıdır. Yanlışların da ilkönce onu yapanı vurduğunu da asla unutmayalım. Ders alarak, haddini bilerek, doğruluktan, hakikatten ayrılmadan yaşamak hayatın gayesi ve neticesidir. Bu hakikatlerin tehir ve terk edilmesi, “kazanırım!” aldanmasıyla kaybetmektir!

Yanlış sarmallardan kurtulma reçetesi; doğru, güvenilir hayat çizgisiyle yaşamaktır. Vicdanî, İlâhî ölçülerin hassasiyet ve ağırlığıyla ciddî bir sorgulama ve muhasebeyi esas almaktır.

Güven bunalımı fert ve toplum için en büyük endişe ve kaygı kaynaklarındandır. Kargaşa ve ümitsizliğe giden yoldur. Ortamın gerilmesi huzurun bozulmasıdır

“Güvenilir olmak hazinedir” buyuran rahmet ve istikamet Peygamberi (asm) bu alanda da en büyük rehberdir. Hayatın çizgisinde “güven bunalımına” yer yoktur ve olmamalıdır.

Doğruluk ve güvenin zıddı; “Yalan, hile, kurnazlık, kandırma, haset, kin, tarafgirlik, dedikodu, gıybet, fitne; menfilik ve tahribatın sebebidirler. Uzak durmak bir insanlık faziletidir. Dürüst, sağlam, istikametli, berrak, saydam, samimî, dostça bir hayat için çare yine semavi emirlerdir. Kuran’dır. Sünnettir.

Başta kendi nefsimizden başlayarak, her millete, topluma, insanlara, hülâsa “güvenilir olmak” isteyen herkese, güven içinde nice huzurlu, dürüst mutlu ve saadetli günler dilek ve temennisiyle.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*