31 Temmuz günü 1.6 milyon gencimiz KPSS sınavına girdi.
Ardından garip bir süreç işledi.
4 Ağustos günü de sınav iptal edildi.
Bu bir tuzak…
Planlı bir iptal…
KPSS üzerinden kurulan yeni bir kumpas…
Bundan hiç tereddüdümüz yok.
Çünkü;
Bu adamlardan bundan sonra milletin hayrına bir şey beklemek akıl dışı.
Zira bütün dengeleri bozdular.
Hayatlarının merkezine de menfaatlerini koydular.
Bu nedenle;
Ya menfaatlerine ters bir şey oldu…
Ya da yakın gelecekte bir menfaat planları var…
Neticede sınav iptal edildi.
Zaten süreç de bu iddiayı doğrular mahiyette.
Öyle ki;
Daha sınav biter bitmez “benzer soru var iddiası” gündeme geldi.
Kim tarafından açıldığı belli olmayan sosyal medya hesaplarından öyle bir algı yapıldı ki, sanki tüm sorular çalınmış havası verildi.
Ardından muhalefetten bazıları bu iddiaya balıklama daldılar.
Bu arada sosyal medyada olay köpürtüldükçe köpürtüldü.
Ortada hiçbir delil yok iken OSYM başkanı görevden alındı.
Saray ise DDK’yı görevlendirdi.
Hemen yeni bir OSYM başkanı atandı.
Ve o da ilk icraatı olarak sınavı iptal etti.
Tüm bunlar da gösteriyor ki, planlı bir çalışma var ortada.
Yediiklim yayınevi sözcüsüne bakılırsa da bir kumpas kurulmuş.
Zira bu satırlar yazılana kadar net bir delil yoktu ortada.
Kim soru almış, kime vermiş, ne kadar soru verilmiş, sorumlular kim, neye göre iptal ettiniz…
Daha bir çok soru da cevapsız.
Bu garip süreç de sınav iptalinin daha önce planlandığının işareti.
Bundan sonra iktidar sözcüleri iyi takip edilmeli.
Bilhassa Erdoğan’ın atacağı adımlar süreç hakkında belirleyici olacak.
Maksat ve hedef nedir sorularının cevabını böylece bulmuş olacağız.
Ancak yine de akla bazı sorular gelmiyor değil.
Şöyle ki:
Acaba bu sınav iptali ile ileride kaybedilecek bir seçimin iptal provası mı yapılıyor?
Veya yakın bir gelecekte yapılacak seçimde gençleri yanına çekmek için bazı vaat paketleri mi sunulacak?
YÖK üzerinde bazı tasarruflara zemin mi hazırlanıyor?
YAŞ kararlarını örtmek için mi kullanıyor?
Tüm bu soruların cevabı net değil.
Ancak net olan bir şey var:
1.6 milyon gencin içine düştüğü dramatik durum.
Yeni OSYM başkanı özür diliyor.
Ama bu özrün hiçbir önemi yok.
KPSS sınavı ile zaten ümitsizlik içinde olan gençler, bir de mülakat sistemi ile katmerli ümitsizlik içine düşüyor.
Şayet OSYM başkanı gerçekten özür dileyecek ise haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalara kaynaklık eden mülakat sisteminin kaldırılmasını gündeme getirsin.
O zaman fiili bir özür olur.
Bu süreçte muhalefet cephesi de her zamanki gibi tuzağa düştü.
Enine sonuna bakmadan, balıklama daldı işin içine.
Bizim muhalefet o kadar çabuk oyuna geliyor ki.
Adeta “Erdoğan bizi ne zaman kandıracak” diye saraya bakıp duruyorlar.
15 Temmuz sonrasında koşa koşa Yenikapı’ya gitmelerinin başka bir anlamı var mı?
Vatandaş “Allah’ın lütfu olan 15 Temmuz’u” öyle bir kullandı ki neredeyse devleti kökten değiştirdi.
Meclis’i pasifize edip her şeyi iki dudağı arasındaki kararnamelere bağladı.
Muhalefet ne yaptı?
KPSS sürecindeki tavrın bir benzerini yaptı.
Yapılan oyunlara alet oldu yani…
Şu “altılı masadan” da söz etmeden geçemeyeceğiz.
Görünen o ki altılı masa süreci gittikçe çıkmaza giriyor.
Bu garip oluşum siyasetin önünde ya tıkaç, ya da Kılıçdaroğlu için kaldıraç olmaya başladı.
İkisi de sıkıntılı.
Bu nedenle;
Merkez sağda yeni bir ittifakın önü açılmalı.
Demokrat Parti ile İyi Parti buna öncülük edebilir.
Zira şu an çok iyi bir zemin oluştu, bizden söylemesi…
Benzer konuda makaleler:
- KPSS olayındaki gariplikler
- Her şey gibi KPSS de çöktü
- Erdoğan seçimle gitmez mi?
- 10 Ağustos dönüm noktası
- Başörtüsü ve siyaset
- Yeni Bir Muhalefet Hareketi mi?
- Sıfır baraj ittifakı
- Ayasofya’yı açacak mısınız?
- 15 Temmuz’un ikinci ayağı: AKP ve dini grupların tasfiyesi
- Erdoğan, dua ve beddua
1 Geri Dönüşüm