Şaron’dan sonra

İsrail eski Başbakanlarından Ariel Şaron’un ölümü üzerine Euronews haberlerine şöyle bir göz attım.

Neredeyse yas ilan etmiş gibiler… An be an ekranlara getirdiği haberlerle Şaron için kim ne dedi, neler söyledi, en yakın çalışma arkadaşlarından bilgi alarak “acı”larına ortak oldu âdeta.

İsrail yandaşı olan bürokratların yöneticisi olduğu Şaron’u nasıl değerlendirdiklerini merak ettim doğrusu.

Şaron’un eski Basın Sözcüsü Avi Panzer’i izledim, diyor ki:

“Şaron’un hikâyesi İsrail’in hikâyesiyle paralel. 50’lerde, 60’larda, 70’lerde İsrail’in devlet olma savaşı verdiği yıllarda askerî mücadeleler vardı. Siyasete girdiği zaman şunu anladı ki, sadece savaş alanında kazanmak yetmez, barışı da kazanmak için savaşmalısın.” (a.g.k.)

Sözlerinin devamında:

“Ancak onun bıraktığı miras ortada, savaş zamanı kazanmak için de, barış zamanı da zor kararlar alabilmek için de gösterilen azim… İşte Ariel Şaron böyle birisiydi.”

Elbette aynı kaptan su içmiş biri onun katliamlarını bir bir sıralayacak değildi.

Mesela;

-1982 yılında Sabra ve Şatilla mülteci kamplarına saldırarak 4 bine yakın masum Müslüman sivili katlettiğini…

-2000 yılında Mescid-i Aksa’ya girerek büyük bir provokasyona imza attığını ve 2. intifadanın fitilini ateşlediğini…

-Filistinlilerin evlerini ikiye bölen utanç duvarını inşa ettirdiğini…

-FKÖ lideri Yaser Arafat’ın Gazze’deki karargahını bombalatıp, Arafat’ı Ramallah’a hapsedip daha sonra tecrit ederek zehirleyen…

-Cenin katliamının mimarı…

-Hıristiyanların en kutsal kilisesi olan Doğuş Kilisesi’ne baskın yapacak kadar gözü dönen…

-2004’de Gazze’de tekerlekli sandalye kullanan Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin’i nokta atışıyla vurarak şehit eden…

-En son Hamas temsilcisi Dr. Abdülaziz Rantisi’yi suikastle şehit eden…

Bir adamı herhalde “kasap” veya “terörist” diye lanse edecek değildi.
***
Şaron’un gidişiyle dünya düzeni değişmeyecek.

Yine İsrail Müslüman topraklarını adım adım işgal etmeye devam edecek. Yine dünya medyasını kullanarak insanları kandırmayı sürdürecek…

İsrail, “enformasyon harekatı” ile iletişim araçlarını kendi çıkarları için kullanacak hep.

Gazze’ye yönelik saldırılarda hep Hamas’ı suçlayacak ve kendini savunma hakkını kullandığına ilişkin söylemlerini yineleyecek.

Zaten İsrail’in saldırılarında özellikle askerî operasyonlarında ölü sayısı hakkında güvenilir bilgi almanın mümkün olmadığını biliyoruz.

Zaten şunu sormak da gerekiyor belki: Her gün çatışmanın yaşandığı Filistin bölgesinde neden uluslararası medya kuruluşlarının hiç temsilcisi yok?

Şaron’un ölümü aslında İsrail için sıradan bir olay. Zaten İsrail’de hiçbir şey değişmeyecek, dün olduğu gibi, bu gün de…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*