Efendim, konumuz “Türk toplumunun ünlülere olan güveninin azaldığı” üzerine.
Sormuşlar:
“Genel olarak hangi ünlü kişinin tavsiyesi marka tercilerinizde etkili olur?”
Yüzde 61 kitle cevap vermiş:
“Ünlülere güvenmem.”
Media Cat için Ipsos KMG tarafından hazırlanan Ünlülere Güven Endeksi birinci yılını doldurmuş. Firma diyor ki, “Araştırmada marka tavsiyesine güvenilen ünlüler sıralamasında çok büyük bir değişiklik yok. Ama ‘hiçbir ünlüye güvenmiyorum’ diyenlerin oranında ciddi bir artış var.”
Peki, Türk toplumu ünlülere neden güvensin?
Toplum adına konuşmak haddimiz değil. Ancak kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan ve her gün televizyon ekranlarında “kim kiminle, nasıl aldattığı yönünde” çıkan dedikodu haberleri herhalde ünlülere güven tazelemeyecekti.
Gömlek değiştirir gibi “sevgili değiştiren” hatta RTÜK baskısıyla oğlu yaşındakilerle evlenip, genç partneriyle ekran ekran dolaşıp reklam yapan bir ünlüye kim güvenir?
İş, sanat, haber dünyasında da bu böyle.
Haber bülteni sunucusu “anchorman”lara bakın:
Bu gün onlar ya patron yalakalığı yapıyor, yahut milletin aksine bir düşünceyi “dayatmaya” çalışıyor. İrtica haberlerine ne buyrulur?
Kanal D ana haber sunucusu M. Ali Birand “Ünlülere Güven Endeksi”nde ilk beşte yer alırken, son araştırmada listede adının bile geçmemesini neye yormalı?
Bir de aynanın diğer yüzüne bakalım.
Öyle ya da böyle, araştırmada yine de “güven” sıralaması yapmışlar.
Türk halkı en çok Seda Sayan’a güveniyormuş! Evet, yanlış okumadınız. Hani her sabah Kanal D stüdyolarını “kadın günü”ne çeviren ve botokslu bir yüz ifadesiyle “Le le” türküsüyle o şişman kadınlara göbek attıran kadın, Türkiye’nin en çok güvenilir kişisi seçilmiş.
Ya ikinci: Uğur Dündar… Türk halkı öyle garip ki… Yüzde 45 oy alan Başbakanına bile listenin ilk beşinde yer vermiş.
Bir yerde bir çarpıklık var ama nerede bilemiyoruz.
Türk toplumu ya neye güvendiğini bilmiyor yahut bu kadar tahribat içinde “ezberi” bozuldu.
GÜNÜN SÖZÜ:
“Yanlış anlayanlar tarafından söylenen bir ‘doğru’dan daha kötü bir yalan yoktur.”
William James
Benzer konuda makaleler:
- Hakkın hatırı âlidir; onu âli tutanlara ne mutlu’
- Ekran vaizleri
- Askeriyenin kamyonu mu yok?
- Markaların istilâsı
- Reklâm panolarındaki müstehcenlik
- Türk Televizyonlarında sınır
- Bilgi toplumu ve Risale-i Nur
- Eğlence tüketiminin köleleri
- Bu Sevda Kimin Sevdası
- Türkiye´yi rencide eden medya
İlk yorum yapan olun