Amerika’nın bitmeyen ırkçılık sorunu

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ırkçılık belası hala sürüyor. Son televizyon haberlerinde bunu gördük.

Zaten, ABD tarihinin ilk siyahi başkanı Barack Obama’nın üst üste ikinci kez seçildiği seçim gecesinde bile sosyal paylaşım sitelerinde sayısız ırkçı mesajlar paylaşılmıştı.

Hatta Obama’yı “zenci” ya da “maymun” gibi ifadelerle tasvir eden mesajlar Twitter üzerinde paylaşılmıştı.

Mesela, şu satırlar hayli ilginçti:

“Eğer ilk siyahi başkanın seçilmesiyle ırkçılığın ortadan kalktığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.” (Jezebel)

Marmaduke adında bir kullanıcı ise şöyle yazmıştı:

“Safkan bir Amerikalı yerine beş para etmeyen bir zenci seçtik. Eğer Beyaz Ev’e böyle deniyorsa, bunun belli ki iyi bir nedeni var.”

Buyurun…

Daha bu mesajların mürekkebi kurumadan önceki hafta 18 yaşındaki siyahi bir gencin beyaz bir polis tarafından vurularak öldürülmesi ve bunun üzerine Missouri eyaletinde başlayan ayaklanma nedeniyle ordudan yardım istendiği haberi geldi.

Düşünün; özgürlükler ülkesi ABD’nin Missouri eyaletinde polis iki gün sokağa çıkma yasağı uyguladı.

Basına sansür getirildi. Kesinlikle medyaya konuyla ilgili bilgi verilmedi. Dolayısıyla sağlıklı bilgi alış verişi mümkün görünmüyor.

Ancak BBC kaynaklı haberlere baktığımızda, Ferguson’da sokağa çıkma yasağının başlamasının hemen sonrasında bir lokantanın önünde toplanan 150 kadar kişiyi polis göz yaşartıcı gaz kullanarak dağıtmış.

Ardından, yine aynı bölgede bir polis arabasına ateş açılmış… Nüfusu büyük ölçüde siyah olan kentte öldürülen gencin 9 Ağustos’ta beyaz bir polis memurunca öldürülmesi ırkçı gerilimi hayli arttırmış.

Britanya merkezli bir blogda, Başkan Obama’yı hedef alan aşağılaşıcı mesajlar üzerinden ABD’de ırkçılık haritası çıkarılmış.

En ağır nefret söylemi içeren 395 tweet belirlenmiş ve aynı zaman diliminde her eyalette atılan toplan tweetlerin sayısı ile karşılaştırma yapılmış.

Sonuç ise ABD iç savaşını aratmayacak nitelikte; Ülke tarihinde köleliğin en yoğun olduğu eyaletler Alabama, Missisippi, ve Geogia ilk üç sırada gelirken, kalabalık nüfuslarına rağmen New York ve California gibi eyaletler son sırayı almış. (FloatingSheem blogu)

Dünyaya nizam vermeyen çalışan ABD, ne hazindir ki, kendi ülkesindeki iç hesaplaşmayı bir türlü halledemedi.

ABD’nin kuruluşundan bu yana, aslında hep üstü örtülmüş sorunlardan biri olagelmiş ırkçılık.

1619 yılında ilk siyah köleler Afrika’dan derdest edilip Virginia’ya getirildiğinden bu yana bu problem gittikçe büyümüş.

Pamuk çırçırının icadı güney eyalatlerinde köle işçi talebini arttırmak bir yana Kuzey-Güney iç savaşının belki de sebeplerinden biri olarak tarih kayıtlarına geçti. 1863’ten itibaren Özgürlük Bildirgesi’nin yayımlanmasıyla konfedere devletlerdeki bütün köleler güya “özgür” ilan edildi. Lincoln’un suikast sonucu öldürülmesiyle birlikte ABD anayasası’na eklenen 13. ek madde, köleliği yasa dışı ilen ederek yasakladı. Hatta, Anayasa’nın 14. ek maddesi, Afro-Amerikalılara tam vatandaşlık hakkı tanımış ve oy kullanma hakkı bile verilmiş ama güney eyaletlerde ırkçılık tam gaz devam etmiş.

Ama ne yazık ki, ırkçılık ateşi ABD’de bir türlü sönmedi. Bu uğurda, Martin Luther King ve Malcom X gibi medeni haklar için savaşan ünlü siyah liderler tek tek vurularak öldürüldü.

Çetin bir mücadele sonrası Başkan Obama’nın siyah olması da ırkçılık savaşının değişmediğini gösteriyor hala. Azınlıklar ülkesi olan ABD ne zamanki ırkçılığın panzehiri olan İslamiyetle tanışır, ancak o zaman bu beladan kurtulabileceklerdir.

Avrupa’nın katı ırkçı politikaları zaten “etnisite”yi yani, soykırımı doğurdu. Özgürlükler ülkesi ABD, Avrupa gibi katı olmadığı için, İslam medeniyetiyle tam tanışırsa, sorun kökünden hallolacaktır diye ümit ediyoruz.  

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*