“Mısır”lı Muhammed Samir´in Bursa intibaları

Bursa, Osmanlı’nın ilk payitahtı ve hakikaten ecdad şehridir. İkinci Abdulhamid han, Bursa’ya çok önem vermiş ve devletin kurucuları; Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin mezarlarını da görkemli türbeler halinde inşa ettirmiştir. Bu şehri gezdiğimiz zaman hiç şüphesiz ki Yeşil Türbe ve civarında ilk Osmanlı sanatının görkemli ve o güzel tabiatla uyuşan halini adeta ikinci defa kuran Çelebi Sultan Mehmed’in türbesini ziyaret ederiz.

Şehrin en önemli mabedi Ulu Cami ve etrafındaki çarşıları da ziyaret ederiz. bir de Bursa’nın etrafındaki Cumalıkızık dediğimiz köy görülecek ve Türklerin tarihi serencamını açıklayacak yerlerdir.

Geçen hafta Osman Zengin abi’nin davetiyle Bursa’ya gittim. Osman Zengin abi, beni duraktan aldıktan sonra ve her zaman olduğu gibi beni evinde yemeğe davet ettiğine çok sevindim.. Sonra Yeni Asya Vakfında kalacağımı söyledi.. oraya vardığımızda çok sayıda bilgili adamlar ve benim yaşımdaki insanlar dini bir derste bulunuyorlardı. Ben de onları görür görmez bir yarışma veya bir konser için geldiklerini zannettim. ama dini bir ders öğrendiğimde daha çok sevindim. Çünkü İslâm Dünyası böyle şeylere ve birbirlerimizden istifade etmeye çok muhtacız. ders bittikten sonra Osman Zengin abi beni oradaki bilgili kişilerle tanıştırdı ve hemen kalacağım odayı hazırladılar. Onlara çok teşekkür ederim ve isimlerini söylemeyeceğim çünkü bir isim bile unutsam çok üzülürüm. Sadece büyükler değil en küçükleri bile çok vefakar ve çok mütevazı idi. Bir günün sabahında aşağıdan gelen çocukların sesleri geliyordu.. ben de çok merak ederek gittim. Çocuklar için bir yarışma düzenlemişler, sadece bu değil, orada da büyükler, çocukları sever ve çocuklar büyüklere saygı gösterdiklerini gördüm. Gerçekten biz de böyle bir toplumsal reform, toplu organizasyona ihtiyacımız var k, dünyadaki toplumsal ilişkiyi düzene sokalım böylece insanların  birbirleriyle olan ilişki düzeyi artsın.

Bursa’nın misafirperverlik konusunda son derecede güzel olduğunu zikretmek gerekir. Yani benim Bursa’lı,daha önceden tanıdığım bir arkadaşım beni ailesiyle tanıştırdıktan sonra bunu daha iyi anladım. Öyle ki, Ben şunu geldiğimden beri her ortamda zikrettim ve halen de zikretmekteyim .Türk milletinin ne kadar misafirperver olduğunu gördüm. Şunu söylemeden de geçemeyeceğim. Bursa’daki arkadaşımın validesinin şu sözleri düşüncemi tasdik ettiğine inanıyorum ‘sen burada hiçbir yabancılık çekme burada senin bir ailen olduğunu sakın unutma’ sözleri halen aklımdan çıkmadığı gibi beni etkiliyor ve o aileyi gerçekten çok sevdim. Onlarla da Türk  yemeğini yedik,suyunu içtik, havasını teneffüs ettik. Onun için borcumu ödemeyi bir vazife olarak kabul ettim. Şu anda aklıma benim Prof. Dr . Safsafi’nin sözü geldi. Diyor ki; Mısır’ın 2. Cumhurbaşkanı ve Arap lideri Cemal Abd-ül Nasır’ın çok önemli bir sözü vardır: “ Herhangi bir Mısırlının kanını analiz edersek %100 bir Türk kanı bulunur. Ve herhangi bir Türk evi araştırılsa %100 Mısır’dan bir parça bulunacaktır.”

İnşaallah Türkiye’de kalacağım süre içinde Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkileri ve iki milleti kültür bakımından anlatmaya çalışacağım. Son olarak, Allah’ın sözleriyle bitirmek istiyorum. Allah Hucurât sûresinde buyuyor ki “ Ey insanlar! Şübhesiz ki biz, sizi bir erkek ve bir dişiden (Adem ile Havvâ’dan) yarattık. Birbirinizi tanımanız için de sizi, milletler ve kabîleler kıldık. Doğrusu Allah katında sizin en üstün olanınız, en takvâlı olanınızdır. Muhakkak ki Allah, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen) dir.”  

Mısırlı Muhammed SAMİR
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Benzer konuda makaleler:

• Üzeyir Şenler, hasta yatağında duâ bekliyor
• “Ben gurbetten vatanıma döndüm”
• Santos: Merhaba Okyanus
• Temiz İman
• “Çok şükür”
• Sormak İstedim
• 12 Eylül denilince aklıma hep, “Kırkıncı Hoca” gelir
• Bediüzzaman ve Fikret Yörük
• Merhum Ahmed Gümüş ağabeyin sağlığında bizimle paylaştığı hatıraları
• Bayram Ağabeyin şefkat ve feraseti