Erdoğan da yeni başkana çiçek verir mi?

II.Dünya harbinde yerle bir olan Almanya, çok değil bir kaç sene içersinde yaraları sardığı gibi, memleketi baştan başa imar edip küllerinden doğdu.

Yollar, köprüler, tren rayları ve fabrikalarıyla memleketin dört bir yanını örümcek ağı gibi ördü.

Harbin dehşetinden açlığı, soğuğu ve evsizliği gören o nesil, canla başla memleketin imarı için çalıştı. Eline geçen her kuruşun (feniğin) kıymetini bildi ve israftan uzak durduğu gibi iktisatta da zirve yaptı. Devlet ise hamasatten uzak, mağlûp olduğu için tazminat öderken, iktisadî yönden kalkınma adına ne kendi adamını methetti ne de düşmanlarını yerdi. Bu adese ile çalıştı, tamir etti, kalkındı ve başta bizden olmak üzere işçi bile aldı.

Savaş mağlûbu Almanya ABD, SSCB, İngiltere ve Fransa tarafından işgal edilmişti. Ruslar, Doğu Almanya’yı kurup duvar ördüler, Batı’da ise işgale rağmen liberal parlamenter cumhuriyet kurulmuştu. Fransa, ABD ve İngiltere ile işbirliğine gidilerek pazar ekonomisine ağırlık verildi ve 1950’lerden itibaren ekonomisi hızla gelişti. 1955 yılında NATO’ya katıldı. 1958 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun kurucuları arasında yer aldı. Daha sonra AB’nin en önemli aktörü ve dünyada sanayi ve otomotivin birincilerinden oldu.

Gelen hükûmetler de bu kalkınmaya katma değer katarak siyasetten ziyade Almanya menfaatlerini ön planda tuttu. Kimse, köprü, yol, sağlık ve sanayide yaptığı hamleleri nazara vermeyip sessiz ve derinden kalkındıkça kalkındı. Değişen hükûmetler bir öncesini aratmadığı gibi daha da ileri götürdü. Dışardan bakanlar sanki aynı hükûmet varmış, gibi değişikliği fark etmedi. Vatandaş ise sosyal alandaki haklar ve dış politika noktasından oy verdi/vermedi. Fakat parti savaşlarına dönmeden hattâ aynı evdeki ferdler bile kimin hangi partiye oy verdiğini bilmeden kendilerini işlerine güçlerine verdiler. Bizdeki gibi kanlı bıçaklı tarafgir siyaseti yapmadılar.

YEMEĞİNİ YAPAN ANGELA MERKEL

İkinci Dünya Harbi’nden sonra tekrar kurulan Almanya, Hitler’den sonra tek başına bir hükûmete geçit vermedi. Gelen hükûmetler Hıristiyan Demokratlar, ya da Sosyal Demokratlar koalisyonlarla iktidar oldu ve gayet uyumlu çalıştılar. Hitler’den sonra Adenaur, Willy Brandt, Helmut Schmit, Helmut Kohl, Schoreder vb. hükûmetlere başkanlık ettiler. Bagajlarında ne var, dindarlar mı, bir yerlere mi bağlılar, bir çok analist, yazarın bunları düşünmeleri bir yana, Almanya’ya ne vermediler sorusu asıl önemli olan!

Evet, sağdan ve soldan gelen liderler sadece memleketlerini düşünüp, Alman milliyetçiliğini sloganda değil, dünyanın ilk üç ekonomisinde tutan politikalarla yaptılar.

Her bayrağı devralan, selefinden bir adım öne taşırken kazanan da Almanya oldu.

İşte onlardan biri de Angela Merkel.

2005’te devraldığı koltuğu 2021’de kendi isteğiyle bıraktı. Merkel’siz CDU, ilk seçimde on puan kayıpla muhalefete düştü. Tabloya baktığımızda kimsenin bundan hayıflandığı da yok. Merkel kendi isteğiyle köşesine çekildi ki, ne hırs var ne iktidar aşkı. Zaten başbakanlığı döneminde nasıl sade bir hayat yaşadığı, ev işlerini küçük bir apartman katında kendi gördüğü, korumasız, gösterişsiz azamî iktisatla hareket eden bir lider olduğunu bütün dünya gördü. Elbette Alman halkı, göçmen yasası gibi bazı politikalar yüzünden partisine teveccüh göstermemişti, ancak dürüst bir profil çizmesiyle de gönüllerde taht kurdu.

22.11.2005’te Hıristiyan Demokrat partisinin başkanı olarak göreve gelen Merkel, giderken ardından parlak bir tablo bıraktı.

Kişi başı GSYİH’de artış: %+42.6; İşsiz sayısında azalma: %-44.4; Vergi geliri artışı: %+63.6; Dış ticaret fazlası: %+13.7; Şirket iflâsındaki azalma: %-57; CO2 emisyonundaki azalma: %-25.5

Bu arada Merkel, yeni kurulan hükûmete başkanlık edecek Olaf Scholz’a görevi devrederken çiçek vererek tebrik etti. Ayrıca AB ve AP gibi uluslar arası arenada gezdirerek Almanya için bilgi ve yol haritası gösterdi. Onlar erdi muradına…

Bize gelince; “Almanya bizi kıskanıyor” diskuru yerine, bize de böyle demokrasi gelse ve sözde efeleneceğimize özde, yani milleti mesud ederek göğsümüzü gerip kıskanılsak?

Yakında seçim var; yeni bir hükûmet kurulacak. Acaba Erdoğan yeni başkanı tebrik ederek çiçek verip, memleketin menfaatine birifing verir mi?

Bizce asıl soru bu!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*