FATİH’İN İSTANBUL’U FETHETTİĞİ YAŞTA MISIN?

“Konstantiniyye elbette feth olunacaktır. Ne güzel kumandandır o kumandan ve ne mutlu askerdir o askerler.” hadis-i şerif’ine mazhar olan Fatih Sultan Mehmed adına nice eserler yazıldı araştırmalar yapıldı… Son dönemde gündeme gelen filmler sayesinde de Fatih’in niteliği genç yaştaki cesareti sıkca konuşulur oldu… Yeni Asya yazarı Rıfat Okyay da Fatih’e farklı açıdan bakıyor… Yeni Asya Neşriyattan yayımlanan “Fatih ve Fetih” kitabında Okyay, genç kumandanın kişiliğini, yetiştiği ortamı, akıl hocalarını, fethe hazırlık sürecini ve fetih maceralarını konu almış.

Okyay ile kitabı hakkında gerçekleştirdiğimiz söyleşide Arif Nihat Asya’nın “Yürü hâlâ ne diye oyunda oynaştasın,/ Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” dizelerine atfen günümüzdeki gençleri Fatih’le kıyaslamasını istedik. Böyle bir kıyasın mümkün bile olmayacağını belirten Okyay, bilgi yumağı içinde gençlerin tembelleştiğini, onun akıl ve zekâvetine erişemediğini söyledi. Okyay ile Fetih 1453 filmi ve Fatihin aile ve devlet adamı mizacı gibi nice konuya değindik…

Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?

“Osmanlı Devletinin Kuruluşu’’ İsimli ilk eserimizi okuyan dostlarımızın arzuları ve baskıları Sultan II. Mehmed Fatih’i yazmamızde birinci derecede etkili sebep olmuştur.

Neden Fatih Sultan Mehmed?

Birinci araştırmamızın devamı olduğu kadar, Osmanlıda esas devlet geleneğinin ve imparatorluk adımlarının Sultan II. Mehmed Fatih zamanında atılmış olması ve kudsî müjdeye mazhar bir zat ve askerlerinin yaptığı işlerin anlatılması heyecanını sayabiliriz…

Bu kitabı yazarken Fatih’in en çok hangi özelliği dikkatinizi çekti?

O’nun ahiret adına mütevazılığı ve teslimiyeti… Dünya adına cehdi, çalışmaları ve öğrenip tatbik etme gayretleri.

Genç yaşta fethe mazhar olan Fatih nasıl bir ailede yetişti?

Tek bir cümle ve net bir ifade: Dindar, vatanperver ve kültürlü bir aile…

Fatih hayatta olsaydı: “İstanbul’un fethini nasıl gerçekleştirdiniz?” sorusuna sizce nasıl cevap verirdi?

Bu söylemimizi eğer Sultan II. Mehmed Fatih hayatta olsaydı muhtemel ki şöyle ifadelendirecekti: “Birliktelik, beraberlik, omuz omuza vermek ve çalıştığınız insanlarla işinizde, hedefinizde fani olmak… Biz ailemizle, hocalarımızla, komutanlarımızla, iman ve inancımızla bir, beraber ve birlikte olduk ve muvaffak olduk, başardık…”

Yoksa!.. Plan, program, hedef ve akıl, ilim, irfanla; bunların elindeki güçle hedefleri haritalara dökmeyi, doğuyu ve batıyı okuyarak bir potada eritip bir gaye önünde toplamayı, havan topunu, şahi topunu, sahra toplarını, yanan uçan alev füzelerini planlarını çizerek icad ve imal etmeyi; gemileri bir gecede karadan yürüterek denize indirmeyi, Haliç’e akıl sınırlarını zorlayan kısa zaman aralığı içinde köprü kurdurmayı, yürüyen zırhlı kuleleri yapmayı, Rumeli Hisarını—plan, proje ve inşaat—tamamını üç buçuk ay gibi kısa zamanda köhne Bizans’ın gözünün önüne dikmeyi çocuk yaştaki bir şehzade II. Mehmed mi başardı diyeceğiz… Elbette ki Allah’ın ona ihsan ettiği kabiliyetlerin bir ekip ruhu içinde neşv-ü nema bulması, açması, kendine özgü bir davranışla etrafındaki bütün halkaların, dairelerin, güçlerin harekete geçirilmesi, ailesi, hocaları, komutanları, askerleri, halkı ve dünyadaki Müslüman dostlarının bu halkaları, daireleri iman, inanç ve ilimle kucaklamalarıyla muzaffer ve muvaffak kılınmıştır… Mutlu komutan ve mutlu askerleri…

Günümüzdeki gençlerle Fatih’i kıyaslarsak ortaya nasıl bir portre çıkar?

Olmayacak bir kıyasın ve hayal kırıklığı içindeki verilecek cevapların dile getirilmemesi adına susmayı yeğlerim… Sebebine gelince, okumayan, bilmeyen, neden bilmediğini bile araştırmayan, öğrenmeye çalışmayan bir gençlik; yedi dil bilen ve o yaşlarda fetih planlarının ve malzemelerinin, savaş stratejilerinin tamamını kendisi yapan kültür ve bilgi abidesi genç şehzade Mehmed’den kıyaslanmayacak kadar cahil ve uzaktır…

Fatih’in bildiği 7 tane dil saymışsınız hayatı incelendiğinde o genç yaşta bu kadar dili nasıl öğrenmiş?

Hem kendisi, hem de ailesi ve çevresi ilim ve ilim öğrenmeye Allah’ın emri ve sünnet-i Resulullahı (asm) yerine getirme noktalarından  değer vermeleri ve yerine getirme gayreti içinde olmalarındandır.

Sultan Mehmed’in devlet adamı olarak mizacı hakkında ne diyebiliriz?

Zeki, düşünerek hareket eden, geri adım atmak zorunda kalmamak için yerinde adım atan, hayli tatlı sert yerine göre sert mizaçlı eğlence ve medeniyete sırt çevirmiş bir asker ve idareci vasıflarına sahipti… Sultan II. Memed Fatih, sahip olduğu ilmi kudretlendirdi ki ilim adamını ve sanatkâr marifetli devlet adamını, kabiliyetli askeri daima himaye ederek korumuş ve Osmanlı devletini, Osmanlı İmparatorluğu atmosferine adım adım ve güvenle sokmuştur.

Fatih’ten bugünün idarecilerinin alacağı en önemli ders nedir sizce?

Evvela Allah korkusunu bilmek… İkinci olarak işi, yapacakları ilmi olarak öğrenmek. Çevrelerindeki çalışkan ve güvenilir dindar, gayretli ilim aşığı insanlarla beraber çalışmak.

Fatih’in kendisini yetiştiren hocaları ile ilişkisi nasıldı?

Onların kendisine verdikleri değer ve alâkayı, kendisi kat kat hocalarına itaat ve ilmi bağlılık, hürmet ve sevgi olarak beslemiş ve fiilî olarak her fırsatta sergilemiştir. Çocukluğundan, şehzadeliğinden ve padişahlığından her zaman için onlara verilen değer azalmamış aksine artarak millet ve devlet yararına büyük alâka, paye ve mertebelere dönüştürülmüştür…

Fetih öncesi Konstantiniye’de dolaşan “Osmanlı sarığını görmek Latin serpuşundan evlâdır” sözü ne anlama geliyor?

Elbette ki tarihî hadiseler seyrinde de yer aldığı gibi İslâm dininin ve uygulayıcılarının eşsiz müsamalarını, hoşgörü ve merhametli insaniyetlerini anlatan bir söz olmuştur. Taa Selçuklular zamanın da Hıristiyan dünyasının düzenlediği Haçlı seferlerinde de görüldüğü gibi; Kudüs’ü kurtarmaya diye hareket eden ve İstanbul’a gelen askerler evvela İstanbul’u soyup soğana çevirmişler ve kendi dindaşlarına olmadık zulümleri yapmışlardır… Hakeza Bizanslı idarecilerin ve kiliselerin kendi halklarına yaptıkları zulüm ve işkenceler tarih aynasında hep ibret ve hayretle sergilenmektedir…

Fatih’in akıl danıştığı hocaların özelliği neydi?

Öncelikle bilgili, faziletli ve dindar olmalarıydı. Milletlerine ve devletlerine hizmet çalışma, say-ü gayretleri ise Sultan Mehmed’in babası Sultan II. Murad’ın verdiği terbiyeden dolayı fevkalâde mükemmeldi.

Son dönemde gündemde olan Fetih filmini izlediniz mi?

Evet.

Fatihin hayatı sizce nasıl yansıtılmış?

Adı üstünde film… İlimle karıştırılmamalı. Ticarî gaye ve para kazanma kaygısı hiçbir zaman bu gibi meselelerde ilim kaygısının önüne geçmemelidir deriz, ama hiçbir zaman da mümkün olmaz. Yorum size ait…

Bu tarz filmlerde ne gibi hassasiyetler gösterilmeli?

Aslına ne kadar uygun olursa o kadar kültürümüze de faydası olur.

Eklemek istedikleriniz var mı?

Tarih herkesin en çok bildiği ve en çok konuştuğu bir meta olarak her zaman halkın gündemindedir. Hiç kimse herhangi bir tarih sorusuna hiçbir zaman ben bilmiyorum, bir kaynağına bakalım, bir bilene soralım, bilgim yok demeden ahkâm kesmeye devam etmektedir. Gönül ister ki tarihî konular ve tarihî konular konuşulurken delil olsun, kaynak olsun, faydalanılan eser ve şahıslar referans olarak gösterilebilsin…

Rifat Okyay kimdir?

Kayseri’de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Kayseri, Nevşehir, Sinop ve Amasya’da tamamladım. Yüksek öğrenimim Bursa ve daha sonra Eskişehir de geçti. Edebiyat Fakültesi mezunuyum. Bursa’da uzun yıllar öğretmenlik ve idarecilik yaptım. İlk şiirlerim Amasya’nın Sesi’nde yayınlandı. Edebiyat, tarih, siyasî ve itikadî konularda Bursa ağırlıklı olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde; ’’Görünüş’’,’’Ölçü’’,’’Dostlarla Birlikte’’,’’Harman’’ başlıkları altında köşe yazıları yazdım. ’’Edebiyat ve Sanat Dünyası’’ sayfaları çıkarttım. Halen Yeni Asya gazetesinde haftalık köşe yazıları yazmaya devam ediyorum. Buna paralel olarak Osmanlı Devleti tarihi araştırmalarımızı da devam ettiriyoruz. 2011 senesinde yayınlanan “Fatih ve Fetih” kitabımız, 1996 yılında yayınlanan ‘’Osmanlı Devletinin Kuruluşu’’ isimli araştırma eserimizin devamı olarak yazılmıştır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*