Gençliğini sefahatte öldürme

Gencim ve genç olmak birçok farkım olduğunu gösteriyor. Sorumluluklarımın farkında bile değilim. Unutunca bile bir bahane uydurup yine düze çıkabiliyorum.

Yaşlılara göre ne kadar şanslı olduğumun farkındayım. Çünkü onlar hep bir güç beklerken, ben çok yorgun olsam bile o gücü içimde taşıyabiliyorum. Gençlik bazılarına göre özgürlüğün anahtarı olarak kabul ediliyor. Özellikle ilköğretim sekizinci sınıftaki genç için liseye geçmek özgürlüğe geçmek oluyor…

Doyasıya gezmek, eğlenmek, gençliğini dolu bir şekilde yaşamak istiyor. Ebeveynlerinden ne kadar uzak olursa o kadar rahat hissediyor. Son model bir telefon, bütün teknolojik nimetler, zamanı gelince spor bir araba hayal ediyor.

Dizi ve filmlerdekileri, gerçek hayatında hayal ediyor. Gençken birçok yapacağı olduğunu sanıyor. Sonra bir zaman gelip her isteği çok seven ailesi tarafından yerine getiriliyor. O an çok mutlu olsa da bir süre geçtikten sonra hayatından da sıkılıyor. Telefonun özellikleri, spor arabası onu hiç heveslendirmemeye başlıyor. Arkadaşlarıyla eskiden çok vakit geçirmek isterken bir süre sonra aynı simalardan ve aynı muhabbetlerden sıkılıyor…

Ailesinden uzak bir başına; yalnızlığı ruhunda hissediyor. Eski günlerini hatırlıyor ve özlemi daha da giderek artıyor. Belki ailem yanımda olsa çok mutlu olurdum diye düşünüyor. Ama onlara ne kadar da haksızlık yapmıştı. Geri dönmeye yüzü olmuyor. Gençken yapılacaklar zevkli gibi görünse de artık çok sıkıcı bir hâl alıyor…

Şu günün gençliği gibi ya bunalıma giriyor ya da ailesinden af dileyip merhametli kucaklara teslim oluyor. Gençken yapılacak çok güzellikler var aslında ama helâl bir dairede. Meselâ Gençlik Rehberi’nde söyle deniyor: “Gençliğe muhabbetin ise, madem Cenâb-ı Hakk’ın güzel bir nimeti cihetinde sevmişsin, elbette onu ibadette sarf edersin, sefahatte boğdurup öldürmezsin.”

Gençlik çok güzel bir nimettir. Çünkü yaşlanınca yapamayacağımız her türlü ibadetleri ve güzel işleri gençken yapabiliriz. Yaşlandıkça bu güzel işler bize her zaman taze ve genç bir şekilde yanımızda olacaktır. Yaşlı olan aile fertlerimiz “Ah keşke şimdi senin yaşına geri dönseydim, neler yapardım” diyerek pişmanlıklarını dile getiriyorlar. Bu yüzden biz de yaşlanınca bu şekilde pişman olmak istemiyorsak, bu güzel nimeti en güzel şekilde değerlendirmeli ve kullanmalıyız…

Gençlik çok sevilecek bir nimettir aslında; önemli olan hiç yaşlanmayacakmış gibi gençliği sevmemektir…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*