Kemalistlerin zorbalık sabıkası

Yüz yaşını geride bırakan Cumhuriyet tarihi boyunca işlenen hemen bütün siyasi cinayet, darbe ve muhtıraların arkasında Kemalistler var.

Ne var ki, kendilerini gizlemede, perdelemede son derece mahirdirler. Arkalarında iz bırakmamak için, kullandıkları maşa ve sair aparatları imha etmekten de geri durmuyorlar.

Bütün bu maharet ve manevra kabiliyetlerini ilk cinayet hadisesinde okumak mümkün olduğu gibi, daha sonraki ve yüz yıldır devam eden kumpaslarında da aynı işaret ve belirtileri görmek mümkün.

Esasen, onlara rağmen kimse kanun dışı işleri yapamıyor, yürütemiyor, kotaramıyor…

Delil ve ispat mı?

Alın size kapı gibi Ali Şükrü Bey cinayeti ile ilgili gelişmeler.

*

27 Mart günkü yazımızda da etraflıca anlatmaya çalıştığımız Ali Şükrü Bey cinayeti, yeni Türkiye’nin bir türlü aydınlatılamayan ilk siyasî cinayetidir. (27 Mart 1923)

Cinayetin aydınlatılamaması ve kasten alacakaranlıkta bırakılmasının en çarpıcı bir göstergesi, cinayet suçlusu olarak ilân edilen Çankaya Muhafız Komutanı Topal Osman’ın müsademe sonucu öldürülmesi ve yaralı kurtulup ifşa-itirafta bulunması ihtimalini ortadan kaldırılmak için kafasının kesilerek teslim alınmasıdır. Bu işin bilerek ve planlanarak yapıldığında şüphe yoktur.

Dolayısıyla, Kemalistlerin kuvvetli olduğu, hatta 1 Nisan’da erken seçim kararı aldıkları bir dönemde işlenen ve üzeri örtbas edilen Ali Şükrü cinayeti gösteriyor ki, bu ve benzeri işlerin patenti Kemalistlere aittir. Resmî tarih kayıtları da onların eseri ve hâlen de kontrolleri altında olduğunda, bu fâsit çemberin dışına çıkmaya kimse güç yetirememiştir.

*

Tabiî, şunu da belirtmekte fayda var: Komitacı ve kumpasçı Kemalistlerin hem sayısı, hem kuvvetleri abartıldığı kadar çok fazla değildir. Belki, entrika ile iş gördükleri için, kimi kime karşı ve ne şekilde kullanacaklarını bildikleri için, büyük bir güce sahip oldukları vehmediliyor.

Esasen, organize işlerin karakteristik bir özelliği de budur. Yani: Başkasının kuvvetini kendi kuvvetine uydu ve peyk yaparak etkili icraatlerde bulunmak…

Evet, Kemalistlerin en önemli tesir ve yaptırım gücü buradan kaynaklanıyor.

*

Yakın tarihin aydınlatılamayan birçok noktası ve safhası vardı. Bunların içinde Ali Şükrü cinayeti hem bir ilk, hem de sonrakilerin anahtarı mesabesindedir. Bu hadise vüzûha kavuşursa, diğerleri de çorap söküğü gibi ardı sıra gelecektir. Aksi halde, son yüz yıldır işlenen sair siyasî cinayetler ile darbelerin arka plânını aydınlatmak pek mümkün olmaz kanaatindeyiz.

Misal olarak, 10 kadar önemli hadiseyi kısa başlıklar halinde sıralamaya çalışalım.

*

Evet, Ali Şükrü Bey cinayetinin perde arkası aydınlatılmadıkça, meselâ:

1. Çerkez Ethem hadisesi aydınlatılamaz.

2. Topal Osman hadisesi açıklığa kavuşturulamaz.

3. İzmir Sûikastının mahiyeti anlaşılamaz.

4. Halid Paşa cinayeti aydınlatılamaz.

5. Mehmed Akif’in neden vatanını terk ettiği hakkıyla izah edilemez.

6. MEB Dr. Rıza Nur’un niçin Türkiye’yi terk edip gittiği hususu izah edilemez.

7. Meclis’teki ilk muhalefet hareketinin neden bastırıldığı ve muhaliflerin niçin susturularak siyasetten dışlandığı lâyık-ı veçhile izah edilemez.

8. Lozan Konferansının içyüzü hakkıyla aydınlatılamaz.

9. Said Nursî’nin ömür boyu ve hâlen, (hatta mezarında bile) neden “sakıncalı şahıs” olarak görüldüğünün izahı yapılamaz.

10. Daha sonraları vuku bulan siyasî sûikastlar ve kanlı darbelerin mahiyeti anlaşılamaz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*