Kucaklaşmak ve iyilikleri öne çıkarmak

Şuur sahibi, seçilmiş ve işaret edilmiş insanlığın mü’min ve muvahhid kulları daima nefis ve şeytanın tehlikelerine muhataptır. Rabbimizin Rububiyet-i ilâhisi dairesinde ancak yaratanını tanımak ve kemerbeste-yi ubudiyette bulunmak üzere bir vahid-i kıyasi olarak verilmiş olan enesini haddini bildirerek, ayaklar altına alabilirse bu tehlikelere karşı uyanık ve karşılık vermeye hazır olabilir.

Şu kısa ömürde, fani dünyada aklımızı nefsin ve şeytanın elinde oyuncak ederek; dünyamızın yanında saadet-i ebediyemizi berbat edecek ve hatta zayii edecek her türlü hal ve hareketimizi, fikir ve düşüncelerimizi iman ve Kur’ân hakikatlarıyla kontrol altına alarak gem vurabilmeliyiz.

Bizler heva ve hevesimizin, riyakârlığımızın ve şöhretperverliğimizin esiri olmamalıyız. Hakkın ve mü’minlerin gözleri önünde kendimizi aşağıların aşağısına düşürerek alçakca mevkilere yerleşmemeliyiz.

Kalbimiz, ruhumuz ve aklımız nefis ve şeytanın yolundan gitmeme adına Zat-ı Vacibü’l-Vücudu bulabilmek, O’nun yolunda yolcu olma gayret ve himmetinde kendilerini feda edebilmelidir.

Hedefimiz Hâlık-ı Kâinatı tanımak, O’na itaat edip, ibadet etmek olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız ki, şeytan ve nefsin isyankâr oyunlarına düşmeyelim.. Gafletin ve okumamanın; bizlere zarar verdiği en önemli ve tehlikeli konular bunlardır…

Kerim-i Mutlak Allah’ımıza hamd eden, şükür ve duâ eden kullar olabilmeyi başarabilmekle kendimizi daima İslâmî, imanî yaşayış noktalarından O’nun yolunda, O’na kavuşma adına kontrol altında tutabilmeliyiz…

Hürmet ve merhamet, acıma ve severek şefkat etme bizlerin; kin ve nefret, düşmanlık ve hasedin yerine koyabileceğimiz en önemli konular olduğunu bilmeliyiz… Ve hayatın içinde bunları tatbik edebilmeliyiz…

Şüphenin, vesvesenin ve hayalî niyet ve amel okumalarının mü’mine yakışmayacağını çok iyi bilmeliyiz. Kendimizin en kısa zamanda muhatab olabileceğimiz zu-i zandan daima hizmetin hatırı için uzak durabillmeliyiz…

Hepimizin sevimli ve sevilecek hal hareketlerinin, düşünce ve fikirlerinin daima kötülerin ve kötülüklerin önünde olduğu kanaatine kendimizi inandırarak, kucaklaşmayı ve iyilikleri kabullenmeyi öne çıkarmalıyız…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*