Yarım saat tesirli…

Bizim kendi dünyamızda ki ayinedarlığımızın, kudsî iman hizmetindeki performansımızın; Kur’ân tefsirleri olan Risâle-i Nurları okumamıza bağlı olduğunu unutmamamızda yattığını çok iyi bilmeliyiz… Biraz erken ve damardan gibi cümlede olsa esahtan ve esastan anlatmak istediğimiz konu bu: Kendimiz tarafından bir iman ve Kur’ân hazinesi olan Risâle-i Nurların dikkatlice ve müdakkikane okunmasıdır…

Kimse kusura bakmasın, ama bir sohbette bulunmak veya kırk sene haftada bir gün derslere iştirak etmek, derse iştirak edenlerin yenilerinin haricinde ‘’Çay sohbeti hatırası fotoğrafını’’ geçemez…
Eğer ki derslerde okunan bahislerin evimizde yerlerini bularak kendi başımıza mütalâasında bulunabilsek o başka!.. Bunun faydasının ve lezzetinin  tarifi olamaz şekildedir diyebiliriz.
Elimizdeki hazinenin kıymetini bilememek gibi büyük bir kayıp olamaz. Hayat durmayıp, akar giderken ondan dünya ve ahiret azığı faydalı birşeyleri alıkoyabilmek bizim için en büyük kazanç olacaktır.
Madem her hafta önemli bir zaman birimi kudsi, manevî, faideli dersler için hayatımızda ayırabiliyor, bu zaman birimini dolu dolu geçirebilmek ve neticelerini hayırlı bir fayda ile süsleyebilmek bizim özel gayretlerimizden olabilmelidir
Tekrar tekrar kendimize şunu ihsas ederek mühim bir ders almalıyız: Ancak kendi nefis ve şeytanımıza karşı bizzat okuyabildiğimiz iman hakikatlarının kudsî, manevî tesirlerine mazhar olabiliriz.
Yarım dakikadan, yarım saate kadar tesirli olacak sohbetlere kanaat etmememiz gerekiyor ki, kendimizi aldatmamış olalım. Kimse kimsenin takipçisi ve kontrolörü olmamakla beraber özellikle okumak ve anlamaya çalışmak için okumak konularında birbirimize aşk, ümit, şevkle yardımcı olmamızda elzemdir.
Hayatımızın ve öbür hayatımızın gayesi ve kurtuluşu imanî, itikadî Kur’ân tefsirlerini tesirli bir şekilde kendimize okunması olduğu şuurunu muhakkak elde edebilmeliyiz. Cenâb-ı Hak hepimizin bu yolda ve bu gayretlerde yardımcımız olsun inşaallah…