Manilere takılmadan hizmetlere devam

Sahip olduğumuz bazı imkânlar şu veya bu şekilde elden çıkınca ancak onların ne derece kıymetli olduğunu anlıyoruz. Sahip iken ülfet ile hatta gaflet ile kıymetini bilemediğimiz değerlerin başında sağlık ve hürriyetimiz olsa gerek.

Sağlık ve sıhhat ile meşrû dairedeki bir hürriyete sahip olmadan istenilen manada ne dünyevî, ne de uhrevî vazifelerimizi yapamıyoruz.

Basit rahatsızlıklarımızın ötesinde ciddî ve kronik ağır hastalıklarımız söz konusu iken veya şu veya bu şekilde hürriyetimiz kısıtlanmış ise işte o zaman her halükârda yapmakla mükellef olduğumuz iman ve Kur’ân hizmetlerimize ara vermek durumuna düşeriz maalesef.

Bu durumda artık bahaneler hazırdır. “Ne yapalım sağlığım el vermiyor, sağlığımı korumak zorundayım. Korona tehlikesi var. Yasaklar var; bu yasaklara uymak zorundayım. Ne zaman korona biter, yasaklar kalkarsa o zaman eskiden olduğu gibi hizmetlerimize devam ederiz inşallah.”

Korona salgınına çare ve tedbir gerekçesiyle yapılan abartılı uyarı ve duyuruların etkisiyle bir bütün olarak toplumun içine düştüğü korku ve panikle çoğu insanlarımızın dünyevî işlerinden alıkonulmasının yanında dinî hizmetlerini dahi ertelemelerine şahit oluyoruz. Diğer taraftan da Üstad Bediüzzaman ve talebelerine tek parti döneminde reva görülen keyfi yasaklara ilâve olarak, yapılan baskılara aldırmadan; müptelâ olduğu hastalıklara rağmen iman ve Kur’ân hizmetleri yolunda tereddüt etmeden hayatını feda etmiştir. Bu tavırdan onu rehber ittihaz eden hadimlerin ve bütün ehl-i dinin alacağı dersler olmalı diye düşünüyorum.

Malatya’da biz de başta Üstadın ve kendilerini Nur hizmetlerine adayan saff-ı evvel hizmet erlerinin fedakârane duruş ve tavırlarından bir nebze de olsa ilhamen ara vermeden ders ve okumalarımıza devam edebilmek için çare arayışlarına başladık.

Koronaya tedbir gerekçesiyle getirilen yasakları, uyulması gerekli olan kural ve şartları da göz önünde bulundurarak, daha da önemlisi Üstad Bediüzzaman’ın her türlü salgın, belâ ve musîbetlere en faydalı, en etkili çare ve tedbirler olarak tavsiye ettiği; “musîbet ve belâlar duânın vaktidir..” “Risale-i Nur sadâka-i makbule gibi belâların def’ine vesiledir..” “Risale-i Nur Anadolu’yu cebel-i Cudi hükmüne getirerek gelecek olan musîbet ve belâlara mani olur..” “Risale-i Nur tatile girerse, hizmeterle ara verilirse belâ ve musîbetler gelir..” gibi dikkat çekici tesbitlerini de dikkate alan Nur Talebeleri salgının ilk günlerinden bu güne kadar Allah’a şükür hizmetlerine devam ediyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*