Yaratılış vazifemiz ilim ve duâ

0090

Hakikat, ilimle bilinir. İlim de akıl, vahiy ve dolayısıyla duâ ile elde edilir. Salt akılla elde edilmeye çalışılan ilim, eşyanın zâhirini, geçici görüntüsünü görür, inceler; derûnuna nüfûz edemez. İlimle sebeplerin bittiği yerde, devreye, “sezgi-kalb, hads, vicdân” gibi mânevî, rûhî “ölçekler” girer.

Yüce Rabbimiz Kur’ân’da “Cahillerden yüz çevir.” (A’raf Suresi: 199.), “De ki: Ya Rabbi, ilmimi arttır.” (Tâhâ Suresi, 114.) şeklinde dua etmemizi emreder.

Ve keza, Furkan-ı Hakîm’de, “Rabbimiz! Neslimizden, onlara Senin âyetlerini okuyacak, kitabını öğretecek, kâinatın yaratılış sırlarını ve gayesini bildirecek ve onları inkâr ve isyan kirlerinden temizleyecek bir peygamber gönder…” (Bakara Suresi, 129, 151.) buyurularak, temel gayemizin ilim ile duâ olduğu belirtilir.

Ve “Nitekim, kendi içinizden bir peygamber gönderdik ki, size âyetlerimizi okur, sizi inkâr ve günah kirlerinden temizler, size Kur’ân’ı, kâinatın gayesini ve sırlarını ve daha bilmediğiniz nice şeyleri öğretir” (Bakara Suresi, 129, 151.) diye ferman edilir.

Peygamberimizin (asm), “Ya Rabbi! Bana eşyanın hakikatini bildir” şeklindeki duâsı bu sırrı da ihtiva eder.

Düşünmek, beyinle istemektir, yani, duâdır.

Akıl yürütmek akılla talep etmektir, yani, duadır.

Bakmak, müşahade etmek gözlü taleptir, yani, duadır.

Buna binaendir ki Kur’ân’da, “Düşünmüyor musunuz?” (En’am Suresi, 50.); “Ey akıl sahipleri ibret alınız” (En’am Suresi, 2.); “Bakmıyor musunuz, anlamıyor musunuz, okuyunuz, inceleyiniz, araştırınız” diye ilim ve dua ile araştırmaya teşvik ediliriz.

Herbir ilim ve fen, Allah’ın bir ismine dayanır. Fenlerin olgunlaşıp gelişmesinin kaynağı Esmâ-i Hüsnâ’dır. Pek çok âyet, esma-i hüsna ile son bulur. Ve yine yüzlerce âyet, binlerce kelimeyle tefekkür, ilim ve fenne gönderme yapar. Bütün bunlar ilme dua ile açılım yapılabileceğinin işaretleridir.

Öte yandan “Kur’ân hem bir kitab-ı ilim, hem bir kitab-ı dua” diye tanımlanır. İlk emri “İkra/Oku!” (Alak, Suresi, 1.) olması, ilim ile dua bağlantısını ortaya koyar.

Bir hadis-i şerifte de, “İlim talebesinin uykusu dahi ibadettir; ilimle uğraşmak ibâdettir; kıyamet gününde şehitlerin kanıyla âlimlerin mürekkebi tartılır; âlimlerin mürekkebi daha ağır basar, ilim yolunda ölen şehittir; hiç şüphesiz ki, Allah, melekler, yerde ve gökte bulunanlar, yuvasındaki karıncalardan sudaki balığa varıncaya kadar herşey insanlara hayrı, iyiliği öğreten kimseye duâ ve istiğfar ederler.” (Tirmizî: İlim, 3; Ebu Davud: İlim, 9.) buyurularak aynı manalar teyit edilir.

İlim demek, dua etmek; dua etmek ilim talep etmek, demektir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*