Canlı su ve Zemzem

Üstad Bediüzzaman’ın, “Şu kâinat denilen âlem-i ekber (büyük âlem) ve insan denilen onun misal-i musağğarı (küçültülmüş örneği) olan âlem-i asgar (küçük âlem), kudret ve kader kalemiyle yazılan âfâkî (harici âlem) ve enfusî (insanın kendisi) vahdaniyet delâilini (Allah’ın bir olduğunun delillerini) gösteriyorlar.” 1 şeklindeki ifadesi son derece veciz ve ilmî hakikatleri kapsayıcıdır.

İnsanın küçük bir kâinat, kâinatın da büyük bir insan mahiyetinde yaratıldığını anlıyoruz. Meselâ, dünyanın ve insanın yaklaşık su oranları birbirine çok benzer. Demek ki sadece nicelik değil, nitelik yönünden de insan ve kâinat arasında bağlantı kurabiliriz.

Sayısız faydaları olan  içecek: Su

Su hakkında onlarca âyet nazil olmuştur. Bir kısmını nazara verelim:

“İnkâr edenler görmediler mi ki, şüphesiz gökler ve yer birbirine bitişik idiler de onları ayırdık ve her canlı şeyi, sudan yaptık. Hâlâ îmân etmiyorlar mı?” 2

“O, insanı bir damla sudan yarattı. Fakat bakarsın ki (insan) Rabbine apaçık bir hasım oluvermiştir.” 3

“…Ve gökten bir su indirip, onunla size rızık olmak üzere mahsûller çıkarandır…” 4,

“Allah O (Rabbiniz)dir ki, gökleri ve yeri yarattı ve gökten bir su indirdi de onunla size rızık olmak üzere mahsûller çıkardı. Ve izni ile denizde akıp gitmesi için gemileri emrinize itâat eder kıldı. Nehirleri de hizmetinize verdi.” 5

Su olmadan hayatın devamı mümkün değil. Her canlının sudan oluşması, insanın bir damla sudan yaratılması, gökten su indirerek nihayetsiz rızık çıkartması, suda ulaşım sağlayan gemilerin emrimize verilmesi gibi sayısız faydaları barındıran suyu ihsan eden Rabbimize lâyıkıyla hamd ile şükredebiliyor muyuz acaba?

Su sadece içmek için değil, tarım ve hayvancılık içinde hayatî fonksiyonlara sahip. Prof. Dr. Wayne Meyer, 1998 yılında kamuoyunun dikkatine sunduğu rakamlara göre; 1 kilo buğday üretmek için 715-750 litre, 1 kilo mısır için 540-630 litre, 1 kilo pirinç üretimi için 1550-2000 litre suya ihtiyaç varken, 1 kilo et üretmek için 50.000-100.000 (son rakamlar 16.000 lt) civarındadır.

Endüstri için gereken su miktarı çok daha fazladır. Çoğunlukla sanayileşmiş ve zengin ülkelerin tükettiği 1 litre petrolün çıkartılması için 2.5 litre su harcanmaktadır Bir arabanın imalatı için kullanılan su 400.000 litredir. Pamuklu bir tişört yapımı için bile pamuğun yetişmesi, boyanması derken 2.700 litre su harcanmaktadır. 6

% 1’i israf etmek ister misiniz?

Üstelik yeryüzündeki suların % 97’si tuzlu % 2’si kar ve buzdan oluştuğu için doğrudan kullanamıyoruz. Sadece % 1’inden içme suyu olarak istifade edebiliyoruz. Onun da maalesef % 40’ını israf ediyoruz. Dünya nüfusunun % 27’sinin evinde su tesisatına sahip değil. Her yıl sekiz milyon insan sudan bulaşan hastalıklar sebebiyle vefat ediyor. Bütün bunlara rağmen bir ailenin günlük ortalama 1000 litrenin üzerinde su kullanmasını nasıl izah edebiliriz?

Her gün su bulamadığı için altı bin çocuk vefat ederken yaklaşık bir milyar insan temiz suya ulaşma imkanından mahrum olduğunu düşünmemiz gerekmez mi?

Evet, her damlası bu kadar kıymetliyken % 40 civarındaki israfı nasıl anlamamız ve neler yapmamız gerektiğini vicdanlara havale ediyoruz…

İçeceklerin efendisi: Su

“Dünyada da(Başta zemzem olarak), ahirette de içeceklerin efendisi sudur” buyuran Peygamberimiz (asm) hayatımızda en önemli içeceğin su olduğunu ihbar etmiştir. Bizde sünnete uygun olarak suyu tüketmeliyiz. Kişiye göre değişmekle birlikte günlük en az iki litre su içmemiz gerekir. Susuz olup olmadığımızı anlamak için idrarımızın rengi fikir verir. Sarılık ne kadar fazlaysa o kadar suya ihtiyacımız var demektir. Eğer beyaz renkli ise su ihtiyacımızı karşıladığımız manasına gelir.

Ph değerine dikkat edelim!

Sağlıklı bir hayat sürmek suyun da sağlıklı ve kaliteli olmasıyla mümkündür. Nasıl ki çimento ne kadar sağlamsa binada o kadar sağlamdır. Aynen öyle de suyun kalitesi vücudun kalitesi demektir. Öncelikle Ph değerine dikkat etmek gerekir.

Ph değeri yediden büyük alkali suları tercih etmeliyiz. Mide ortamı asidik karakterde olduğundan bazik suyla nötralize etmek sağlık yönünden önemlidir.

Su canlı mıdır?

Şimdi sıra şu sorunun cevabını bulmaya geldi: Canlı su ne demektir? Su molekülleri her türlü ortamdan etkilenir.
İlmî açılımını Aidin Salih şu şekilde özetliyor:

Canlı su ve Zemzem

“Su molekülleri enerji bağıyla birbirine bağlanarak kristal bir kafes (fraktal kristaller) oluşturur. Molekülleri birarada tutan bu enerji bağı, dışarıdan gelen olumlu ya da olumsuz etkilere açıktır. Suyun hafif ya da ağır olması bu enerjinin pozitif ya da negatif olmasına bağlıdır. Akarsular, kozmik enerji, güneş enerjisi, bitki, hayvan, sesler, taşların yaydığı düşük elektromanyetik alanlardan enerji (zikir) topladığı için canlı fraktalklasterler oluşur. Bu enerjiden mahrum kalan su klasterleri dağılır, su molekülleri serbest kalır, su ağırlaşır ve canlılığını kaybeder.” 7

Vücudumuzun da yüzde altmışı su olduğuna göre içtiğimiz suyun, düşük elektromanyetik enerjiye yani ibadete, besmeleye, güzel düşünmeye, kuş seslerine, denizlere ve ormanlara olan ihtiyaç apaçık ortaya çıkar.

Buna mukabil elektronik aletler, sevgisizlik, şükürsüzlük, ibadetsizlik, olumsuz konuşmalar ve ortamların oluşturduğu elektromanyetik dalgalar kısa zamanda bariyerle karşılaşmadan suların fraktalklasterleri üzerine yıkıcı etki yapar. Dolayısıyla beden ve ruh sağlığımız ciddî düzeyde zarar görür.

Deney sonuçları: Su canlıdır, verilen mesajları alır!

Ünlü Japon Araştırmacı Dr. MasaruEmoto, farklı su örneklerini dondurarak fotoğraflarını çekmiştir.

Sonuçlar temiz akarsulardan alınan, sevgi, şükran, melek yazılı sular güzel kristaller oluşturduğunu; musluk suları, şeytan yazılı sular ise bozuk kristaller meydana getirdiğini tesbit etmiştir. 8

Bu deney suyun canlı olduğunu ve ortamdan olumlu ya da olumsuz etkilendiğini ilmî olarak ispat ediyor. Suyun canlı olması ve bizimde yüzde altmış oranında sudan oluştuğumuz gerçeğinden hareketle sürekli helâl dairesinin sınırları içinde kalmamız icap eder.

Dolayısıyla öncelikle içtiğimiz suların temiz ve canlı olması gerekir. Temiz ve canlı su, vücudumuzdaki suyun titreşimlerini kendi titreşimlerine dönüştürerek düzeltir ve böylece insan daha zinde olur. En canlı ve en temiz sular dağlarda bulunduğundan oralarda yaşayan insanlar çok sağlıklıdır. Bu sebeple büyüklerimiz dağlara ve mağaralara giderlerdi. 9

Ayrıca, buzullardan ve karlardan eriyerek nehirlere karışan sular, yüksek kaynaktan aşağıya, taşlar üzerine akan, kesintisiz hareket ederek hafifleyen sular ve yağmur suları da canlı sulardır.

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, s. 275.
2- Enbiya Sûresi, 30. 3-Nahl Sûresi, 4.
4- Bakara Sûresi, 22.
5- İbrahim Sûresi, 32.
6- İsmail Tokalak, Dünyada Gıda Terörü, s. 156.
7- Aidin Salih, Gerçek Tıp, s. 57.
8- www.okyanusum.com/makale/su mu’cizesi.
9- Aidin Salih, Son Söz Gerçek Tıp Dersleri 1. Cilt s. 19.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*