Bu günlerde okyanus ötesinde ilginç tartışmalar var.
“Hizmet hareketi” ciddi manada bir sorulama içinde.
Konu:
“Cemaat 15 Temmuz tuzağına nasıl düşürüldü?”
Bu soru üzerinde ciddi bir araştırma yazısı yayınlanıyor.
Youtube ve internet ortamında…
Kısa bir araştırma ile bulmak mümkün.
Bu tür çalışmalar “cemaat ve Gülen hareketi” adına oldukça umut verici. Zira hizmet hareketinin bu dehşetli olayı ciddi manada araştırması gerekiyor.
Bu gelecek adına çok önemli.
Bu olayın üstü örtülmemeli.
Her kesimin demokrasi istediği bir noktada “cemaat” de demokrasi istemeli.
Amasız, lakinsiz, fakatsız bir şekilde…
Böylece şeffaf ve hesap verilebilir bir yapıya kavuşabilir.
Açıklık ve şeffaflık çok önemli.
Çünkü fitne her zaman kapalı kapılar ardından zuhur eder.
Gün yüzüne çıktığı zaman da içine girmiş olursunuz.
Kendinizi öyle kolay kurtaramazsınız.
İşte 15 Temmuz böyle bir şey.
Ne yazık ki “Hizmet hareketi ve Gülen taraftarları” garip bir fitne ile tuzağın tam ortasında buldurlar kendilerini.
Doğru dürüst bir savunma da yapamadılar.
Kendilerini de topluma bir türlü anlatamadılar.
Böylece…
15 Temmuz da tümüyle bunlara fatura edildi.
Bu ise gerçekten büyük bir fitne idi.
İşte bu fitneden biraz olsun kurtulmak için şu an yapılan sorgulama çok önemli.
Bir çok soruya cevap aranıyor.
Cemaatin karanlık prensleri bir bir ifşa ediliyor.
Edilmeli de…
İş nereye ve kime uzanırsa uzansın, oraya kadar gidilmeli.
Bu konuda araştırma daha derinlere inmeli ve şu aşağıdaki sorulara da cesaretle cevap aranmalı:
1- Mehmet Kutlular‘ın, “Devlet bazı şartlar karşılığında cemaatlerle anlaşmak istedi. Biz reddettik” diye çok kez beyanları var. Acaba Gülen Cemaati de böyle bir teklife maruz kaldı mı? Kaldı ise nasıl bir cevap verildi? Anlaşma yapıldı ise anlaşma şartları ne idi?
2- Yine Mehmet Kutlular’ın, “Bana gelen devlet görevlisini sonradan Gülen hareketinin dış işleri sorumlusu olarak gördüm” diye bir beyanı var. Acaba bazı devlet görevlileri ve istihbarat birimleri cemaatte vazife aldı mı?
3- Cemaat nasıl bu kadar hızlı büyüdü? Devlet desteği ne kadar alındı?
4- Cemaat siyasete en uzak duran gruplardan idi. Nasıl oldu da Ak Parti ile çok sıkı fıkı bir ilişkiye girildi? Bunlara öncülük eden kimlerdi?
5- 17- 25 Aralık operasyonunda cemaatin rolü ne idi? Niçin tam sonuca gidilmedi de siyasi cepheyi güçlendirecek bir safhada bırakıldı?
6- Ergonekon olayında nasıl bir tuzağa düşüldü? Hiç gereği yok iken tüm ergenekon hadisesi cemaat üstüne yıkılarak, bu kesimin cemaate karşı aşırı kinleşmesi nasıl temin edildi?
7- MİT tırları konusunda nasıl bir tuzağa çekildi?
8- Hiç gereği yok iken Risale-i Nurun sadeleştirme işinde ısrar edilerek “Nur talebelerini aleyhlerine geçirme” tuzağında kimler öncülük etti?(Bu ilginç konuyu başka bir makalede ele alacağız)
9- “Hulusi Akar ihtilal yapacak, kurtulacağız” diye cemaati kimler gaza getirdi?
İşte bu sorular da cevabını bulmalı.
Umuyoruz ki “Hizmet hareketinin” düşünce erbabı meseleyi etraflıca araştırır.
Böylece hem bir öz eleştiri yapmış olurlar.
Hem de cemaati o dar kalıptan kurtarırlar.
Benzer konuda makaleler:
- 15 Temmuz ve Derin Devlet
- Risale-i Nurun sadeleştirilmesi ve 15 Temmuz
- “Gülen hareketine” dikkat!..
- 17-25 Aralık, Erdoğan ve Hizmet Hareketi
- 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz şeytan üçgeni
- Devlet bizim, niye ele geçirelim ki?
- Düşmez tuzağa
- Kripto Fethullah Hocacı kim?
- Baba devletten, hizmetçi devlete
- Takdire şayan tavır
Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez!
İlk yorum yapan olun