İsrail’le ilişkileri ilerletme lobiciliği…

alt

Yoğun gündemde gözden kaçan oldu bittilerden biri de, Ankara’nın İsrail’le ilişkileri sürdürme çabası…

Gerçek şu ki politik arenada Başbakan’ın “one minute” çıkışıyla İsrail’e meydan okuyan sert söylemler savrulurken, Türkiye’nin İsrail’le, başta savunma sanayii olmak üzere, askerî, ekonomik, siyasî her türlü ilişkileri “stratejik işbirliği” içinde ilerletilmiş.

AKP hükûmetinin Millî Savunma eski Bakanı’nın ikrarıyla 60’ı aşan işbirliği anlaşmaları, mutâbakat zabıtları yürürlükte. İsrailli firmalara verilen silâh alımı ihâleleri devam ediyor.

İsrail’le ilişkilerin güya en dibe vurduğu bu dönemde iki ülke arasında sözde “siyasî kriz”e rağmen Türkiye-İsrail arasındaki ticaret hacmi artmış. Devletin resmî ajansı AA’nın, İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanlığı ile Ankara’daki Ticaret Ataşeliği’nden derlediği bilgilere göre, başta kimyevî maddeler ile tarım ve rafine petrol ürünleri olmak üzere, ihracatta karşılıklı olarak yüzde 30’luk bir artış sağlanmış.

Oysa uluslar arası sularda Türk Bayrağını taşıyan Mavi Marmara yardım gemisine geceyarısı baskın düzenleyip aylarca alıkoyan, dokuz vatandaşı katleden, yüzlercesini psikolojik ve fizikî işkenceye tabi tutan İsrail, hâlâ en ufak bir “özür” dahi dilemiş değil.

Keza Türkiye’nin itirazlarının başında gelen Gazze’ye inşaat malzemesinden gıda ve ilâca kadar her türlü yardımı kapsayan amansız abluka ve ambargoyu sürdürüyor. Çoğu çocuk, kadın ve yaşlı bin beşyüz Filistinlinin öldürüldüğü, altı bininin yaralandığı mâlum Gazze katliâmının akabinde İsrail jetleri, hiçbir uluslar arası hukuk ve insanî değer tanımadan Türkiye’nin bütün ricâlarına ve ikazlarına rağmen Gazze’ye saldırılar devam ediyor…

AMERİKAN ADALET BAKANLIĞI’NIN RAPORU

Özetle “one minute” ve Mavi Marmara saldırısından sonra Ankara’nın “Telaviv’le askerî, siyasî ve ekonomik alanlarda ilişkilerini gözden geçirebileceği” tehdidine karşılık, İsrail Ticaret Ataşesi Doron Avrahami’nin tesbitiyle, görünürdeki “siyasî gerginliğe” mukabil, iki ülkenin iş çevreleri arasında işbirliğini daha da derinleştirip arttırılmış…

Dahası bu süreçte her iki ülkede hükûmetler iç kamuoylarına yönelik karşılıklı politik atışmalarda bulunurken, el altından “yakınlaşma” ve “işbirliği” çalışmaları yürütülüyor.

Bunların başında, Türkiye’nin Mavi Marmara saldırısı dolayısıyla zâhiren de olsa çıkmaza giren “İsrail’le ilişkileri” düzeltmek hesabına AKP hükûmetinin gizli lobi faaliyetleri geliyor.

Çarpıcı olan, Ankara’nın yine Yahudi lobisinin tahrikiyle Ermeni diasporasının “Ermeni soykırımı” iddiasına karşı, “lobicilik“ için tamamına yakını Amerika’daki Yahudi lobisiyle bağlantılı lobi şirketlerine, güya Amerikan Kongresi üzerindeki etkisini kullanmak beklentisiyle bu süreçte milyonlarca dolar vermesi.

Daha önce Amerikan Adalet Bakanlığı’nın web sitesinde açıklanan raporuyla, 2003’te AKP hükûmetinin “lobicilik” için APCO Worldwide, Harbour Group, Livingston Group ve Solarz Associates’in de aralarında bulunduğu yedi lobi ve imaj marker şirketine toplam 3 milyon 201 bin dolardan fazla ödediği belirtilmiş; anlaşmalar, şirketlerin web sitelerinde yayınlanmıştı. (Referans. 19.07.05)

Lâkin sonuç, bir dönem başta Erdoğan’a “cesâret ödülü” veren Yahudi lobisi kuruluşu ADL (Anti Deformation Launge) “İftira ve İnkârla Mücadele Birliği” gibi örgütlerin ilgisiz tutumları ve hatta “soykırımı tanıma” çarklarıyla “Ermeni Soykırımı”nın Kongre’de yeniden gündeme getirilmesi başarısızlığıyla ortada.

Öylesine ki Ankara’nın milyonlarca dolar aktardığı Amerika’daki Yahudi lobi şirketlerinin “soykırım” meselesinde İsrail hesâbına Türkiye aleyhine tutumları, “besle kargayı, oysun gözünü” yorumlarına yol açmıştı…

YAHUDİ LOBİSİNE MİLYONLARCA DOLAR!
Ne var ki AKP hükûmetinin bu kez İsrail’le ilişkileri düzeltmek için ABD’de Yahudi lobi şirketiyle anlaştığı haberleri medyada yer alıyor. ABD’de lobi için en fazla para harcayan ülkeler arasında olan Türkiye’nin 12 lobi şirketiyle çalıştığı belirtiliyor.
Gerçi Türkiye’nin bu süreçte, Yahudi lobisi güdümündeki bir dizi Amerikan lobi kuruluşuna, kaç yüz bin/milyon dolar ücret ödendiği raporda yer almıyor. Meselâ Mercer&Associates ve Public Strategies şirketleri ile Dışişleri Bakanlığı tarafından kiralanan Austin-Teksas merkezli Hill&Knowlton ile Dubai bağlantılı Public Strategies adlı firmalara ödenen para miktarı belirtilmiyor.
Ancak eski diplomat Lenny Ben David tarafından kurulan ve aynı zamanda İsrail’in de lobisini yapan İsrael Consult Inc ile 2004-2007 arası dört yıl boyunca çalışan AKP hükûmeti, 2008’den itibaren Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve sinema, sanat ve kültürel alanlarda işbirliği için “Neusner Communications” ve “DiNovo Strategies” adlı şirketlerle imzaladığı anlaşmayı 2009’da da devam ettirmiş.
Ve raporda Amerikan Adalet Bakanlığı’nın, aralarında “Yahudi liderlerle ilişki kurup bunu ABD ile ilişkilerin ilerlemesinde kullanma” görev tanımlaması yaptığı Fleishman Hillard ve 30 Point Strategies LLC şirketlerinin bulunduğu lobi kuruluşlarına Türkiye’nin İsrail’le iyi ilişkiler kurmak için sadece geçen yıl masraflar hariç toplam 3 milyon 600 bin dolar ödediği yazılıyor.
Neticede kamuoyu önünde “restler”le “İsrail’e karşı” meydan okuduğu propagandası yapılırken, perde gerisinde İsrail’le ilişkileri daha da ilerletmek için Yahudi lobisine milyonlarca dolar aktarılıyor…
Kamuoyunu yanıltan bu çelişkiye bir an evvel son verilmesi gerekiyor…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*