Sihirbazların imanı

“Sihirbazlar şöyle cevap verdiler: ‘Biz elbette Rabbimize döneceğiz. Sen sadece, Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde iman ettik diye intikam almak istiyorsun. Biz de Ona dönerek deriz ki: ‘Ey Rabbimiz, bize bol bol sabır ver. Ya Rab, Sana teslim olan (Müslüman) kullar olarak ruhumuzu al.”1

Firavun’un en güvendiği sihirbazları, Hz. Musa (asm) asasını attığında sihirlerinin hepsini yutarak kesin bir yenilgiye uğraması ve apaçık mucize karşısında iman etmesi dikkat çekici bir hadisedir.

Birkaç saniye önce Firavun’un emrinde olan ve “Ben size izin vermeden ona iman ettiniz, öyle mi?” sorusuna ve “Elbette ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da topunuzu birden asacağım” tehditine rağmen sihirbazların tahkiki imanları bütün alem-i İslam için numunedir.

Sihirbazlar bu hadisenin basit bir sihir olmadığının farkındaydılar. Dahası beşer üstü bir hadiseye şahit oldukları için bunun Allah tarafından ihsan edilen mucize olduğunu hemen anladılar. Bu noktada yani anladıktan sonra çok az insana nasip olan teslimiyeti seçtiler. Kesin bir inançla iman ettiler ve dünyevi neticeye katlanmaya razı oldular. Üstelik işkence ve ölüm riski olan bu tercihte hakiki bir mümin gibi zerre geri adım atmayarak ve pişman olmayarak Allah’tan iki istekte bulundular: Sabır ve Müslüman olarak canlarının alınması.

Evet, el ve ayaklarının çapraz kesilecek olması gerçekten büyük bir sabır imtihanıydı. Bu imtihanın sonunda ölüm de olsa sihirbazların düşündüğü son nefeste imtihanı kaybetmemekti. Yani imanlı olarak ruhlarını kabzedilmesini istemeleri teslimiyetlerinin büyüklüğünü göstermesi açısından son derece manidardır. Bize düşün de her gün gözümüz önünde gerçekleşen hadsiz mucizeden gerekli ibreti alarak tahkiki iman yolcusu olmaktır vesselam…

Dipnot: 1- A’raf Sûresi, 125-126.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*