Demokratlar ile hakim siyasilerin vizyon farkı

19 yıldır yönetimde olan dindar kimlikli siyasîlerin ülkenin kalkınması ile alâkalı ortaya koydukları vizyonla, geçmişte yıllarca ülkeyi yönetmiş olan DP, AP ve DYP çizgisindeki Ahrar / Demokrat güçlerin vizyonu mukayesesi edildiği zaman, arada dağlar kadar fark olduğu görülür.

DEMOKRATLAR KAYNAKLARI ÜRETİMDE KULLANDILAR

Geçmişte Adnan Menderes ve Süleyman Demirel’in liderliği ile iktidara gelen Demokrat güçler, tek parti döneminde perişan bir hale getirilen ülkeyi baştanbaşa fabrikalar, köprüler, barajlar ve yollarla süslemişlerdi.

Onlar, geniş istihdam alanları sağlayan demir – çelik ve çimento fabrikaları, Aliağa Rafinerisi, Keban Barajı ve GAP Projesi gibi eserler ile üretime dönük, devlete yük bindirmeyen yerinde yatırımlar yaparak ülkeyi kalkındırmışlar, sanayi ve tarım üretimini teşvik ederek halkı israftan kaçınıp üretim yapmaya yönlendirmişlerdi.

Diğer taraftan iktidarları döneminde demokrasiyi ülkede tesis ederek, din ve vicdan hürriyetini, insan hak ve hürriyetlerini siyaseten uygulamaya koyan Demokratlar, devletin demokratik standardını yükseltmişlerdi. Onların döneminde ülkemiz, dünyada demokrasi ile yönetilen saygın, müreffeh bir devlet konumundaydı.

Diğer taraftan onlar, halkın manevî ihtiyacını karşılamak üzere İmam Hatip Okulları, Kur’ân Kursları ve İlâhiyat Fakülteleri’ni yurt çapında yaygınlaştırarak, dini siyasete alet etmeden manevîyata hizmet etmişlerdi.

Demokrat iktidarlar, Kemalist askerî darbeciler tarafından 1960, 1971, 1980 ve 1997 yıllarında kesintiye uğratıldı. Allahuâlem iktidarları kesintiye uğramasaydı, bugün ülkemiz demokrasi ve kalkınmada Almanya, Japonya seviyesinde gelişmiş bir devlet olabilirdi.

Daha sonraki süreçte darbeciler, halkı oyuna getirerek ve Demokratların arasına fitne – fesat sokarak onları zayıflattılar, 2002’de siyaset sahnesi dışına ittiler, onların yerine demokrat olmayan, ehliyetsiz, ancak ağızları iyi lâf yapan ve Kemalizm ile uzlaşabilen dindar kimlikli bir grubun önünü açarak onları iktidara taşıdılar.

MEVCUT SİYASİLER KAYNAKLARI HEBA ETTİLER

O dönemden bu yana iktidarda olan ve belediye idarelerinden gelen bu siyasîlerin vizyonu, ne yazık ki ülkeyi refah ve hür demokratik ülkelerin seviyesine çıkarmayı ön görmemektedir. Onlar, ülkenin kaynaklarını çok pahalıya mal olan ve pek geri getirisi olmayan gökdelenler, dev alış veriş merkezleri, gösterişli saraylar ve lüks devlet idare binaları inşa etmeye harcadıkları görülmektedir. Başta İstanbul olmak üzere yeşil alanlar daraltılarak ya da yok edilerek şehirler beton yığınları haline getirilmiş durumdadır.

Demokrat idareler döneminde tarım ve hayvancılık alanında kendi kendine yeten, hatta bu alanlarda ihracat yapan ülkemiz, günümüzde dışarıdan ziraî ürün ithal eden bir ülke durumuna getirilmiştir.

Hâkim siyasîlerin diğer feci bir tahribatı, dinî değerleri siyasetlerine alet etmeleri; dindar bir kimlikle istibdat, usûlsüzlük, zulüm yaparak dini bilmeyen önemli bir kitleyi İslâm’dan soğutmalarıdır.

Türkiye’nin demokratik standardı, iktidardaki siyasîlerin demokrasiye soğuk davranmaları sebebiyle, medeni ve hür milletlerin çok gerisine düşmüş durumdadır. Ülkemiz, içerde insan hak ve hürriyetlerinin sürekli ihlâl edildiği, kaos, çatışma ve gerilim içinde bocalayan ve ekonomik krizle boğuşan, dışarıda ise izlenen yanlış dış politikalarla komşularıyla ve dünya ile sürekli kavgalı bir ülke haline getirilmiştir.

Bugünkü ortamda çare: DP’nin içinde bulunduğu Millet İttifakı’nın demokrasi ve adalet ortak paydasında buluşarak, toplumu derinden etkileyen ekonomik krizi çözecek gerçekçi projeler üretmesi ve halkın çoğunu buna ikna etmesi, önümüzdeki seçimi kazanarak parlamenter demokrasinin önünü açmasıdır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*