Koronavirüs ve aşı dayatması

Dünya neredeyse iki yıldır Korona belası ile sarsılıyor.

Ancak;

Bu bela normal bir bela gibi gözükmüyor.

Beşerin bulaşık eli bu işe fazla karışmış gibi.

Bütün veriler bu yönde.

Sanki planlı ve programlı bir süreç işliyor.

Buna bir ölçüde biyolojik ve psikolojik savaş da diyebiliriz.

Öyle ki bu savaşta tüm kirli oyunlar oynanıyor.

Hatta bu sürece karşı olanlardan bazıları bir ölçüde ortadan kaldırılıyor.

Afrika’da bazı devlet başkanları öldürüldü.

Bunların ortak yanı Korona sürecine karşı olmaları idi.

Bu ise çok açık bir suikast anlamına gelmiyor mu?.

Bırakın o Afrika ülkelerini…

Korona sürecini ciddiye almayan İngiltere ve Brezilya devlet başkanları da neredeyse ilginç bir suikasta kurban gideceklerdi, zor kurtuldular.

Önceleri Koronaya karşı çıkanların başına çeşitli belalar geldi.

Şimdi de aşı sürecine karşı çıkanlar aynı akıbete uğruyor.

“Aşıya karşı çıktı, Koronadan öldü” diye bir çok haber medyada yer almaya başladı.

Global şebeklerin beslemesi bazı basın kurumları bu konuda çok evham üretiyor.

Bu ise doğrudan aşı dayatması anlamına geliyor.

Zaten işin en garip tarafı bu:

Korona ile birlikte aşı dayatmasının da eş zamanlı olması yani.

Bu da insanı endişelendiriyor doğrusu.

Çünkü aşı olayı net değil.

Çok karanlık noktalar var.

Bir çok uzman bu aşıların daha deneme sürecinde olduğunu beyan ediyor. Şimdiye dek de hiç bir aşı test sürecini tam olarak tamamlamış.

Yani bir ölçüde insanlar denek olarak kullanılıyor.

Şimdi bu noktada bu garip aşılara nasıl itimat edersiniz?

Daha yan tesirleri tam olarak ortaya çıkmamış iken, hangi cesaretle bu aşıları yaptırabilirsiniz?

Üstelik gün geçtikçe aşılar hakkında bir çok menfi sonuç ortaya çıkmaya başlamışken…

Hatta bir çok yerden aşı sonucu ölüm haberleri de gelemeye başladı.

ABD’de beş yüz binden fazla insanda yan etki görülmüş.

Bu etki yetmiş bin kişiden fazla bir sayıda çok ciddi bir seviyede olmuş, 12 binden fazla da insan ölmüş.

Ölüm sayısı da günden güne artıyor.

Halbuki aşıdan dolayı ölüm olmamalı.

Uzmanlar bunu ısrarla dile getiriyorlar.

Dikkat ediniz bizim bir sağlık bakanımız var.

Her gün “sanki mezarlık görevlisi” gibi şu kadar öldü, bu kadar hasta var diye sürekli topluma korku yaymaya çalışıyor.

Sebep ise aşı olmaya teşvik etmek.

Peki bu insanlara nasıl güvenirsiniz?

Vatandaşın canından çok ceplerinin selametini düşünen bu garip idarecilere nasıl itimat edersiniz?

Asla ve kat’a…

Global fesat şebekesinin oyuncağı haline gelmiş bunlara güven olmaz.

Bunların ipi ile kuyuya inersen geri çıkma ihtimalin kalmaz.

Evet, Koronavirüs var.

Bu gerçek inkar edilemez ve bu virüs hafife alınamaz.

İster beşerin eli karışın, isterse karışmasın vakıa bu.

Ancak fesat şebekelerinin yaymaya çalıştığı korku ortamı da bir o kadar abartılı ve maksatlı bir süreç.

Çünkü Korona nedeniyle meydana gelen vefat sayısı bir pandemi sürecine işaret etmiyor.

Normal bir ölüm süreci.

İstatistikler bunu söylüyor.

Öyle ise bize düşen gerekli her türlü tedbiri almak.

Ardından ise Yüce Yaratıcıya tevekkül ederek normal hayatımıza devam etmek.

Bir müminin yapması gereken de bu değil mi?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*