‘Siyasetle dine hizmet’ edilir mi?

1400 yıllık İslam tarihi bize gösteriyor ki siyasetle dine hizmet etmek muhaldir.

Bazıları “Hz. Muhammed devlet adamıydı. O siyasetle dine hizmet etti, biz niçin edemeyelim?” diyorlar. O, peygamberdir ve Allah’ın koruması altındaydı, bir ayaküstünde kırk yalan söyleyen siyasetçiler ona benzemez. Yine diyorlar, “dört halife dönemi de o şekildeydi. Hz. Ebubekir, Ömer, Osman, Ali ve Hüseyin de devlet adamı idiler.” Fakat bunların üç özelliği vardı. Birincisi sahabe, ikincisi müçtehit, üçüncüsü müceddit idiler.

Günümüz siyasilerde bu özelliklerin hiç birisi yoktur. Kimisi Ömer Bin Abdülaziz’i örnek gösteriyor. 700 yıllarında yaşamış, adaleti ile ün salmış bu mübarek zatın, müçtehit ve müceddit özellikleri vardı ve üç yıl kadar devler adamlığı yaptı. Peygamberimiz, dört halife dönemi ve Ömer Bin Abdülaziz dönemi yaklaşıl 60 yıllık bir süredir. Bunun dışında siyasetle dine hizmet yapılmadı. Çeşitli saltanatlar dönemlerinde dini hizmetler yapıldı, başarılı olanlar da oldu. Saltanatla musallat kelimeleri aynı köken gelir, başıma musallat oldum deriz. Asrısaadet döneminde esas olan hür irade ile seçim yapmak esastı. Hz. Ömer öleceği zaman, çevresindekiler, “senden sonra oğlum Abdullah halife olsun” dediler, Hz. Ömer, “halifelik babadan oğla geçer saltanat dönemi başlar” diyerek karşı çıktı. Hz. Ömer’in oğlu Abdullah, toplumda çok beğenilen, takva sahibi, âlim iktidarlı, dürüst bir sahabeydi. Osmanlı döneminde ise bazen çocuklar bazen de deliler padişah oldular, dört halife dönemi gibi insanın iradesinin tecelli ettiği seçimler yapılmamıştır.

Çoğu insanın aklına geliyor, eğer siyasete girersek, devlet ve hazineler elimizde geçer, bol bol büyük camiler, dini okullar, Kur’an kursları yapar, harıl harıl dindar ve milli bir gençlik yetiştirir, dindarları çeşitli makamlara getirir, Allah’ın dinini koruruz.

Allah dinini korur, hırsla makamları ele geçirmeye çalışanların korumasına muhtaç değildir. Kur’an, hep insana vurgu yapar ey insan der, ey devlet demez. En büyük hizmet insana yapılan hizmettir. Allah’ın dini çok hassastır din, Allah rızasından başka bir şeye alet edilirse işler tam aksine döner, dindar gençlik yerine kindar bir nesil yetiştirilir. Mühim olan adalettir, kâinat zıtlıklar üzerine kurulmuştur. İyi kötü, hayır şer gibi, bu şekilde mücadele ile gelişmeler olur. Zıtlıkları kaldırırsan gelişme durur. Kötülükler kanunla değil eğitimle önlenir.

Din; umumun malıdır sağ, sol, milliyetçi sosyalist her düşünce ve görüş ona elini uzatmalı kimse dini kendi tekeline almamalı. Eğer alırsa muhalif siyasi partilerden dini iyi bilmeyenler dinden soğur. Kavgada Kur’an’ı başına siper edersen ilk darbe Kur’an’a iner. Allah, ayetlerimi dünya malı karşılığında satmayın diyor. Dünya küreselleşme ile bir köy konumuna geldi inançlar, ırklar dinler birbirine karıştı. Devlet hazinesi inanan inanmayan her çeşit insanın parası ile dolar. Allah’a inanmayan, kendi rızası ile vermediği hazine paraları ile dini hizmetler olmaz. Hz. Ali devletin dini adalettir der. Dindara dindar olduğu için makam verilmez, işler ehline verilir, dinde salihlik işte maharet esastır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*